Translate.vc / Portugais → Turc / Timer
Timer traduction Turc
24 traduction parallèle
Devo ajudá-la, Timer?
Kabul etmeli miyim, Timer?
Olá, Timer.
Merhaba, Timer.
Vou instalar o videocassete e acertar o timer. Ela não vai querer ver...
Videoyu bağlayıp saatini kuracağım... böylece şeyi seyredebilir...
Não me posso dar ao luxo de ser "algemado" por uma... part-timer que julga que sabe o que está certo.
Yan işini yaparken her şeyi bildiğini sanan biri tarafından tutuklanamam.
Um timer. Usado como receptor, um transmissor.
Alıcı-verici görevi yapan bir zamanlayıcı.
Preciso de saber como desarmar o timer ou retirar o gancho.
Zamanlayıcıyı nasıl durduracağımı ya da kıskacı nasıl açacağımı öğrenmem gerekiyor.
Então desactivemos o timer.
İyi, o zaman zamanlayıcıyı etkisiz hale getirelim. Ne yapmam gerekiyor?
O timer vai parar ao próximo corte.
Tamam sorun yok. Kronometre diğerini kesince duracak. Yeşil kabloyu bul.
O Old Timer's da rua 104.
104. Sokak'taki Old Timer's barında.
O timer mostra o caminho do fogo, o que então acende a mistura química dentro da bomba.
Zamanlayıcı teneke kutu içindeki kimyasal karışımı tetikledi. Basit.
É melhor do que aquela vez em que conheci o Timothy, o queijo.
Bu Peynirci Çocuk Timer ile tanıştığım zamandan da iyi.
Só liguei o interruptor a um "timer" então liguei meu MP3 ao microfone.
Bir zamanlayıcı anahtarıyla bağlantı kurdum. Sonra mp3'ümü mikrofon çıkışına bağladım.
Mais importante, coloque o timer em 10 minutos, desligue o botão e está armado.
En önemlisi, zamanlayıcıyı 10 dakikaya ayarla, açıl anahtarını kapat ve atışa hazır.
- Há um timer.
- Bir zamanlayıcıya bağlı.
- Tenho timer na câmara.
- Kameramda zamanlayıcı var.
De contrário, desliga o timer.
Yoksa, zamanlamayı iteler.
G, ele activou o timer enquanto lutávamos.
Boğuşurken zamanlayıcıyı harekete geçirmiş olmalıyım.
um bebado, um cartão de afiada, um dois-timer, talvez.
Ayyaş, hilebaz, ikiyüzlü deseler belki.
Mas eu nunca, nem uma só vez, ouvi dizer que Deus caberia numa lata das antigas.
Ama asla, hiçbir zaman Tanrı'nın kendini Old Timer kutusuna koyduğuna görmedim.
Tenho o timer.
Tamam, kronometreyi gördüm.
O timer.
Çok üzülür. Tam zamanı.
Ho, ho, ho!
Çeviren : _ wolff _ ( Bora Korkmaz ) timer İyi seyirler dileriz.
- Um "timer".
- Zamanlayıcı, alıcı teması kesildiğinde...