Translate.vc / Portugais → Turc / Tennis
Tennis traduction Turc
43 traduction parallèle
Golf, tennis.
Golf, tenis.
- Tennis ball.
- Tenis topu.
- Campos de ténis?
- Tennis kortu mu?
Pegas numa bola de ténis, uma tigela e um isqueiro...
Tennis topu, kâse ve çakmağı alıyorsun...
Desculpem-me? Estou a tentar ir para um jogo de tennis.
- Affedersiniz, bir tenis maçı ayarlamaya çalışıyorum.
Tenho uma coisa de tennis que não posso faltar.
Başıma bir tenis randevusu sardım, kurtulamıyorum.
Para uma coisa temporária... algo como ópera, tênis, balé... mas nada de... sabe?
Bilirsin, belki bir temel aralıkta gibi opera gibi bir şey... Tennis, bale, ama sadece değil.. bilirsin.
The Simpsons - S12EP12 Tennis The Menace
The Simpsons
Mas não deixes o casaco enganar-te é para tennis.
Üstündeki ceketin seni kandırmasına izin verme. O teni için.
Lembra-te, tamos a angariar fundos para os tennis esfarrapados do Johny Brown.
Hatırlayın, Biz Johnny Brown'ın yırtık pırtık ayakkabıları için para topluyorduk.
Ainda bem que eu não tinha os meus tennis!
- Air Jordanlarımı giymediğim için şanslısın!
Toma lá mais algum para os tennis do Johnnie.
İşte biraz extra Johnnie'nin ayak parası.
Tenho os tennis.
Ayakkabıları aldım.
Tenho os tennis.
- Aldınız mı?
Tenho os tennis.
Ayakkabıları aldınız mı?
Olha os tennis!
Ayakkabılarını getirdim!
Farrell, vais levar os teus tennis?
Botlarını giymek istersin Farrell.
Vai calçar os tennis.
lanet botlarını giy.
És a rapariga que querem. És a número um das tenistas para eles.
Sen onların bir numaralı tennis oyuncususun artık
De jogar ténis, sabes.
Ve... tennis de oynayan! Anlatabildim mi?
Jogámos tennis algumas vezes... Na casa da Sra. Kaptchenco em Petersback.
Bazen Skopichenkos'ların Petersburg'daki evinde beraber tenis oynardık.
Ela é boa.
- Tennis. - Başarılı.
Senhora, amanhã é o meu jogo de tennis...
Bayan, yarın teniz maçım var..
Terry Gardner apanha a bola, lança para Tennis Rice, que passa para o fundo do campo, para o extremo Sam Boteck.
Terry Gardner yakalıyor Tennis Rice'a atıyor o da sahanın aşağısına, bitiş çizgisindeki Sam Boteck'e koşuyor.
Tennis Emporium.
Tenis Kompleksi.
O tenis, embora seja o desporto dos reis, nunca pode substituir uma boa rainha. Testes de voleibol HOJE 3 : 30 a 6 : 30
Tennis, ne kadar sporun kralı olsa da, Hiç bir zaman bir kraliçenin yerini dolduramaz.
Já chega de jogar tennis, não precisas de nada, pois não?
Tenisi bıraktım, birşeye ihtiyacın yok, değil mi?
Tennis Apparel.
- Tenis kıyafeti. Mars Yolculuğu.
Ténis novos, engomado e arrumado, excêntrico e derrotado, bem vestido e calçado, fixe e despojado.
"Brand-new tennis shoes, spooned and groomed, dipped and whipped, suited and booted, duded and looted."
Eu joguei Ultimate Tennis na Wii, é a mesma coisa.
Wii'de Ultimate Tennis oynadık ya, aynı şey.
Ultimate Tennis na Wii.
Wii'de Ultimate Tennis oynadık.
Jogos de ténis, jogos de cartas, tudo.
Tennis maçlarıdır, kart oyunlarıdır, hepsinde.
Ainda te queres lembrar da cena dos ténis e da marijuana?
Marihuana ve tennis olayını hatırlamak mı istiyorsun?
É como o ténis, mas mais fácil, com uma pequena bola branca.
Tennis gibi ama daha kolayı. Küçük... beyaz bir top var.
Joguei ténis, durante algum tempo.
Bi ara biraz tennis oynamıştım.
Morte no Court
"Tennis'te Ölüm"
É uma pulseira "Tennis".
Bu bir mücevherli bilezik.
Fazem brunch ao domingo, jogam golfe, ténis.
Pazar kahvaltısı yapıp golf ve tennis oynuyorlar.
É um grande jogador de tennis. Parece alguém perfeito.
Tam kurbanlık koyun.
A bola de ténnis do Brian.
Brian'ın tenis topu.
A de ténnis, sim, bem, sim, estou acima num set... pronto, amigo, obrigado, tchau, tá, tchau.
bir set öndeyim Chum, tesekkürler bye.
Alguém quer jogar ténis?
Tennis oynamak isteyen, millet?
Quando largada de uma altura de 2,5 metros para betão, quanto deve saltar uma bola de ténis nova?
yeni bir Tennis topunun büyüklüğü ne kadar olmalıdır?