Thurston traduction Turc

Nós, Thurston Bishop e Matthew Bishop, perguntamos, aceita Aella como vosso Rei e aceita...

Biz, başpiskopos Thurston ve Matthew Bishop Aella'yı Kral olarak kabul edip etmediğinizi merak ediyoruz.

Eu, coronel Thurston Tillman, de Rutledge Hall, do Condado Príncipe Edward... faço neste vigésimo dia de abril de 1861... manu... subscrevo voluntáriamente e para sempre quitada a reivindicação... do corpo e dos serviços do menino escravo chamado...

"Ben, Albay Thurston Tillman, Rutledge Hall, Prince Edward İlçesi'nde yaşayan " 1861 yılı Nisan ayının 12'sinde, "azad..."

- Diga, Sr. Thurston.

- Evet, Bay Thurston...

Sra. Richards, o Sr. Thurston.

Bayan Richards, bu Bay Thurston.

Sr. Thurston, a Sra. Richards.

Bay Thurston, Bayan Richards.

O Sr. Thurston é o cavalheiro que estou a atender.

Bay Thurston şu an ilgilenmekte olduğum beyefendi.

O Sr. Thurston é o cavalheiro que estou a atender...

Bay Thurston şu an ilgilenmekte olduğum...

O Sr. Thurston chegou primeiro, Sra. Richards.

Bay Thurston sizden önce geldi Bayan Richards.

Mr. Thurston, de acordo com um estudo recente...

Bay Thurston, yeni bir araştırmaya göre...

Eu sei que Thurston acha que também sou louca.

Biliyorum, Thurston da aptal olduğumu düşünüyor.

Talbot, Thurston, Trenton...

Talbot, Thurston, Trenton.

Você só joga bilhar com o Thurston.

Thurston dışında hiç kimseyle bilardo oynamazsın.

Ora o Thurston, disse-me você há quatro semanas, tinha uma opção de compra sobre títulos sul-africanos. Que expiraria no prazo de um mês e que ele desejava partilhar consigo.

Dört hafta önce Thurston'un, Güney Afrika'da bir ay içinde arz edilecek bazı menkul kıymetleri satın alma hakkı olduğunu ve seninle paylaşmak istediğini söylemiştin.

Se estiver alguém a ouvir-me, por favor contacte-me em casa na Av.

Eğer beni duyan birileri varsa, 2. Thurston Bulvarı, Gray Linn adresinden evime ulaşabilirsiniz.

Thurston 2, Grey Lynn.

Thurston Bulvarı, Gray Linn adresinden evime ulaşabilirsiniz.

CHAMO-ME ZAC HOBSON AV.

Thurston Blv.

- Thurston Craddock.

- Thurston Craddock.

O melhor caminho é a leste, pela Thurston.

En iyi seçeneğin Thurston'ın doğusu.

Há os Cramps, os Yo La Tengo, o Kim e a Thurston.

Cramps var. Yo Lo Tengos var. Kim and Thurston var.

Então, onde te vai levar o Thurston Howell?

Ee, Thurston Howell seni nereye götürüyor?

Porque não estou a nadar em dinheiro, entende?

Çünkü ben pek Thurston Howell kadar zengin sayılmam da.

Quero mostrar à CeCe as fotografias de mim a tocar com a Kim e o Thurston.

Cece'ye Kim ve Thurston'la çalarkenki resimleri göstermek istiyorum.

Sophie, este é o Allen Tirsten, o nosso especialista em informática.

Sophie, bu Allen Thurston, bilişim uzmanımız.

Deverei adiar o meu pequeno-almoço com o Thurston?

Thurston ile olan kahvaltımı iptal etmeme gerek var mı?

Esta filmagem levou o cinegrafista Gavin Thurston, a pesquisadora Rachael Kinley e o produtor Tom Hugh-Jones a algumas das selvas menos exploradas do mundo.

Bu çekim için kameraman Gavin Thurston, araştırmacı Rachael Kinley ve yapımcı Tom Hugh-Jones ormanda birlikte çalıştılar.

Thurston. - Thurston?

Adım Mapus Kuşu değil, Tavus Kuşu.

Verdade seja dita que, depois de ter saído, mereço qualquer espécie de tratamento vinda do Thurston.

İşten ayrıldıktan sonra gerçekler söylenmeli, Tavus Kuşu'nun burada söylediği her şeyi hak ediyorum.

Muito obrigado, Thurston.

Lutfedersin, Tavus Kuşu.

Com todo o respeito ao Thruston, eu percebo de metais, e este aqui é alumínio.

Thurston'a saygılarımı sunarak söylüyorum metallerden anlarım ve bu aluminyum.

Um tipo em liberdade condicional chamado Thurston Mayfield,

Thurston Mayfield adında şartlı tahliyeli biri.

Depois temos o Thurston Howell, é a Imperial, com a coroa.

Tabii bir de Thurston Howell var. Şapkalı imparator.

Não havia necessidade, meu.

Bu gerekli değil, Thurston.

- Ora, vamos enriquecer. 80 / 20, a nosso favor... e chama-se "Molho picante dos bons fazendeiros".

- Lütfen, 80'e 20 şeklinde bile zengin olabiliriz, bizim lehimize tabi ve ona "Opie and Thurston's Hot Sauce" u diyeceğiz.

Precisamos de agentes no 612 da Northwest Thurston.

612 Kuzeybatı Thurston'a ekip gönderilsin.

Preciso de médico-legista e unidade forense no 612 da Northwest Thurston.

- Anlaşıldı. Cinayet vakası, 612 Kuzeybatı Thurston'a adli tabip ve olay yeri inceleme gönderin.

O Picante de Opie e Thurston já se vende em todo o país.

Opie ve Thurston'nun Acı Sos'u bütün ülkede satılacak.

Igualmente, Thurston.

- Seni de Thurston.

Só tento ajudar, Thurston.

Yardımcı olmaya çalışıyorum sadece Thurston.

Eu e o Thurston procurámos e fizemos esfregaços em cada milímetro dos fragmentos de osso.

- Hayır. Thurston ve ben kemik kalıntılarının her bir milimini tekrar inceleyip, araştırdık.

Como o Thurston Moore nos intitulou uma vez...

Thurston Moore bir keresinde şöyle demişti :

Chamo-me Thurston Rawlings.

Benim adım Thurston Rawlings.

Imagina o Thurston Howell III, se dormisse com a Ginger.

Thurston Howell III'ün Ginger ile beraber yaşadığını düşün...

- Harry Thurston Peck.

- Harry Thurston Peck. - Aynen!

É um idiota e, infelizmente... meu irmão.

- O Thurston. Aptalın biri. Ve ne yazık ki benim kardeşim.

Os alunos de Thurston têm privilégios e vantagens e, por vezes, trabalhas o dobro deles e ficas a meio do caminho, mas não significa que deixes de trabalhar.

Thurston öğrencileri ayrıcalıklı ve avantajlı ve bazen onlara yetişmek için iki kat çok çalışmak gerekiyor ama bu yapmaman gerektiği anlamına gelmez.

Thurston não pensa assim.

Thurston öyle düşünmüyor.

Sou o Thurston, o idiota.

Tam bir baş belasıydım.

Thurston?

Tavus Kuşu mu?

A gente esquece que está aqui.

Yanında, kameraman Gavin Thurston var. Burada olduğunuz aklınızdan çıkıyor.

Pelo tamanho das larvas, posso reduzir a hora da morte para 20 a 23 dias. Riquinho, por favor, para de me ignorar.

Thurston, lütfen beni görmezden gelmeyi bırak.

Desculpa, Thurston.

- Üzgünüm Thurston.