Translate.vc / Portugais → Turc / Täo
Täo traduction Turc
1,497 traduction parallèle
Ele é täo gentil.
Pek de kibarmış.
- Mas é täo gorda.
- Ama o sisko.
- Acha que foram täo longe?
- Oraya kadar gitmisler midir?
Por que está täo certa de que separaräo?
Ayrilacaklarini nereden biliyorsun?
Buzz, que nome täo giro.
Buzz, ne sirin isim.
O lugar para onde vou näo é täo importante como a razäo que me leva lá.
Çünkü nereye gittigim degil, neden gittigim önemli.
Gatesville näo é assim täo mau.
Gatesville çok kötü degil.
Que irmäo seria täo generoso com as irmäs, ainda para mais, meias-irmäs?
Boş ver üveyi, hangi kardeş öz kardeşlerine karşı bu kadar iyi niyetli olur ki?
- O Edward é täo agradável.
- Edward çok hoş sevimli biri.
- Näo seja täo modesto.
- Kendini bu kadar küçültme.
Täo cortês!
Ne kadar ilgili!
Tao Liu, meu senhor, trago boas notícias e um pedido.
Tao Liu. Ulu savaşçı lider, sana iyi haberlerim ve bir ricam var.
Sr. Prefeito, aí de férias em Lake Tahoe, mexa-se, volte e declare lei marcial!
Tao gölünde tatilini geçiren belediye başkanımız lütfen kıçınızı kaldırında sıkı yönetim ilan edin.
E o livro mais importante de todos, o Tao Te Ching de Lao-tzu.
Ve de en önemli olan şey, Tao Te Ching. ( Tao Te Ching : Antik çince bir metin anlamı ;
Nunca vi ninguém que se achasse tao superior aos outros.
Senden daha yüce bir kişi hiç görmedim.
Estava tao assustada!
Çok korkmuştum!
És tao parvo!
Tam bir pisliksin!
Porque és tao paranóico com a polícia?
Polis hakkında neden bu kadar paranoyaksın?
Sou tao grande como Deus!
" Ben Tanrı kadar uluyum.
Ele é tao pequeno como eu!
" O benim kadar ufak.
Meu Deus, és Tao má como o Darryl.
Yani, Tanrım, Darryl kadar kötüsün.
Normalmente estás Tao sóbria.
Genellikle çok ağırbaşlısın.
Bem, que bom que elas não sejam todas Tao amigáveis como tu.
Evet, onların da senin kadar arkadaşça davranmadıkları iyi olmuş.
E que é difícil não reparar em duas senhoras Tao bonitas como vocês.
Sadece sizin gibi güzel iki güzel kadını fark etmemeye olanaksız.
Se não estivesses Tao preocupada em te divertires, não estávamos agora aqui.
Eğlenmeye bu kadar kafayı takmasaydın, şimdi burada olmazdık.
Bem, não és testemunha pericial, mas por que estás Tao segura?
Evet, bilirkişi değilsin, nereden çıkarıyorsun?
Viste como ele é Tao educado? Foi mesmo amoroso.
Ne kadar kibar, gördün mü?
És Tao amorosa para aquele tipo.
Ona karşı çok iyisin.
Tao simples quanto isso.
Bu kadar basit.
Oh, querida, fico Tao feliz por ti.
Oh, hayatım, senin için çok sevindim.
Isso é Tao bonito.
Bu çok güzel.
Quer dizer, sou Tao chegado a uma maluca como essa quanto me é possível.
Yani, böyle bir çatlağa ne kadar yakın olunabilirse, o kadar yakınım.
Tens de deixar de ser Tao aberta.
İnsanlarla konuşmayı bırakmalısın.
Não me lembro de me sentir Tao desperta.
Daha önce kendimi hiç böyle uyanık hissetmemiştim.
- Como consegues ficar Tao positiva?
Nasıl iyimser olabiliyorsun?
Al-Corão, Bhagavad-Gita, Talmud, Bíblia, Novo e Antigo Testamentos, Tao-te-ching...
Hint destanı, Tevrat İncil, Eski ve Yeni Ahit. TAOculuk kitabı.
- ele é tao maluco.
- Çok kancık herif bu.
Frango General Tao e pescada frita.
General Tao tavuğu ve kızarmış balık.
Acredite, o ar nao esta tao frio porque eu prefira assim.
Bu soğuk havanın benim seçimim olmadığı konusunda bana güven.
Voce e tao frio.
Çok soğuksunuz.
- Falando sobre sua bunda "yamp" aqui vamos nós Nick esta de volta nao fique na frente da TV porque que voce nao arruma? - Esta casa esta sempre tao suja
- Sürtük kıçından.
Por que esta tao chatiada?
Niye böyle kabasın?
Estou a tentar compreender o Tão.
"Tao" yu anlamaya çalışıyorum.
ele é tao estupido.
Çok aptal herif ya.
isto é tao degradante.
Bu çok onur kırıcı.
agora, estas criança sao tao espertas como parecem?
Şimdi bakalım, bu çocuklar göründükleri kadar zekiler mi?
Sou tao parvo...
Beceriksizin tekiyim.
A devastaçao foi tao extrema, que jamais a esquecerei.
Yıkım öyle büyüktü ki, bunu asla unutamayacağım.
O que viram e filmaram no campo de concentraçao de Dachau... nao seria esquecido tao cedo.
Dachau toplama kampında görüp kaydettikleri... kolay unutulacak cinsten değildi.
Devonshire é täo longe.
Devonshire çok uzak.
- Temos täo poucas visitas.
- Çok yalnızız.