English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Tupperware

Tupperware traduction Turc

128 traduction parallèle
Estavam num tupperware, reputadamente bem fechado, o qual se abriu após o contacto com a superfície de alcatrão.
Kaptaydılar, güya sızdırmazmış katranlı makadam yola çarpınca açılıverdi.
La haver reunião da Tupperware em casa de Mrs. Zimmerman, mas o clube já não tinha filmes ousados, por isso vim para casa.
Onu demiyorum. Benim demek istediğim, senin artık harekete geçmen gerekiyor.
Vinha a resmungar que não havia filmes nem Tupperware. Cheguem-se para lá. - Que tal o trabalho?
Her neyse, Al, o delik sadece çirkin gözükmeyle kalmıyor ama, demek istediğim, peki ya Buck?
Não podia ser uma convenção de Tupperware?
Neden züccaciyeciler toplantısı değil sanki?
Não devem ir á reunião da Tupperware.
Bağış partisine gidiyormuşa benzemiyorlar.
Isto é o famoso Tupperware do Mar Morto, oiça...
Bu, meşhur ÖIü Deniz Saklama Kabı.
- Meto-tos num tupperware.
– Zahmet etme, Rosa.
- Ouça... vou levar o tupperware.
Dinle. Plastik kabı alacağım.
Quando se trata de um tupperware, é lógico!
Plastik kap. Tahmin etmeliydin.
- Um tupperware.
- Plastik kap.
Fiz um guisado delicioso, mas agora vai estragar-se, porque não tenho nenhum tupperware!
Çok lezzetli güveç yaptım, ama saklayamayacağım çünkü plastik kabım yok.
Sou a Helen, da Tupperware.
Ben Helen, Tanıtım'dan.
Há semanas que ando a planear a festa da Tupperware.
Bu Tanıtım partisini haftalardır planlıyorum.
- Uma festaça da Tupperware.
- Büyük Tanıtım partisi.
Da Tupperware?
Tanıtım?
A Debra está a dar uma festa da Tupperware?
Debra tanıtım partisi mi veriyor?
Tenho cá as minhas amigas e talvez ela compre muitos Tupperware.
Yani arkadaşlarım burada... ve bilmiyorum belki annenin bir sürü tanıtım almasını sağlayabilirim.
Pronto, para ganhar mais Tupperware, vamos jogar à Camisa De Dormir.
Tamam, biraz daha bedava tanıtım için şimdi, "Bil bakalım kimin geceliği" oynama vakti?
Marie, os amigos do Ray não se ralam com Tupperware.
Marie, eminim Ray'in arkadaşları Tanıtım ile ilgilenmiyorlardır.
Querida, as coisas da Tupperware são mesmo boas.
tatlım, bu tanıtım ürünleri oldukça iyi.
É o convite para a festa da Tupperware.
Tanıtım partisi için davetiye
As coisas da Tupperware chegaram.
Tanıtım'lar geldi ve evde duruyorlar.
Eu não tenho nenhum Tupperware limpo.
Hiç temiz Tupperware'im yok.
- Vais dar-lhe o Tupperware?
Hapishaneye gidip ona bir Tupperware mi vereceksiniz?
A minha tia fartou-se de vender Tupperware.
Teyzem saklama kabı satarak köşeyi döndü.
- Tupperware?
- Saklama kabı mı?
- Eu sei o que é Tupperware.
- Saklama kabı ne, biliyorum.
Isto não é uma reunião de Tupperware, é difícil planear.
Kadın günü değil bu. Plan yapmak kulay değil.
serão as festas da "Tupperware"?
Tupperware partisi var mı?
Põe-no num tupperware e eu aqueço no micro-ondas quando chegar a casa.
Ve şu plastik kaplardan birine koy. eve gelince mikrodalgada ısıtırım.
Estava a comer frango de um Tupperware enorme... e a cuspir os ossos.
Büyük bir plastik kutudan kızarmış tavuk yiyor kemiklerini de içine tükürüyordu.
A minha Mãe quer que te convide para a sua festa Tupperware na próxima semana.
Annem seni gelecek haftaki partisine davet etmemi istedi.
Amanhã recebo uma reunião da Tupperware.
Ben de yarın plastik kap partisi veriyorum.
- Tupperware, tu?
- Sen, plastik kaplar?
Especialmente Tupperware.
Özellikle de plastik kaplar.
Tupperware?
Plastik kaplar mı?
Tupperware.
Tupperware.
E eu espero que gostes de festas Tupperware.
Ve umarım sen de Tupperware partilerinden hoşlanırsın.
Vito, onde raio está o meu Tupperware?
Vito, saklama kabım nerede?
Vê, Ray, é por isto que os cowboys usavam "Tupperware".
Gördünmü Ray bu yüzden kovboylar Tupperware kullanıyorlar.
Normalmente não gosto de apertar mãos, mas se alguma vez conhecer o homem que inventou a Tupperware, aperto-lhe a mão.
Biliyorsun ben genellikle kimsenin elini sıkamam Ama saklama kabını icat eden kişiyle karşılarşırsam - Elini sıkacağım.
Isto é o meu Tupperware.
Bu da benim saklama kabım.
Por falar na metade melhor, é noite Tupperware.
Sırası gelmişken, bu gece Tupperware partisi var.
Tupperware... Eu não estou a brincar. Qualquer coisa será melhor que George.
Tupperware ya da... dalga geçmiyorum.
Passa-me esse Tupperware.
Şu saklama kabını ver. Ağırmış.
Talvez um Tupperware com batatas e cenouras assadas?
Belki bir kâse dolusu patates kızartması ve havuz olabilir mi?
Fiz chover gelatina, depois juntei-a com o Longedavista, trouxe-a para aqui e meti-a dentro de um molde gigantesco de Tupperware que fiz.
Jöle yağmuru yaptım, sonra onları Gözden Kaldırıcı ile topladım,... ve sonra onları buraya getirdim ve kendi yaptığım devasa plastik şekil verici kap içinde presledim. Önemli bir şey değil yani.
Donos da Tupperware, algo assim.
Tupperware mi ne, onların.
Por vezes, nas despedidas de solteiras, há uma parte da festa a que se chama "o momento do tupperware,"
- Bazen bu partilerde plastik deposu bölümü denilen bir kısım olur.
O que estão a fazer?
"Film yoksa, Tupperware de yok." gibi bir şeyler söyledi.
Isto não é Tupperware.
Bu Tupperware değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]