Tini traduction Turc

Ok, então tu estás-me a dizer para dizer a Franca di Monteca-teca-tecatini como eu vou me vestir?

Anladım, ne giymek istediğimi Franca Dimonteca-teca-teca-tini'ye söyle diyorsun.

- Obrigado pelo tini, Carla.

Evet. Lütfen. Martini için teşekkürler Carla.

Hey, Darnell, por falar em casamento, tens algum tipo de bebidas para pessoas casadas, como Bloody ( Married ) = casado ou Married-tini?

Hey, Darnell, evlenmek demişken, evli insanlar için olan içkilerden var mı, Kanlı Evli ya da Evli-tonik?

Tomo uns dedos de vodka muito raramente.

Bazen birkaç parmak votkada eklerim. "aci - dopha - tini" gibi.

Que estava realmente fraco em'tini.

Tinisi açıkça az olmuştu.

Ainda te lembras como se serve um "Carequini", não?

Nair-Tini'nin nasıl servis edildiğini unutmadın, değil mi?

Isso é o meu convite a ser usado como base de copos?

Sake Tini ve bardak altlığı olarak kullanılan şey davetiyem mi?

Chega de Nairtinis, chega de bandoletes.

Artık saç-tini * yok. Saç bantları da yok.

Titan-Tini?

Titan-tini?

Este aqui é pequeno como uma mulher.

Bu seferki karı gibi tini mini bir şey.

Pode fazer-me um Schizi-Tini? - Um...

Bir schizi-tini alabilir miyim acaba?

Schizi-Tini?

Ne...

O mais parecido com um Schizi-Tini.

Ne alacağım acaba? Schizi-tini'ye en yakın şeyi...

Não te preocupes, Tini.

Endişe etme, Tini.

- Tini.

Tini!

Tini.

Tinia! Tini!

- Tini?

- Tini?

- Meu querido pequeno Tini.

- Sevgili minik Tini'm.

- Não o oiças, Tini.

- Onu dinleme, Tini.

- A Tini está viva.

- Tini yaşıyor.

Tini?

Tini?

A Tini precisa de ti.

Tini'nin ihtiyacı var.

É melhor que aquele bruto não ponha uma única garra em cima da minha Tini.

O hayvan Tini'me tek tırnağını dahi sürmese iyi eder!

Não te preocupes pequena Tini, a mãe Gogo está aqui para te salvar.

Merak etme minik Tini, Gogo annen seni kurtaracak, minik Tini. Tini!

- Pequena Tini.

- Minik Tini!

Onde está a minha Tini.

Nerede benim Tini'm.

Chamo-lhe "triste-tini".

Adını üzgüntini koydum.

Um CosmoTini de pêra, por favor.

Bir çift Cosmo-Tini alayım güzel dostum.

O que dizem de controlarmos o dia de hoje e chegarmos lá cedo para uns Bloody Mary-tinis?

Hadi, bugün felekten bir gün çalalım ve oraya erkenden gidip birkaç Bloody Mary-tini içelim.

Não achas que fazem todas parte da família Tini?

Hepsi aynı Tini ailesinden değil mi zaten?

É um Graças-tini.

Şükran içkisi.

Fui buscar-lhe um monstro moche-tini.

Ona canavar püresi almıştım.

És uma mulherzinha gira, querida e simpática, mas sabes que mais?

Sevimli, tini mini bir kadınsın.

Podes me dar um flan-tini, por favor?

Artık şu flan-tinilerden bir tane alabilir miyim, lütfen?

Aqui tens o teu flan-tini.

İşte flantininiz.

E este é o meu flan-tini.

Bu da benim flantinim.

Sophie, mereces um flan-tini.

Sophie, sen bir flantiniyi hak ettin.

Aqui tens o teu fan-tini e o lado de uma garrafa de tequila.

Flan-tininiz... ve yanında da bir şişe tekila.

O mesmo com um'tini.

Martini de öyle.

Tini.

Tini!

- Zoe.

Tini!

- Tini.

- Tini!