Translate.vc / Portugais → Turc / Timothy
Timothy traduction Turc
794 traduction parallèle
Meia hora depois, um tal Timothy J. Dugan teve uma reunião secreta... com a comissão do crime e falou muito.
Yarım saat sonra, Timothy J. Dugan diye biri Suç Komisyonuyla... gizli bir toplantı yapmış, orada da hep o konuşmuş.
- A obra completa de Timothy J. Dugan.
- Timothy J. Dugan'ın bütün eserleri.
E o Timothy?
Ya Timothy?
O Timothy é um verdadeiro rapaz, digamos.
Timothy tam bir erkek diyelim.
Timothy?
Timothy?
Dá as boas noites ao Timothy, filho.
Timothy'e iyi geceler dile, oğlum.
Boa noite, Timothy.
İyi geceler, Timothy.
- As Irmãs Timothy e Ellen...
Rahibe Timothy ve Ellen da...
Do próximo sábado a uma semana irão buscá-lo às 11.10 e levá-lo para o Sanatório Timothy Swardon, na Rua 61, 84 Leste.
Önümüzdeki cumartesiden bir hafta sonra, sabah saat 11.10'da aranacak ve 61.Cadde'deki Timothy Swardon Sanatoryum'una götürüleceksin.
Timothy.
Timothy.
Voltamos agora à programação normal.
'Şimdi Timothy Jones Revüsüne devam ediyoruz.'
Sentam-se com as túnicas de algodão a escorrer protector solar em cima da pele crua, inchada e purulenta, porque abusaram do Sol logo no primeiro dia.
Penye plaj elbiseleriyle oturup Timothy White güneş kremini o şişko, soyulmuş, şişmiş, irinli derilerine sürerler, çünkü ilk gün fazla yanmışlardır.
Mais à frente, no debate, o ministro subalterno de estar assustado com qualquer tipo de maquinaria agrícola desafiou o subsecretário de Estado de esconder Terence Rattigan a produzir os números deste ano fornecidos pelo Departamento de Roubar Pacotes de Ligaduras a Timothy Whites e Voltar a Vendê-las com um Lucro Considerável.
Tartışmada, Her Türlü Çiftlik Makinesinden Korkma Bakanı Terence Rattigan'dan saklanmadan sorumlu müsteşardan Timothy Whites'tan sargı paketleri çalıp Yüksek Kârla Satma Bakanlığı'nın yayınladığı cari yılın ticaret rakamlarını sunmasını istedi.
Timothy Brown em Nashville, junto aos espetaculares Keith Carradine e Geraldine Chaplin.
Timothy Brown da Nashville'de Keith Carradine ve Geraldine Chaplin ile beraber.
"Seu amigo para sempre, Timothy Joseph Flynn."
"Sonsuza dek dostun olan, Timothy Joseph Flynn."
Pensei que essa história tivesse acabado nos Anos 60, com o Timothy Leary e todos os outros gurus!
Bu izolasyon tanklarının 1960'larda kaldığını sanıyordum... Timothy Leary ve diğer gurularla birlikte!
Pedimos ao Timothy Havelock que localizasse os destroços.
Sir Timothy Havelock'dan enkazın yerini belirlemesini istedik.
E sentados nas suas queimaduras esguichando creme de protecção Timothy White nas suas carnes inchadas, esfoladas, intumescidas e purulentas, porque exageraram no primeiro dia.
Penye plaj elbiseleriyle oturup Timothy White güneş kremini o şişko, soyulmuş şişmiş, irinli derilerine sürerler, çünkü ilk gün fazla yanmışlardır. - Biliyorum.
Oh Sr. Ages, o meu filho Timothy está tão doente!
Oh Bay Ages, oğlum Timothy çok hasta.
Ela vai acordar o Timothy!
Uyandıracaksın onu Timothy!
- O Timothy está muito mal.
- Timothy çok kötü.
Vai buscar... o Timothy!
Çık git... Timothy!
Timothy... lembra-te do Timothy.
Timothy... hatırladınızmı Timothy.
Sim... mudarei. mas Timothy tem pneumonia.
Taşımak istiytorum, fakat Timothy zatüre.
- George Timothy Granville Green.
- George Timothy Granville Green...
A chamada que a suspeita fez da cabina telefónica - era para uma casa particular. Timothy e Nora Cornell, 1448 Whitney Drive.
Telefon şirketinin dediğine göre kulübeden aranan numara Whitney Yolu 1448'de oturan Timothy ve Nora Cornell'e aitmiş.
Mike, porque foi que o padre Timothy te pediu que me ajudasses?
Mike, Peder Timothy bana neden senin yardım etmeni istedi?
Reverendo Timothy Lovejoy, Padre Kenneth Daly... e Rabino Hyman Krustofski.
Saygıdeğer Timothy Lovejoy, Monsenyör Kenneth Daly... ve haham Hyman Krustofski.
Ele viu Timothy Miller morrer em 1979. Ele cuidava de Sean e Patrick. Esta fotografia não tem mais de um ano.
Tim Miller 1979'da öldürüldükten sonra, Sean ve Patrick'e Kevin baktı.
Timothy e Thomas Burke.
Timothy ve Thomas Burke.
Omelete para o Walter. E para o Timothy papas como fazia a mãe dele.
Batı tarzı Walter'a ve Timothy'e annesinin yaptığı gibi yulaf yemeği.
Timothy, não quer ver estes?
Bunlara bakacak mısın?
Ah!
- Hassiktir! - Timothy!
Merda! Timothy!
- Marcus!
Falou diretamente com a fundação? Porque se o dinheiro não vier dessa vez... - Timothy...
Çünkü para bu sefer gelmezse, bilemiyorum artık...
- Esse é o problema aqui!
- Timothy...
Timothy, juro por Deus que estou farta.
- Burada bir sorun var.
Sabe, Timothy, às vezes tenho o sonho de simplesmente levantar e sair desse circo.
Timothy, bazen bu sirkten toplanıp kaçmayı hayal ediyorum.
Fim de comunicação.
Timothy'nin işi bitti.
Em Outubro de 1988, você foi destacada para matar um traficante de | armas chamado Daedalus e o seu guarda-costas Timothy.
Ekim 1988. Daedalus adlı mühimmat satıcısı ve tuttuğu profesyonel katil Timothy'yi yok etmek için tahsis edildin.
Como sabe tanto sobre ele?
Timothy denen şahıs hakkında nasıl bu kadar çok şey biliyorsun?
Com o Timothy sozinho tinhamos | hipóteses.
Timothy yalnız takılıyor, bir şansımız vardı.
Timothy, estou no helicóptero 1.
Timothy, ilk helikopterde olacağım.
Timothy.
- Timothy. - Evet?
O Timothy o ativou.
Timothy teçhiz etti.
Fui menino de coro na igreja.
Ben Saint Timothy'den gelme din kökenli biriyim.
Witherspoon, Timothy l. Estou com pressa, telefonista.
Witherspoon, Timothy I. Acelem var santral.
Devemos a Timothy Ryan, o corneteiro da 5ª Cavalaria dos Estados Unidos, único sobrevivente da companhia, pelo seu diário, o único registo existente desta tragédia e da campanha que se lhe seguiu.
Birleşik Devletler süvarilerinden borazancι Timothy Ryan... sağ kalan tek askerdi.
... Eu não posso trazer o Timothy p'ra rua.
... Timothy! i dışarı çıkaramam.
Timothy, eu sei que vai me matar.
Timothy, beni öldüreceğini biliyorum, dostum.
O Timothy?
Timothy?