English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Taran

Taran traduction Turc

167 traduction parallèle
Senhor, estamos a ser sondados por radar.
Efendim, bir radar tarafından taranıyoruz.
Quando te tiveres banhado em água perfumada, quando os teus membros tiverem sido acariciados por óleos doces e o teu cabelo penteado com sândalo, não haverá tempo para lágrimas.
Kokulu sularda banyo yapınca, kol ve bacakların tatlı yağlarla okşanıp, saçların gülağacıyla taranınca, gözyaşı dökmeyeceksin.
Capitão, os sensores indicam que estamos a ser sondados.
- Kaptan, şu anda taranıyoruz.
- Estamos a ser sondados.
- Taranıyoruz.
Toda a área está sob a vigilância por satélite.
Bütün alan şu anda uydu ile taranıyor.
À vontade.
Taran, taran.
Estamos a ser analisados.
Taranıyoruz.
Deslizar sobre o mar,
Deniz taranıyor.
Taran, o molho está a derramar-se.
Taran! Yemek taşıyor!
Todos fogem ao ver o famoso Taran de Caer Dallben.
Meşhur Taran'dan herkes korkuyor.
Outro sonho, Taran?
Yine mi düş kuruyordun, Taran?
Taran, O que estás prestes a ver jamáis deves revelar a algué,.
Taran, görmek üzere olduğun şeyi hiçkimseye söylememelisin.
- Uma arma terrivel, Taran.
Korkunç bir silah.
Taran de Caer Dallben o melhor guerreiro de toda Prydain.
Caer Dallben'in arkadaşı Taran. Prydain'in en büyük savaşçısı.
Calma princesa Eilonwy, Taran.
Prenses Eilonwy, Taran...
Oh não, Taran, dá-me a tua mão!
Taran! Elini ver! Sonumuz geldi!
- Isso é demasiado perigoso Taran.
- Bu doğru değl, Taran. - Ama anlamıyor musun?
Não, Taran, Não.
- Hayır, Taran! Hayır!
Taran, cuidado!
Taran, dikkat et!
- Sim, Taran?
- Şey...
Oh, Taran, temo que tudo tenha terminado para nós.
Taran. Korkarım sonumuz geldi.
Mas Taran, isso é impossível.
Ama bu imkansız, Taran.
Como poderias Taran!
Başına... Taran!
- Por favor Taran, não o faças.
Lütfen, Taran! Hayır! Başaramazsın.
Taran tem muitos amigos.
Taran'ın bir çok arkadaşı var.
- mas Taran, eu...
- Taran, Lütfen.
Taran, olha...
Taran, bak!
- Taran, tem cuidado...
Lütfen dikkatli ol.
Oh, Taran...
Taran!
Exploração de 105 a 130.
105-130 arası taranıyor.
Explorando novamente.
Yeniden taranıyor.
Nós temos uma lua a cair inexplicavelmente da sua órbita e agora mesmo a nave foi sondada com radiação berthold.
Önce açıklanamaz şekilde yörüngesinden düşen bir ay var, ve şimdi de gemi Berthold radyasyonuyla taranıyor.
Capitão, está nos sondando.
Kaptan, taranıyoruz.
Estamos a ser analisados por um satélite.
Bir uydu tarafından taranıyoruz.
- Espere.
Taranıyoruz.
Estão a aceder aos nossos ficheiros linguísticos.
Taranıyoruz. Dil ve tercüme dosyalarımızı inceliyorlar.
A analisar a superfície.
Yüzey taranıyor.
Estamos a analisar uma nave Numiri a aproximar-se.
Yaklaşan bir Numiri aracı tarafından taranıyoruz.
Mirando escâneres.
Hedefleyici taranıyor.
A rastrear a singularidade.
Kara delik taranıyor.
À procura do sinal de sub espaço.
Altuzay işareti taranıyor.
O Salão será examinado e protegido bem antes.
Subay salonunu o gelmeden önce taranıp güvenlik altına alınmış olur.
Procuramos uma zona para aterrissar!
İniş bölgesi taranıyor!
- Verificar as bases de dados.
- Data base taranıyor.
Sondando a nave.
Gemi taranıyor.
A examinar todas as frequências militares e civis.
Tüm askeri ve sivil frekanslar taranıyor.
Taran, a espada...!
Taran, kılıç!
- Taran!
- Taran!
Oh não, Taran...
Taran!
¡ Taran, faz alguma coisa!
Bir şeyler yap!
Estão a varrer-nos.
Komutan taranıyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]