Translate.vc / Portugais → Turc / Sweeney
Sweeney traduction Turc
449 traduction parallèle
Sweeney.
Sweeney?
Um momento, eu não sou o Sweeney, sou o Duffy.
Sweeney değilim. Ben, Duffy.
Sweeney, não me podes fazer isso.
Bunu yapamazsın.
Pelo que mais queiras, ouve, Sweeney, este não é o momento.
Dinle Sweeney. Şimdi sırası değil...
O que é que se passa, Walter?
Ne var? - Sweeney.
Bom, escuta, procura o Sweeney e que vá de férias um par de semanas para fora da cidade.
Tamam, şunu dinle. Sweeney'yi şehir dışına 2 hafta tatile yolla.
- Não te ponhas poético, Walter.
Sweeney'ye yazdır.
Manda o Sweeney, é o que tens de melhor para as notícias lamechas.
Dokunaklı yazılarda üstüne yoktur.
Pobre Sweeney. O Duffy disse-me.
Karısı nihayet ikiz doğurmuş.
O Sweeney saiu para celebrar e não o encontram em nenhuma parte.
Sweeney yok, onu bulamıyoruz.
Assim o Sweeney com gémeos e ao Williams enforcam-no amanhã.
İkizleri oluyor, Williams asılıyor. Walter, bak.
Acabo de me lembrar que o Sweeney se casou há 4 meses.
Şimdi hatırladım, Sweeney evleneli 4 ay oldu.
A senhora Sweeney não teve gémeos?
Yani Bn. Sweeney ikiz doğurmadı mı?
Sweeney, Hallit, encarreguem-se do radar.
Sweeney, Hallit, radarı halledin.
Sweeney,'mazel tov'. * ( * Felicidades )
Sweeney, selamlar.
Sweeney estávamos um pouco à frente.
Sweeney çok öndeydik.
No terreno do Sweeney?
Sweeney'in yeri mi?
Diz ao Sweeney Três-Dedos que lhe pago para a semana que vem.
Üç Parmak Sweeney'e söyle, haftaya parasını öderim.
- Quanto é que ele deve ao Sweeney?
- Sweeney'e ne kadar borcun var?
Então um pouco antes dele partir para um monastério no Tibete, o grande Sweeney me deu as chaves.
Yani Tibet'teki manastırı terketmeden hemen önce, koca Sweeney anahtarlarını verdi bana.
Sabe, Major, todos os impostos pagos pelos cidadãos para Hobsonville centenas de milhares de dólares estão guardados no Cofre forte do Sweeney.
Binbaşı, Hobsonville için vatandaşlardan toplanan vergilerin tamamı, yüz binlerce dolar, Jeremy Sweeney'in kasasında duruyor. O da belediye başkanı gibi bankacı.
Assim que o avião perdeu aquele peso fiz logo uma curva acentuada, tal como o Sweeney e o Marquand atrás de mim, e tentámos distanciar-nos do ponto de impacto.
Ağırlık uçaktan ayrılır ayrılmaz derhâl keskin dönüş yaptım. Arkamda bulunan Sweeney ve Marquart da yaptı. Vuruş noktasıyla aramızda mesafe oluşturmaya çalıştık.
- Encontraste alguma coisa?
Sweeney, bir şey buldun mu?
Envia para tirar impressões e para a balística, por favor.
Sweeney, parmak izleri, Balistik, lütfen.
Sweany?
Sweeney?
- Sr. Sweeney.
Bay Sweeney.
- Mike Sweeney?
Mike Sweeney?
Não mudou nada. Mau e feio.
Tam Sweeney'leri hatırladığım gibisiniz, kindar ve çirkin.
É o Jack Pulford, o Jay Cobb e o Mike Sweeney.
Şimdi, o, Pulford'un, alakarga Cobb'un, ve Mike Sweeney'in olduğu krikodur.
Podes levar o Dólar às terras do Sweeney.
Sen, yayılan Sweeney'e yaşlı doları atlatabilirsin.
E o outro sujeito, o Sweeney?
Diğer adamdan ne haber.
Que disse que o Capitão Michael Sweeney...
... Deniz Albay Michael Sweeney'in gerektiği gibi hareket ettiğini ifade ettiler.
Bom dia, Sr. Sweeney.
Nasılsınız Bay Sweene Y.?
Sweeney, B56-212.
Sweeney, B56-21 2.
Meus senhores, o Dr. Bob Sweeney.
Günaydın. Beyler tanıştırayım, Doktor Bob Sweeney.
O Sweeney deve ter ficado fulo.
Senin fikrin miydi?
O telefonema era do Sweeney?
Telefondaki Sweeney miydi?
- Sweeney é um bom professor.
O iyi bir öğretmen tamam mı? İyi bir öğretmen!
- É um preto sedento de poder.
Sweeney güç gösterisi yapan bir zenci!
A sério, o Sweeney é um bom professor.
Unut bu ayıyı. Hayatını böcek öldürerek kazanmak ister misin?
- Entreguei, mas o Murray queixou-se ao Sweeney, que me obrigou a fazer outro trabalho.
Verdim ama Murrey pisliği beni ispiyonlayınca... Sweeney yenisini yazmamı istedi.
O velho Sweeney.
Şu bizim Sweeney.
Mas, passado um tempo, comecei a isolar-me, a ler os livros que o Sweeney me mandava e a andar sozinho.
Bir süre sonra sadece başımı eğip... Sweeney'nin gönderdiği... kitapları okumaya başladım.
Não troce. Este professor é diferente.
Gülmeyin bu adam Doktor Sweeney!
O Dr. Sweeney é espantoso.
Çok farklı!
Não, mas Sweeney incluiu-os no curso.
Hayır ama Sweeney öyle istiyor. Dersin bir parçası oldu.
- O Sweeney.
- Öldü mü?
Mike Sweeney.
Mike Sweeney.
Sr. Sweeney.
Bay Sweeney...
Saí umas vezes com a mãe dele.
Buyrun Doktor Sweeney'nin ofisi? Annesiyle birkaç kez çıkmıştım.
- Sim, ele telefonou-me e disse-me.
Evet bana Sweeney söyledi.