Translate.vc / Portugais → Turc / Vince
Vince traduction Turc
4,295 traduction parallèle
O Vince está a contar que eu também vá, está bem?
Tamam ama Vince benim de geldiğimi sanıyor.
Quer saber se vão juntos buscar o Vince.
Vince'i almak için birlikte gitmek ister misin diye soruyor.
Como é que o Ari sabe que o Vince vai sair?
Vince'in çıktığını Ari nereden biliyor.
Disse que o Vince lhe ligou.
- Vince onu aramış.
- Buscar o Vince?
Vince'i almaya mı?
Vince!
Vince!
- Vince, não estamos em 2007.
- Vince, 2007'de değiliz.
Bem, não há muito tempo daqui até Março, Vince.
Yani şimdi Mart'a kadar o kadar da fazla zaman yok Vince.
- Como, Vince?
- Neymiş Vince?
Neste momento o Vince está num estado delicado, E.
E, Vince şu an hassas bir dönemden geçiyor.
Isto é, estás bem pior que o Vince.
Yani seninki Vince'inkinden çok daha kötü.
O Vince nunca entrou na garagem!
Vince'in garaja girdiği daha önce görülmedi.
- Olá, Vince.
- Selam Vince.
Disse-lhes que o Vince Chase estava a seco e sozinho.
Vince Chase'in yalnız kaldığını söyledim.
O Vince não precisa de um drama esta noite, E.
Vince'in drama hiç ihtiyacı yok, E.
O E está a colocar o Vince sob pressão.
Ne? Ne? E, Vince'i darlıyor.
Vince, o nosso negócio e a nossa amizade vão misturar-se.
Vince, işimiz ve arkadaşlığımız karışacak.
O Vince está a ter um ataque cardíaco ou coisa parecida.
Vince kalp krizi falan geçiriyor!
- Vince!
- Vince!
Mas que porra te deu, Vince?
Ne... im düşünüyordun Vince?
O Vince andou a dizer aos manda-chuvas do centro que estava a planear um grande golpe.
Vince, şehir merkeziyle bağlantıları olan birkaç elemana büyük vurgun yapacağını söylüyormuş. Neden söylesin ki?
Aposto que se alguém fosse lá esta sexta à noite, talvez encontrasse o Vince ou alguém que saiba onde ele está.
Bahse varım bu Cuma oraya gidenlerden biri illa ya Vince'e denk gelmiştir ya da yerini biliyordur.
Ao ouvir a conversa do carniceiro fez-se luz : o Vince planeara a golpada.
Kasabın saçmalamasını dinlerken, dank etti ; olayı Vince ayarlamıştı.
Se a encontrasse, chegaria mais perto dele.
Eğer o kızı bulursam, Vince'e daha da yaklaşırım.
Posso ajudá-lo a encontrar o Vince.
Vince'i bulmana yardım edebilirim. - Öyle mi?
Ele foi a minha casa a noite passada, Vince.
Dün gece evime geldi Vince. Evime.
Disse-te desde o início que não poderia haver pontas soltas, Vince.
Sana başından beri eksik iş olmayacak dedim Vince.
Sabias o que tínhamos a fazer, Vince.
Ne yapmış olmamız gerektiğini biliyorsun Vince.
Espero que saibas o que estás a fazer, Vince.
Umarım ne yaptığını biliyorsundur Vince.
Temos de nos pirar daqui, Vince.
Buradan.. tirip gitmemiz lazım Vincent.
Sei que a família é importante para ti. Por isso, faz o que deves.
Aileni sevdiğini biliyorum bu yüzden doğru şeyi yap Vince.
Que é, Vince?
Sorun nedir Vince?
Dá-lhe a porra do dinheiro, Vince.
- Ona lanet parasını ver Vince.
Morrer não tem muita piada, pois não?
Pek eğlenceli bir ölüm değil ha Vince?
Uma pele de ratazana só tem valor para outra ratazana, Vince.
Bir fare ancak başka bir fare için değerlidir Vince.
Tal como tu, Vince. Lembras-te?
Aynen senin gibi Vince, hatırladın mı?
O... Está preso a uma manivela!
Vince asılı be!
Não te metas, Vince.
- Bu işten uzak dur, Vince.
- Vince, o Nunca-Bate-Antes-de-Entrar.
O da "kapıyı çalmadan içeri dalan" Vince.
Olá... Tu não és o Vince.
Sen Vince değilsin.
És a "curte" do Vince?
Vince'in manitası mısın?
Eu digo ao Vince que passaste por cá.
Vince'e uğradığını söylerim.
Além disso... ias ficar a conhecer todos os amigos estranhos do Vince.
Hem ayrıca, Vince'in tüm ucube arkadaşlarıyla tanışmış olursun.
É uma amiga do Vince.
Vince'in bir arkadaşı.
Quando ele me leu a sina não se enganou, Vince.
Avucumu okuduğunda söylediklerinde, haksız değildi Vince.
Vince, vamos lá! Levanta-te!
Hadi Vince, kalk ayağa!
Se Vince é cozinhar, você precisa de um monte.
Vince pişiriyor olsaydı, kesinlikle birkaç taneye ihtiyacı olurdu.
Vince?
Baksana Vince.
Vince.
Vince.
- Quem?
- Vince.
- Vince?
Vince?