Warning traduction Turc

Uma só palavra de aviso da sua parte e morre imediatamente.

One word of warning from you and you die instantly.

'Zero Alarm warning, anyone not in their cells in one minute'will be shot on sight.'

Hücrelerine hemen dönmeyenleri tarıyacaz... valla bak...

Robbie, o cantor principal do Final Warning... quando eu costumava ir e ver-te a partir da primeira fila... nas tuas calças spandex... a tua camisa de seda desabotoada... a lamber o microfone como o David Lee Roth.

Final Warning'in solisti olan Robbie'ye... Gelip seni ön sıradan izlerdim. Elastane pantolonun iliklenmemiş ipek gömleğinle David Lee Roth gibi mikrofonu yalıyordun.

Lembro-me de estar a gravar um vídeo, a segunda parte de Warning, que é o lado B de Big Poppa, estava a gravar no quarteirão.

Hatırladığım kadarıyla, Big Poppa'nın B yüzündeki Warning'in ikinci yarısı için bir blok ötede video klip çekiyordum.

Preciso de estar de sobreaviso, para controlar a situação.

? I need advance warning if I tanked, so I can start spin control.

# Well, it shoulda been a warning #

* Anlamalıydım arabadan *

Conheci o agente Gray quando pesquisava para "Storm Warning".

Ajan Gray'le "Fırtına Uyarısı" için araştırma yaparken tanışmıştım.

Não usaste essa frase em "Storm Warning"?

Bu cümleyi "Fırtına Uyarısı" nda kullanmadın mı sen? Evet.

- Pesquisar. O Derrick Storm, em "Storm Warning", descobre a arma do crime enterrada num caixão um ano antes de o homicídio acontecer.

Derrick Storm, "Fırtına Uyarısı" kitabımda cinayet işlenmeden bir yıl önce cinayet silahını bir tabutun içinde buluyor.

Should wear a warning

* Seni gibi bir erkek, taşımalı uyarı işareti *

É na floresta perto de Mount Warning.

Warning Dağı yakınlarındaki bir yağmur ormanında.