English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Xerox

Xerox traduction Turc

89 traduction parallèle
Xerox de tudo, do cofre forte ao diário dela.
Herşeyin fotostat kopyası onun kasasında ve günlüğünde.
Tenho de lhe entregar a fotocópia.
Xerox biliyor olabilir.
Foi pena não teres uma máquina de fotocópias.
Xerox makinen olmaması ne kötü.
Opomo-nos à admissão de uma fotocópia Xerox.
Bir fotokopinin kabul edilmesine itiraz ediyoruz.
O júri não terá em consideração a deposição de Miss Costello referente à ficha em Xerox.
Jüri Bayan Costello'nun fotokopi ile ilgili ifadesini dikkate almayacaktır.
Sou como uma máquina xerox.
Fotokopi makinesi gibiyim.
Eu verifiquei. Na Xerox da folha de antecedentes o "dois" estava meio apagado, e parecia um "três".
Kontrol ettim, fotokopide "2" düzgün çıkmamış, "3" gibi görünüyordu.
Tens um encontro com a máquina Xerox.
Fotokopi makinasıyla bir randevu kazandın.
a rapariga das fotocópias, toda nuazinha ou uma banheira enorme de geleia?
Çıplak haliyle Xerox'daki kız mı yoksa büyük bir kavanoz reçel mi?
Vou à loja da Xerox.
Fotokopi dükkanına gideceğim de.
- E ninguém dormiu com a da Xerox.
- Ve kimse fotokopici kızla yatmadı.
David, dizes-me onde há uma fotocopiadora?
David Xerox nerede?
! Aqui está porque tens de arranjar um fax e uma fotocopiadora.
Görüyor musun, işte bu yüzden faks makinası ve Xerox alman lazım.
Era daqui que queríamos roubar.
Bu, çalmak istediğimiz şeydi. Xerox.
Xerox. Eles estavam a desenvolver secretamente coisas como... o'rato'e a tela gráfica, em vez de apenas números.
Gizli gizli bir sürü ilginç şey geliştiriyorlardı fare gibi, ekranda bir dolu sayı yerine grafik çıkarmak gibi.
Mas quando os engenheiros da Califórnia foram a Nova Iorque... apresentar tudo isso à direção da Xerox... Os executivos não entenderam o que estavam vendo.
Ama bu California'lı mühendisler New York'a gidip süper icatlarını Xerox büyükbaşlarına sundukları zaman o müdürler neye baktıklarını idrak edemediler.
Querem que a Xerox considere algo chamado "mouse"?
Xerox'un fare adında bir şeyi dikkate almasını mı istiyorsun?
Aí estava a genialidade de Steve. Ele convenceu a Xerox a nos mostrar... o que o pessoal da Califórnia tinha criado.
Bakın, Steve'in dehası buradaydı çünkü Xerox'u, tüm o harika şeyleri bize göstermesi için ikna etmişti hani şu Kaliforniya'lıların geliştirdiği.
A Xerox deu-a a nós.
Hepsi bize geçmişti.
A Xerox. Deixava sempre a porta aberta.
... Xerox gibi kapısını her zaman açık bırakan.
Os xerox não fazem isso
Xerox fotokopileri konuşamıyor!
É tudo feito na fotocopiadora.
Tüm Xerox lar bitti mi.
Esteve no Xerox.
Rank Xerox'ta çalışmış.
Eles têm ali máquinas da Xerox e merdas do género.
Orada Xerox makinaları var bu kötü.
Se eu sair, têm de compreender uma coisa.
Xerox şirketi olan bir kuzenim var.
Eu não fazia ideia que vender Máquinas Xerox era tão exigente assim.
Fotokopi işinin bu kadar zorlayıcı olduğunu bilmiyordum.
Senhor Xerox.
Bay Xerox.
Ele é um agente Xerox?
- O - o sahtekar Xerox acentası mı?
Porque ele tem alguns, muitos produtos Prada e Gucci para ser um vendedor da Xerox.
Bir Xerox satıcısı için çok fazla Prada ve Gucci kıyafetleri var.
Isto é um jogo de xadrez, e esta máquina Xerox é o papa, está bem?
Bütün bu şeyler bir satranç oyunu ve bu Fotokopi makinası çok kral birşey tamam mı?
Oito computadores e uma máquina de xerox.
Sekiz bilgisayar ve Xerox fotokopi makinası.
Uma floresta inteira deve ter dado a sua vida em papel xerox... para este julgamento.
Kuzeybatıda koca bir orman sırf bu dava yüzünden fotokopi kağıdı olmuştur.
O que acontece na sala das fotocópias, permanece na sala das fotocópias.
Xerox odasında neler dönüyor.
O que houve com a Xerox?
Xerox'a ne oldu?
- Não sou uma fotocopiadora, Roger.
- Xerox fotokopi makinesi değilim, Roger!
Leite, ovos, pão, roupas lavadas e passadas, xerox...
Eğer yumurta, ekmek, süt, çamaşırhane gerekiyorsa, Tam ödev ya da kopyalama denemeleri.
Máquina de fax, xerox, café.
Faks makinesi, xerox, kahve.
Peça que eu preciso de uma xerox pra distribuir.
Fotokopisini iste, dağıtmak için ihtiyacım olacak.
A fotocopiadora voltou a avariar.
- Xerox yine kafayı yedi.
Brincadeira de escrtitório é tirar xerox do rabo.
Ufak şaka dediğin kıçını fotokopi çekmekle olur.
Vinis de 180 gramas e... Minicomputador antigo, quando encontro um.
Yüz seksen gram vinil ve bulabildiğim zaman da bir tane Xerox Alto * toplarım.
Xerox.
Xerox.
Crucial para o desenvolvimento do computador pessoal, foi o trabalho pioneiro feito no Centro de Investigação de Palo Alto da Xerox, que Steve visitou pela primeira vez em 1979.
Kişisel bilgisayarın gelişiminde Steve'in ilk kez 1979'da ziyaret ettiği Xerox Palo Alto Araştırma Merkezi'nde yapılan öncü niteliğindeki çalışmalar hayati önem taşır.
Tinha três ou quatro pessoas a azucrinarem-me para ir ao Xerox PARC ver o que andavam a fazer.
Tanıdığım üç, dört kişi bana sürekli olarak " Kaldır bir tarafını da Xerox PARC'a git.
Por isso... E ainda bem, porque a tecnologia na Xerox morreu.
Yaptıkları da çok iyi oldu çünkü Xerox'ta o teknoloji yanıp kül oldu.
Como a IBM e a Xerox.
IBM ve Xerox gibi.
Steve agarrá-mo-lo.
Steve almıştı, Xerox'tan.
Um primo meu tem uma empresa da Xerox especializada... em tirar fotos e pô-las em coisas :
Eşyaların üzerine fotoğraf basıyor.
Peter, puseste o teu pénis na Xérox?
Peter, penisinin fotokopini mi çektin?
Maravilha de coelho!
İşte, bakın, buldum. Xerox kartım.
Como supervisora da Linda, pode dizer que a pegou tentando vender a xérox?
Linda'nın amiri olarak onu kopyalayıcıyı satmaya çalışırken gördüğünü söyler misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]