Translate.vc / Portugais → Turc / Yael
Yael traduction Turc
56 traduction parallèle
Dirija um plano de barraca através da sua cabeça Como Jael, o canaanite?
Canaanlı Yael gibi kafasına çadır çivisi mi sokacaksın?
Aram, certo?
Aram, değil mi? Rockwell - Matthis'tes Yael.
Obrigado.
Görüştüğümüze sevindim Yael.
Mas a inauguração desta noite de uma pintora lésbica, na galeria da Charlotte, transcendeu a rotina do mau vinho e do queijo bafiento.
Ama bu gece Charlotte'un galerisinin Brooklyn'den lezbiyen bir ressam olan Yael için yaptığı açılışta kötü şarap ve bayat peynir vardı.
Vamos Yael
Yael çoktan gitti.
Esta é a Yael da Cosabella Lingerie.
Bu, Cosabella İç çamaşılarından, Yael.
Obrigado, Yael.
- Teşekkürler, Yael.
É a minha última chance Yael Hoffman, diretora de admissões.
Müdüre Yael Hoffman, burası benim son şansımdı,
Yael.
Yael.
Yael!
Yael!
- O que significa Yael?
- Yael'in hikayesi ne?
Yael convida o líder do exército inimigo a entrar na tenda dela dá-lhe leite para beber.
Yael düşman ordusunun liderini çadırına davet eder ona içmesi için süt verir.
Yael...
Yael.
Tenho saudades de Yael.
Yael'ı özlüyorum.
Tenho saudades da Yael.
Yael'i özlüyorum.
Era uma professora.
Yael, Yael, Yael. Hahamlık öğretmeniydi.
Yael, Yael, Yael...
Yael. Yael, Yael, Yael.
Não, estou a falar da Yael.
O mu? Yok ya. Yael'den bahsediyorum ben.
A Yael, da escola de rabis.
Hahamlık okulundaki Yael.
A Yael da língua afiada e sobrancelhas que parecem lanças da Mossa.
Mossad'ın fırlattığı bıçaklar gibi keskin bir dili ve kaşları olan Yael.
Sim, é um inferno repressivo, frio e infestado de criminosos, mas vim até cá e é possível que, fraco e aterrorizado, tenha vindo ao encontro da Yael.
Evet, baskıcı, duygusuz örümceklerle dolmuş bir cehennem olmuş ama buraya bir yörüngeyle geldim o yüzden bence bu yolculuğun yıldırıp topallayarak da olsa ona, Yael'e getirme ihtimali var.
Não te lembras de mim? Sou o Andy Botwin.
Yael, hatırlamadın mı beni?
- Yael.
- Yael.
Pois, a Yael também tem uma dessas.
Evet. Yael'ın da var.
Sou a Yael.
Ben Yael.
um menino chamado Amram e uma menina chamada Yael.
Amram adında bir oğlan ve Yael adında bir kızı vardı.
Amo, a Yael tem fome.
Efendi, Yael acıkmış.
Consegues entoar comigo, Yael?
Benimle mırıldanabilir misin, Yael?
Yael, ouve-me.
Yael, beni dinle.
Yael, tenho tanto medo que Deus me castigue por isso.
Yael, Tanrı beni cezalandıracak diye çok korkuyorum.
Tomas conta dele quando eu morrer, Yael?
Ben ölürsem, ona göz kulak olur musun, Yael?
Obrigado, Yael.
Teşekkürler, Yael.
Era Yael, a criança que deixaste para trás.
Bu Yael, arkanda bıraktığın çocuk.
És a Yael.
Sen Yael'sin.
Obrigada. Muito bem, Yael.
Teşekkürler.
Coloca os excrementos no caixote, depois usamo-los para estrumar os campos.
Bu iyi, Yael. Pislikleri sepete koy, ve sonra alanları gübrelemek için bunları kullanırız.
Achas que ele se ia esquecer do rosto do teu irmão, Yael?
Kardeşinin yüzünü unutur mu sanıyordun, Yael?
Yaël e Yoram Harrari. Yaël.
Yaël ve Yoram Harrari.
Sim, não se preocupe.
Yaël iyi mi? Evet iyi, endişelenme.
Yaël, teve um bom dia?
- Hah!
Hu!
- Yaël günün iyi geçti mi?
Porque nunca chama mamãe à mamãe, mas sim Yaël?
Neden hiçbir zaman anne demedin, anne? Ona Yaël diyorsun.
Há que economizar, limitar os gastos.
Yaël, tasarruf yapmalıyız. Harcamalarımızı kısıtlamalıyız.
Este país é que está morrendo.
Ülke ölüyor, Yaël.
Veremos, Yaël.
Başaramadık, Yaël.
" Yaël, já viu o número de meninos de Un Falasha?
Yaël, Falasha'dan gelen çocukları gördün mü?
Alô? Yaël?
- Alo Yaël.
Yael, Yael, Yael.
Evet, Yael.
O meu nome é Yael.
Benim adım Yael.
Não te magoes, Yael.
Kendine zarar verme, Yael.
Tão amável, Yael.
Çok naziksin, Yael.