Translate.vc / Portugais → Turc / Voicemail
Voicemail traduction Turc
166 traduction parallèle
- A Mónica vai ouvir o voicemail do Richard.
- Monica, Richard'ın telesekreterine giriyor.
Quando cheguei a casa, estava convencida que ele deixara um pedido de desculpas no meu'voicemail'.
Eve gittikten sonra, özür mesajı bırakmak için aradığından emindim.
Ouvi. Se eu quisesse falar comigo próprio, deixava uma gravação no meu voicemail.
Kendi kendime konuşmak istersem, kendime sesli mesaj bırakırım.
A estabelecer ligação ao voicemail...
Sesli mesaj merkezine bağlanılıyor.
Sua chamada será transferida para voicemail.
Çağrınız telesekreter servisine yönlendiriliyor.
- Merda, é o voicemail.
Bu onun ses postası.
Ainda ontem de manhã arranjei forma de piratear o seu voicemail e mudar a mensagem para "Olá, daqui é o Big Bob". "Não estou de momento, mas ao sinal deixe o nome e o tamanho do pénis".
Dün sesli mesajına girmeyi ve onu "Merhaba, ben Bob, şu anda burada değilim." "ama bip sesinden sonra isminizi ve penis ölçünüzü bırakın."
É que estou a tentar esta coisa de encontros por "voicemail".
Şu yeni telesekreterle randevu şeyiyle uğraşıyordum.
É para isso que serve o voicemail.
Sesli mesaj ne için?
Posso ligar para o voicemail dele.
Peki, sizi telesekreterine yönlendirebilirim.
Tenho de ouvir o voicemail.
Telesekretere ulaşmalıyım.
- Vão todos para o voicemail.
- Hepsi sesli posta üzerinden.
- O voicemail vai ser a nossa perdição.
- Sesli posta hayatımızı mahvediyor.
Sim, o voicemail dela estava cheio quando liguei.
Geri aramadı. Ben aradığımda telesekreteri dolmuştu.
Tenho estado a tentar ligar-lhe a manhã toda e está sempre a ir parar ao voicemail.
Sabahtan beri ulaşmaya çalışıyorum ama sürekli telesekretere düşüyor.
Foi para o voicemail.
Ses mesajını aldım.
Voicemail. Espero que isso já não exista.
Ses mesajı ; umarım hala o saçmalığı kullanmıyorsunuzdur.
Não, ainda não vi o voicemail.
Hayır, henüz sesli mesajlarımı kontrol etmedim.
Ligou para o voicemail de Priscila Chase.
Priscilla Chase'in telesekreteri.
Lligou para o voicemail de Priscila Chase.
Priscilla Chase'in telesekreteri.
Ligou para o voicemail de Priscilla...
Priscilla Chase'in telesekreteri.
O teu voicemail?
Senin sesli mesajın!
Eu... Não acredito que estou a acabar o meu casamento através do voicemail do hotel. Isto é muito baixo.
Evliliğimi, bir otelin sesli mesaj kutusunda bitirdiğime inanamıyorum bu çok iğrenç.
Desculpa deixar este recado no voicemail, mas... podes dizer às meninas que quero ficar sozinha por um tempo?
Telesekreterine mesaj bıraktığım için üzgünüm, ama diğer kızlara söyler misin bir süre kendi başıma olacağım?
Vá lá Dale... Foi directo ao voicemail.
Hadi, Dale direk telesekreter çıkıyor.
Pareceste com fome na tua mensagem de Voicemail, então decidi cozinhar para ti esta noite.
Mesajında acıkmış görünüyordun ben de bu akşam sana yemek pişirmeye karar verdim.
Não podes desligar a chamada, só depois de tocar duas vezes é que vai para o voicemail, pelo menos diz-lhe que estás ocupado.
'Hayır'a basarsan iki kere çalıp telesekretere geçer. Yani senin yönlendirdiğini...
Voicemail. Não atende.
Telesekreteri çıktı.
O Voicemail serve.
Sesli mesaj yollarım o zaman.
Oops, voicemail.
Ay, sesli mesaja geçti.
Já não saímos à noite, recebi um voicemail depois das 10 : 00...
Akşamları çıkmıyoruz ama sesli mesajlarını saat 10'dan sonra alıyorum.
Sei que é muito cedo, ou tarde, se não tiveres dormido, como eu, mas tenho quase a certeza que depois desta mensagem, já terei enchido, oficialmente, o teu voicemail.
Biliyorum erken ya da geç. Benim gibi hiç uyumadıysan. Ama bu mesajdan sonra telesekreterinin tamamen dolacağından eminim.
- Voicemail.
- Telesekreter.
Só não percebo porque desligou o voicemail.
Anlamadığım şey, sesli mesajı neden kapalı?
Foi para o voicemail.
Telesekreter çıkıyor.
Há alguns anos atrás, todas as empresas de telecomunicação mudaram para um sistema de voicemail digital.
Birkaç yıl önce, bütün cep telefonu şirketleri sesli mesaj sistemini dijitale bağladılar.
Já estive na Unidade de Neurocirurgia. Deixei mensagens no voicemail.
Nörolojiye indim, sesli mesaj bıraktım.
Sem voicemail.
Sesli mesajdan da bir şey çıkmadı.
Encontrei uma mensagem de Victor Galt no voicemail de Alexandra Pachinko.
Alexandra Pachinko'nun mesajlarında Victor Galt'ın mesajını buldum.
E a ligação que apaga o voicemail?
Peki ya McGuire'ın evindeki sesli mesajları... -... silmesini söyleyen ses?
O mesmo número que ligou e apagou o voicemail, também ligou 15 vezes nos últimos quatro dias.
Onu arayan ve McGuire'ın sesli mesajlarını silmesini söyleyenle ayrıca son 4 günde 15 kez arayan numara aynı.
Então apagou o voicemail remotamente.
Mesajları uzaktan sildiniz demek.
Nada de voicemail? Nenhum e-mail?
Çağrı yok, mail yok.
Está a ir para voicemail, vou tentar o rádio.
Telesekretere bağlanıyor. Kulaklıkları deneyeceğim.
Atendeu uma daquelas mensagens automáticas de voicemail.
Şu bilgisayarlı telesekreterlerden çıktı.
Sim, é um voicemail Provávelmente são os miúdos.
Evet sesli mesaj çocuklardır
Chegou ao voicemail de Sam Axe.
Sam Axe'in telesekreterine ulaştınız. Sam!
Ouve o raio do teu voicemail, bolas!
Sesli mesajlarını kontrol et. Lanet olsun.
Dean, ouve o raio do teu voicemail, bolas!
Sesli mesajlarını kontrol et. Lanet olsun.
Só me atende o voicemail.
Hep telesekreter açıyor.
Ela não está a vêr o voicemail.
Telesekreterini kontrol etmiyor.