Translate.vc / Portugais → Turc / Susu
Susu traduction Turc
51 traduction parallèle
Sabes que respeito se decidires ficar.
Geri kalanı tarih. Bu günse.. Sanırım Brezhnev, Susu ismindeki Koreli küçük..
Sou o Xu Xian, pobre e humilde. Nunca imaginei vir a ter alguém como tu Susu.
Ben, Xu Xian, fakir ve mütevazi asla sizin Susu gibi birini kazanabileceğimi hayal etmezdim.
Vim aqui hoje... em busca da vossa permissão... para me casar com a Susu.
Bugün buraya kızınızla evlenmek için sizin asil onayınızı almaya geldim.
Sr... Apesar de não ter bens em meu nome... amo muito a Susu.
Efendim kendi adıma hiçbir şeyim olmasa bile Susu'yu çok seviyorum.
Vai! Também quero dizer à Susu...
Ayrıca Susu'ya da...
Susu, dá-me uma ajuda.
Susu, biraz yardım et bana.
Susu, cheguei a casa.
Susu, ben geldim.
Susu, obrigado por tanto empenho.
Susu, bu kadar çok çalıştığın için teşekkür ederim.
Susu?
Susu?
Que se passa?
Susu? Ne oldu?
Susu!
Susu!
Susu...
Susu...
Susu, o que estás a fazer?
Susu, ne yapıyorsun?
Susu, não me assustes!
Susu, korkutma beni!
Abre a porta, Susu!
Kapıyı aç Susu!
Diz-me... Como posso salvar a Susu?
Söyle bana Susu'yu nasıl kurtarabilirim?
Mesmo que tenha de passar pelo meio de espadas e mares de fogo... tenho que salvar a Susu.
Cesur kılıçlar ve ateşten denizleri geçmem gerekse bile Susu'yu kurtaracağım.
Tenho que salvar a Susu!
Susu'yu kurtarmalıyım!
Feri a Susu.
Susu'yu yaraladım.
Quem é a Susu?
Susu kim?
Mas tenho apenas um molusco e... cada cura precisa do mesmo tipo que foi ingerido.
Ama son yumuşakçama kadar harcadım ve şey... her ilacın vücuda girenle aynı suşu içermesi gerekiyor.
"Porquê isto", "Porquê aquilo".
S * ktiğimin şusu, s * ktiğimin busu, k * çlar, g * tler...
SHERATON HOTEL MORTE ACIDENTAL
SHERATON OTEL KAZA SÜSÜ
Quando regressou, tinha uma ferida na garganta, pelo que fiz-lhe uma infusão de violeta.
Dersi, öğrendikleri, şusu busu derken gerçekten çok yoruluyor ve kendinden geçiyor
Oi! Sou Susú, o elo perdido entre bicho de pelúcia e cachorro.
"Merhaba, ben Susú, bir yarım tahnit edilmiş, diğer yarım da köpek."
Vamos, Susú. Vamos.
Buraya gel, Susú.
Vamos, Susú. Vamos, vamos.
Gel buraya, Susú.
Susú.
Hadi ama.
- Esta é a Susú.
- Bu Susú.
Tchau, Susú.
Hoşça kal, Susú.
Espere, Susú. Já vou.
Bekle Susú, hemen döneceğim.
Sou eu, a Susu.
Benim, Susu.
Novartis e Syngenta, em colaboração com os departamentos de agricultura e defesa dos Estados Unidos, tem testado um espermicida em alguns tipos de milho, que deixaram alguns consumidores masculinos inférteis.
Novartis ve Syngenta, Amerika Tarım Bakanlığı işbirliğiyle ve Savunma Bakanlığı, spermatisid GMO mısır suşu arazi deneyi yapıldı, böylece erkek tüketiciler kısırlaştırılmış olacak.
Normalmente, seria assim que começava um discurso fastidioso sobre a hitória da Sentinel, a sua filosofia, e blá, blá, blá...
Normalde burada başınızın etini yemem gerekiyor. Sentinel'in tarihi, filozofisi, osu, busu, şusu...
Já tem os meus resultados. Eu... Tenho estafilococo?
Sonuçlarımı aldınız ve bende stafilokok suşu mu çıktı?
- Eu tenho estafilococo?
Bende stafilokok suşu mu var?
O exame da Bailey deu negativo.
Ama Bailey'de stafilokok suşu çıkmadı.