Translate.vc / Portugais → Turc / Titanic
Titanic traduction Turc
410 traduction parallèle
Desde que o Titanic se afundou, nunca mais andei de barco.
"Titanik" battığından bu yana, sandala bile binmedim.
Nervos, álcool e morfina bastantes para afundar o Titanic.
O kadar gerilim, içki ve morfin Titanic'i bile batırırdı.
O meu espectáculo faz o capitão do "Titanic"
Gösterime kıyasla
Titanic Toy Corporation.
Titanic Oyuncak Şirketi.
TITANIC TO Y CORPORATION $ 50,000
TıTANIC TOY CORPORATION 50.000 dolar
Sabiam que o buraco no Titanic danificou seis compartimentos?
Titanik'in gövdesinin tam on altı parçaya ayrıldığını biliyor muydunuz?
Diz que o Titanic acabou de atracar.
Titanik'in biraz evvel geldiğini söylüyor.
De onde o tiraste, o Titanic?
Herifi Titanic'ten falan mı bulmuştun?
Se você fosse o capitão do Titanic, não ia dizer que seguia bem.
Diğer taraftan, eğer Titanik'in kaptanı olsaydınız "Viya böyle." diyemezdiniz.
Se eu fosse capitão do Titanic, com qual dos meus oficiais superiores me devia preocupar?
Eğer Titanik'in kaptanı olsaydım, hangi üst düzey çalışanlarımdan endişe etmem gerekirdi?
É outro Titanic!
Yeni bir "Titanic" faciası mı?
Espera! - Parece a banda a tocar no "Titanic".
- Tanrım sanki Titanic batarken devam eden orkestra gibi..
- O meu pai quase foi no "Titanic".
Selsdon.. - Babam da neredeyse Titanic'te olacaktı..
- Estaríamos revivendo o Titanic.
- Titanic'i canlandırmaya gerek yok.
Se há transmissões hora a hora,... escuto os boletins informativos e sonho com eles... E de manhã, se existe um barco que se tenha afundado... penso "Ena, que sonho estranho eu tive sobre o Titanic, que se afundou ontem à noite."
Saat başı haber varsa onları duyar ve rüyamda görürüm sabah da bir gemi batmışsa "Tanrım, dün gece Titanik'in batmasıyla ilgili garip bir rüya gördüm." derim.
- E em Titanic?
- Peki ya Titanik'te?
Disseram que era uma prostituta por vocação.
Onun Titanic fahişesi olduğu söylentileri var.
Eu era uma prostituta.
Ben Titanic fahişesiydim.
Um mês para o investimento do século se parecer com um bilhete no Titanic.
- Bir ay yüzyılın mavi-çip yatırımını yapmak Titanicten gidiş-dönüş bileti gibi.
Fazem intervenções sociais falhadas, e vendem passagens para o Titanic.
... sosyal kalkınma programları artık işe yaramıyor. Titanik'teki kamaraları yeniden düzenliyorlar.
Esta será a melhor notícia depois das do Titanic.
Terrell Owens, Titanic'te birinci mevki seyahat eden bir yolcudan daha fazla valizi olan adam.
Nem se vê onde foi que o Titanic embateu.
Titanik'in vurduğu yeri bile görebiliyorum.
Aqui, "Titanic na Fontanke" com Grebenchikov.
İşte,'Titanic na Fontanke'Grebenchikov'un.
Aqui estamos de novo, no convés do Titanic.
Yine Titanic'in güvertesindeyiz.
Fretou submarinos russos para alcançar o mais famoso navio afundado, o Titanic.
Dünyanın en meşhur gemi enkazı olan Titanic'i bulmak için... Rus denizaltıları kiraladı.
Claro que todos conhecem as histórias do Titanic.
Titanic öykülerini duymayan yoktur.
Mas eu interesso-me pelo que ficou por contar, os segredos escondidos no casco do Titanic.
Ama ben bilinmeyen öykülerle, Titanic'in... gövdesinde gömülü duran sırlarla ilgileniyorum.
A Rose Dewitt Bukater morreu no Titanic, quando tinha 17 anos, certo?
Rose Dewitt Bukater 17 yaşındayken Titanic'te öldü, doğru mu?
Uma semana antes de embarcar no Titanic.
Titanic'le yola çıkmadan bir hafta önce almıştı.
O que significa que se a sua avó é quem diz que é, estava a usar o diamante no dia em que o Titanic naufragou.
Yani büyükannen doğru söylüyorsa... Titanic'in battığı gün o elması takıyordu.
Está pronta para regressar ao Titanic?
Titanic'e dönmeye hazır mısın?
O Titanic era conhecido como o barco dos sonhos.
Titanic için hayallerin gemisi deniyordu.
Podes ignorar certas coisas, Rose, mas não o Titanic.
Bazı şeylerden usanmış olabilirsin Rose, ama Titanic farklı.
- Bem-vinda ao Titanic.
- Titanic'e hoşgeldiniz.
O Titanic ir para a América, dentro de cinco minutos.
Amerika'ya gidiyor Titanic, beş dakika sonra.
Quem se lembrou de lhe chamar Titanic?
Hey, Titanic adını kim buldu?
A imprensa conhece o tamanho do Titanic.
Basın Titanic'in boyutlarını biliyor.
A viagem inaugural do Titanic tem de aparecer nas primeiras páginas.
Titanic'in bu ilk yolculuğu manşetlere geçmeli.
Neste momento, a minha morada é RMS Titanic.
Şu anki adresim RMS Titanic.
Mas ganhei o meu bilhete para o Titanic, numa jogada de sorte, no póquer.
Ama Titanic biletini, pokerde şansım yaver gittiği için kazandım.
Essa foi a última vez que o Titanic viu a luz do dia.
Titanic bir daha gün ışığı görmedi.
Neste momento, façamos o que fizermos, o Titanic vai afundar.
Şu andan itibaren ne yaparsak yapalım... Titanic suyla dolup batacak.
Mil e quinhentas pessoas ficaram no mar, quando o Titanic se afundou.
Titanic battığı zaman, bin beş yüz kişi... denize gömüldü.
Só pensei no Titanic.
Titanic'ten başka hiçbir şey düşünmedim.
Me inspirei em um antigo navio a vapor, o Titanic.
Titanik isimli buharlı bir gemiden- - esinlendim.
O Titanic?
Titanik de mi?
TITANIC GUIÃO ORIGINAL
Titanik, ilk taslak.
Ray, quando se está no Titanic, corre-se para os salva-vidas.
Ray, Titanic'teysen, insanları filikalara bindirirsin.
Antes disto, ele veio ter comigo e agradeceu-me pela minha actuação no Titanic.
Az önce yanıma gelip Titanik'ten sahnelediğim etkileyici performans için bana teşekkür etti.
Quero mesmo ajudar-te, mas tenho planos pra ir ver o Titanic... por isso vou ligar para o 112 para saber o horário.
Sana gerçekten yardım etmek isterdim ama Titanic'i izleme plânlarım var bu yüzden hangi seansın olduğunu öğrenmek için 911'i aramalıyım.
Aconselhe-me. Eu diria que isto não é diferente de aconselhar o Capitão do Titanic, depois de ter embatido no icebergue.
Bu durum, Titanik'in kaptanına buz dağına çarptıktan sonra..