Translate.vc / Portugais → Turc / Teléfono
Teléfono traduction Turc
2,103 traduction parallèle
- Depois telefono.
Kesinlikle.
- Eu telefono-lhe.
Arayacağım.
Mary. Telefono-te depois.
Mary seni daha sonra aramak zorundayım.
Já lhe telefono.
Sizi birazdan aramama izin verin. - Tamam.
- Telefono-lhe amanhã e falamos disso.
Öyleyse sizi yarın ararım ve bu işi konuşuruz. Tamam mı? Evet.
Telefono-lhe depois de falar com a Srª Rimsky.
Mahkemeye gidiyorum. Bayan Rimsky'den haber alınca seni ararım.
Telefono-lhe por causa do nosso encontro de quarta.
Çarşamba randevumuz için arıyorum.
Telefono-te mais tarde.
Seni ararım.
Depois telefono.
Seni sonra ararım.
- Eu telefono-te.
- Seni sonra arayacağım.
- Porque tu o fizeste comigo. Eu telefono.
Çünkü aynısını siz de bana yaptınız.
Eu telefono-Ihe.
Ben, ona telefon edeceğim git, Adi.
- Telefono-te esta noite.
- Seni bu gece ararım.
Qualquer coisa e telefono-te.
Bir şey olursa, seni ararım.
Ouve, telefono-te hoje à noite, provavelmente já tarde.
Bu gece seni arayacağım, muhtemelen geç saatlerde.
Eu telefono.
Arayacağım.
Telefono-te quando amanhecer.
İşler düzelince seni ararım.
Eu depois telefono-lhe.
Sizi arayıp haber vereceğim.
É a quinta vez que telefono.
Bu beşinci arayışım.
Telefono para o avisar que consideramos a situação muito grave.
Sizi aramamın sebebi ; durumun çok ciddi olarak ele alınması gerekiyor.
É por eu telefono, telefono... ... e tento falar contigo! E tu nem me falas...
Yani arıyorum, arıyorum, sonunda açıyorsun ve konuşmuyorsun bile.
- Eu telefono-lhe mais tarde.
- Onu daha sonra ararım.
Ouve, já te telefono.
- Bir yatakta 3 kişi... - Dinle, dostum, ben seni daha sonra arayacağım.
Depois telefono-te.
Tekrar ararım.
Um mísero "telefono-te"?
Basit bir "seni arasam"?
Nem sequer um "eu telefono-te".
"Seni arayacağım" bile değil.
Bem, eu telefono-lhe, mas estou muito ocupada.
Ona telefon ederim. Ama burada çok işim var.
Eu telefono-te.
Seni ararım.
Telefono-lhes então?
- Onları arayayım mı?
Já te telefono.
Seni sonra ararım.
Não tarda, estou aí e depois telefono-te.
Sana yakında evde olacağımı ve arayacağımı söylemiştim.
Telefono-lhe mais tarde.
Seni sonra ararım.
Eu telefono-lhe.
Seni ararım.
Vou esperar um dia, e depois telefono-lhe.
Bir gün bekleyeceğim ve sonra onu arayacağım.
Telefono-lhe em breve.
Sizi yakında ararım.
Sim, sim, eu sei, em Bagdad. Telefono-te assim que chegar.
Bağdat'ta görüşürüz.
Você telefona, eu telefono, o papá acorda, prepara o café, não suspeita de nada, você regressa ao trabalho e a vida continua.
Onu arayacağım, baban uyanıp kahve yapacak ve hiçbir şey anlamayacak. Sen işe gideceksin ve hayat devam edecek.
Telefono-te depois.
Seni ararım.
Eu telefono-te.
Ben seni ararım.
Telefono-te amanhã?
Yarın ararım, tamam mı?
Eu telefono-te mais tarde.
Daha sonra seni ararım.
Eu telefono-lhe e marcamos outra altura.
Sizi ararım ve başka bir görüşme ayarlarım...
Telefono-te mais tarde.
Seni sonra ararım.
- Eu telefono-te, está bem, Jacey?
- Seni arayacağım. Tamam mi Jacey?
Telefono-lhe, armo-me em difícil?
"Onu aramalı mıyım yoksa aldırmaz gibi mi davranmalıyım?"
Eu telefono-te.
Ararım.
Eu telefono-te quando ela ligar, está bem?
Vala ararsa, seni ararım, tamam mı?
Então telefono-te.
Seni ararım.
Eu telefono-te quando estiver feito.
Katılıyorum. Halledilince seni ararım. Teşekkür ederim.
Quero que tomes os comprimidos e eu telefono-te assim que puder.
Neden? Beni dinle. Haplarını almanı istiyorum, seni en kısa sürede arayacağım, tamam mı?
- Telefono-te assim que puder.
- Bittiği zaman seni ararım.