Translate.vc / Portugais → Turc / Yukon
Yukon traduction Turc
102 traduction parallèle
Yukon - 1900
YUKON BÖLGESİ - 1900
Aqui está o Yukon.
Yukon.
Vamos subir o Yukon onde temos uma mina.
Belki Yukon'a doğru gidip kendimize arazi bulur ve işaretleriz.
Senhora, eu sou Sam Yukon.
Hanımefendi, Adım Yukon Sam.
Pelo menos represento a lei no território Yukon.
En azından Yukon bölgesinde öyle.
Não. Lamento dizer que o Yukon não está na minha jurisdição.
Hayır, ne yazık ki Yukon benim idaremde değil.
Yukon não pode enfrentar o Sr. Gannon.
Yukon Bay Gannon'un karşısına dikilmez.
Não te vou deixar fazer isso, Yukon.
Bunu yapmana izin vermem, Yukon.
Mostra-lhe o caminho, Yukon.
Yukon yolunu göster şunlara.
Que se despenhou no Yukon.
Yukon'da alev aldı.
É o Randolph Scott, última cena, "Belle do Yukon", International Pictures, 1944.
Randolph Scott, 1944'te International Pictures'ın çektiği Yukon Güzeli filminde söylemişti.
Sid, podes servir-nos três doses negras de Yukon?
Sid, bize üç adet kara Yukon enayi yumruğu hazırlar mısın?
Teria sido duro, mas já o tinha feito no Yukon.
Ve bunu yapmak gerçekten çok zor olurdu. Ama bunu bir keresinde yapmıştım.
lnterrogava-me porquê uma estátua de um cão do Yukon no Central Park.
Central Park'ın ortasında, Yukon'da hayatlar kurtaran bir köpeğin heykelinin ne işi var diye düşünüyordum.
Estava no meio do Yukon e havia coelhos altos e magros que estavam a beber demais.
Yukon'un bir yerinde sıkışıp kalmıştım. Uzun boylu ve sıska tavşanlar vardı. Ve fazla içki içmişlerdi...
- Então o Yukon?
- Yukon nasıIdı?
Daqui o Runabout da Federação Yukon, pede licença para entrar no espaço bajoriano.
Burası Federasyon Mekiği Yukon Berjorya sınırına giriş için izin istiyoruz.
Comando bajoriano para a Yukon.
Bejoryan kontrolden Yukon'a.
Estavam a guiar um Yukon de 1996.
Bir 1996 Yukon kullanıyorlardı.
Runabout Yukon, prepare-se para partir.
Mekik Yukon, kalkışa hazırlan.
Yukon a postos.
Yukon hazır.
Boa sorte, Yukon.
İyi şanslar Yukon.
Quero que encontre a Yukon e que a destrua a qualquer custo.
Yukon'u bulup ne pahasına olursa olsun yok edin.
A Yukon dirige-se para o sol bajoriano.
Yukon doğruca Bajoran güneşine gidiyor.
Parece que alguém fez modificações na Yukon.
Anlaşılan biri Yukon'da bazı değişiklikler yapmış.
MONTANHAS ST. ELIAS TERRITÓRIO DO YUKON, CANADÁ
Aziz Elias Dağları, Yukon Bölgesi, KANADA
De um local no Território do Yukon. Porquê?
Yukon Bölgesi'ndeki bir alandan.
E, em 1897, a primeira onda de caçadores de fortuna... chegou a Port Henry, a caminho de Skagway... da Passagem de Chilkoot e dos campos de Yukon.
İlk büyük grup, 1897'de Port Henry'yi geçip, Skagway, Chilkoot Pass ve Yukon altın yataklarına yol aldı.
Aquilo lá fora é o Yukon!
Dışarısı Alaska gibi.
Só sei que está pescando no gelo em algum lado no Yukón
Tek bildiğim, şu anda Yukon'da buz üstünde balık avlıyor olduğu.
Um hotel em Yukon.
Bana kaldığım boktan bir oteli hatırlattı.
Caçar carneiros selvagens no Iucão.
Yukon'da büyük boynuzlu koyun avı.
Esta manha, a messe recebeu batatas Yukon Gold em vez de batatas vermelhas.
Bu sabah yemekhaneye her zamanki Russets yerine Yukon Gold patatesleri gönderilmiş.
Fotografei o Território Yukon... o Utah selvagem... aldeias Inuit no Alaska...
Yukon bölgesini çektim. Utah kırlarını. Alaska'daki Eskimoları.
Passaram semanas desde que te trouxe do hospital em Yukon.
Yukon'da seni bulduğum hastaneden buraya getireli haftalar geçti.
Jogador de basquetebol e tem um Yukon?
Yukon kullanan basketbol oyuncusu mu?
O Yukon ainda está na garagem.
Yukon hala garajda duruyor.
Nos velhos tempos, quando eu era um homem novo, o meu pai dirigiu uma equipa de cães trenó em Yukon.
Ben gençken babam Yukon'da bir grup kızak köpeğinden sorumluydu.
Do território de Yukon.
Yukon Bölgesinden.
Nos territórios de Yukon.
Yukon Bölgesi.
... entre o teu dinheiro e os portfolios com os seguros e investimentos, o teu plano de reforma e bolsa de capital da Essany Scaffolding, apartamento em Deal Beach no valor de 450,
... değeri beş milyon dolar. İşin detaylarına gelince 401 bin dolar, kereste şirketinden Maserati ve Ginny'nin Yukon'daki sahil işleri ve mülklerinden 450 bin dolar ve ev ile içindekileri değeriyle, 1.2 milyon.
Renee, outra vez, a merda que não tem nada a ver com ele, a casa, o plano de reforma, o Yukon, a acção sobre o apartamento da filha.
Renee, tekrar söylüyorum, bunun onunla hiçbir ilgisi yok ev, I.R.A, Yukon tapu kızının dairesine ait.
James of the Yukon recebeu três estrelas.
" Yukonlu James'" 3 yıldız almış.
Foi muito difícil apanhar boleia no território Yukon,
YUKON BÖLGESİNDE ARAÇ BULURKEN ÇOK ZORLANDIM
Yukon,
Yukon.
Yukon, precisamos de mais alguma água.
Yukon, daha fazla suya ihtiyacımız var.
Yukon!
Yukon!
A fronteira do Yukon com o Alasca?
Yukon-Alaska sınırı mı?
O teste em Yukon foi um teste simulado.
Yukon'daki test deneme tatbikatıymış.
Maserati, o Yukon da Ginny, e a casa e os seus conteúdos com o valor de 1.2 milhões.
Bunların hepsi senin planının parçası mı, Ron?
No Yukon.
- Yukon.