Translate.vc / Portugais → Turc / Uc
Uc traduction Turc
28,539 traduction parallèle
Ela afogou-se a si própria na casa dos pais há três semanas.
Üç hafta önce ailesinin evinde kendini boğmuş.
Ela ficou de cama durante 3 anos e morreu por causa dos ferimentos.
Üç yıl yataktan çıkamamış ve yaraları yüzünden ölmüş.
O álibi dele confirma-se nas 3 mortes.
Üç New York cinayetindeki mazeretleri doğrulandı.
Trabalho para o secretário há três anos.
- Üç yıldır Bakan Kirkman'la çalışıyorum.
Três horas.
Üç saatiniz var.
- Três.
- Üç.
Está bem.
İyi. Üç olsun.
Tivemos três filhos.
Üç çocuk yaptık.
Três palavras.
Üç kelime.
Três andares.
Üç masal vardı.
Tive três, cada um pior que o anterior.
Üç kez başımdan geçti, her biri bir öncekinden daha sertti.
Dilatação de 3cm.
- Üç santimetre açılmış.
Umas três ou quatro, talvez.
Üç ya da dört, belki.
Três ou quatro?
Üç ya da dört mü?
Mais três unidades de plaquetas e outra pinça.
Üç torba daha trombosit ve başka bir klemp gerekli.
Três vezes lá em baixo, até tu enlouquecias.
Üç kez ölünce hâliyle biraz psikopata bağlıyorsun.
Foi à saida de um bar há três anos atrás pelo seu aniversário.
Üç yıl önce doğum gününde bardan çıkmıştık.
Digamos que é um três.
Üç diyelim.
Há três anos?
Bir imza kaldı. Üç yıldır?
Diremos que tivemos três encontros.
Üç kere karşılaştık diyelim.
Não sei, o que achas... sobre três horas depois?
Bilmiyorum. Sen ne dersin? Üç saat sonra falan?
Três.
Üç tane.
3 a 5 anos de prisão.
Üç yıldan beş yıla kadar hapis.
Três.
Üç.
Jimmy Bennett, de 13 anos, desapareceu de Richmond, Virgínia, a 120km de distância.
Üç ay sonra 120 kilometre ötedeki Richmond, Virginia'da 13 yaşındaki Jimmy Bennett kayboldu.
- Vamos enviar ao 3?
Üç deyince onaylayalım mı? 1... 2... 3.
Volto para LA daqui a 3 dias.
Üç gün içinde L.A.'e dönüyorum.
- Aos três.
- Üç dediğimde.
Ela está a dizê-lo há umas três semanas.
Üç haftadan beri söyleyip duruyor.
Se eu não tivesse plantado aquelas colheitas há três anos, por esta altura teríamos morrido à fome.
Üç yıl önce o ekinleri oraya ektirmeseydim şimdiye kadar açlıktan ölmüş olurduk.
Tandy, estive neste quarto há três horas.
- Tandy. Üç saat önce bu odadaydım ben de.
Três meses.
Üç ay!
Bebeste três bebidas energéticas e praguejaste como um camionista, mas, sim, passaste.
Üç enerji içeceği içip tır şoförü gibi küfrettin ama evet, geçtin.
E depois cuidei de três lindos ovos de dinossauros.
Üç dinazor yumurtası beslemiştim.
Meu, há três meses que estou aqui pendurado.
Üç aydır burada sıkışıp kaldım.
JOHN C. DONKIN PRODUTOR que ele ganhou vida própria e acabámos por o usar nos três filmes.
Yalnızca kendi hayatı var. Üç filmi de onu kullanarak sonlandırdık.
Quando os três sóis convergirem, e o dragão negro descer, uma grande escuridão irá envolver o mundo... durante 18.000 anos.
Üç güneş birbirine yaklaştığında, Ve Black Dragon iniyor, Büyük karanlık dünyayı saracak
Vo!
Sadece uç!
És da tribo do vento, mais cedo ou mais tarde terá asas e voarás para o céu.
Sen bir kanat kabilesisin. Er ya da geç kendi kanatların olacak Ve gökyüzüne uç.
Sou o mais importante dos três.
Üç torbadan en önemlileriyim.
Já se passaram 3 dias e 3 noites, mas continuamos ás voltas.
Üç gün ve gece geçti. Ama yine de gidiyoruz.
Maldito careca, atraiu-me aqui para uma luta sem sentido com o três olhos.
Lanet olası baldy, Beni burada dövüştün Üç gözlü adamla boşuna bir kavga.
Promete-me que voarás comigo.
Bana söz ver, Yanıma uç.
Voa alto!
Yükseğe uç!
3 anos!
Üç yıl, üç yıl, hiçbir bıçaklamalargenellikle, hiçbir rehine swapları,
Sabe por que as três irmãs dele não vieram?
Üç kız kardeşi neden gelmedi biliyor musun?
Organiza uma das maiores exposições de armas na zona triestadual.
Üç eyalette her yıl yapılan silah fuarlarının en büyüğünün sahibi ve işletmecisi.
Desculpe, falou em dois agentes, mas são três.
Özür dilerim. İki ajan dedin sen. Üç olacak.
Ajudou três espiões a safarem-se de um homicídio.
Üç ajanın cinayetle birlikte uzaklaşmasına yardımcı oldun.
Três ou quatro barris de pólvora.
Üç, belki dört fıçı barut.
Já revistaram isto três vezes.
Üç kez burayı aradılar.