Translate.vc / Portugais → Turc / Zalim
Zalim traduction Turc
1,554 traduction parallèle
Um tipo vem de fora da cidade, apanha um táxi, entra no hotel. Caprichos do destino.
Talihin zalim cilveleri.
- Estilo de vida sem crueldade.
- Zalim bir hayata karşı demek.
Cruel e brilhante.
Zalim ve harika.
Porque havia de mentir sobre algo tão sombrio e mau como o incesto?
Ensest gibi çok zalim ve kara bir ilişki hakkında neden yalan söyleyeyim?
Que as tareias foram desenhadas para te pôr à prova de uma maneira brutal, quase cruel.
Bu görevlerin seni en zalim yoldan sınamak amaçlı olduğu anlamına geliyor. Nerdeyse acımasızlar.
Porque sempre acreditei em cada palavra cruel.
Çünkü onların her zalim kelimesine inandım.
A vontade e o propósito do meu governo é ultrapassar a brutalidade...
Hükümetimin umudu ve öncelikli hedefi - bu zalim yöntemleri düzeltmek... - Kürsüden indirin onu.
Não, não é os meus olhos... é o meu coração que dói... a escutar a tuas cruéis palavras.
Hayır, gözlerim değil.. .. yüreğim acıyor. Zalim sözcüklerinizi duymak..
Não sei se te contei, Bea, mas... segundo a minha experiência... quase todos os humanos são egoístas, gananciosos, venais, sem princípios e nojentos completamente irremediáveis.
Daha önce sana anlattım mı bilmiyorum ama... ... deneyimlerime göre... ... çoğu insanoğlu bencil, açgözlü, nankör, zalim.
"Portanto sempre um tirano"
"Bu yüzden hep bir zalim."
Como pudeste ser tão cruel?
Nasıl bu kadar zalim olabildin?
Eu não estava a tentar a ser cruel.
Zalim olmaya çalışmıyordum.
Não, o paraíso é a abertura dos vossos corações imundos e as vossas mentes pecadoras para a glória do Nosso Senhor e Salvador.
Hayır, cennet... zalim yüreklerinizi ve günah dolu beyinlerinizi efendimizin güzelliklerine açmanızdır.
É confiante, é inteligente, engenhoso, dinâmico, cruel, bruto, vingativo.
Futbolu biliyor. Kendine güvenli, akıllı... zeki, dinamik, zalim, vahşi, kindar.
Era um homem mau e cruel.
Alçak ve zalim bir herifmiş.
E calhou a mencionar que a sua companhia de seguros sem coração ainda não pagou a apólice.
Ayrıca, poliçenizi hala ödemeyen zalim sigorta şirketinden bahsedeceksiniz.
Ou é alguma piada cruel vossa?
Yoksa hep birlikte düzenlediğiniz, zalim bir şaka mı bu?
Cinco anos atrás foi destruída por um duque cruel e insensível.
Beş yıl önce zalim ve kalpsiz bir dük tarafından talan edildi.
Vocês são uma raça cruel e insensível, inúteis para mim!
Siz, benim işime yaramaz zalim ve vicdansız bir ırksınız!
Sabes tudo isso, o que torna essa tua escolha ainda mais cruel.
Hepsini biliyorsun. Bu da seçimini çok daha zalim bir şey yapıyor!
- Não, sargento.
- Hayır Çavuşum. Tanrı'nın zalim krallığındaki en ahlaksız, en zalim, en vahşi pislik olabilecek misiniz? - Güzeel!
Por enquanto vão esperar. Pelo ovo, e pelo brutal Inverno que tudo irá fazer para destruir o ovo!
Şimdilik beklerler yumurtayı ve zalim kışı gücüyle yumurtaya zarar vermek için her şeyi deneyecek olan kışı.
E também eles irão marchar. Tal como fazem há séculos. Desde que o pinguim imperador decidiu ficar.
Ve yürümeye başlarlar aynen asırlardır yaptıkları gibi imparator penguen kararlı oldukça yaşamaya ve sevmeye dünyanın an zalim bölgesinde.
Quero ser cruel
Zalim olmak istiyorum
Adeus mundo cruel da selva!
Elveda zalim orman dünyası!
Se matas, não há diferença entre as vítimas e os opressores.
Eğer birilerini öldürürsen zalim ile mazlum arasındaki fark ortadan kalkar.
enquanto o mundo assiste, covarde e indiferente. Quando uma pessoa se encontra só diante do opressor, não lhe resta outro remédio a não ser deter a injustiça.
Eğer biz, günden güne utançlarımızı güçsüzlüklerimizi bütün dünya izlerken korkaklık ve kayıtsızlığımızı unutmazsak eğer ki insan zalim olmadan önce günün birinde kendini yalnız hissettiğinde adaletsizliğe dur demekten başka bir çaresi kalmıyor.
É possível ser opressor e vítima ao mesmo tempo?
Aynı anda hem zalim, hem de mazlum olmak mümkün mü?
Mas se eles já assumiram o lugar de opressor e vítima não me resta outro remédio além de ser uma vítima e também um assassino.
Ama onlar zaten kimin zalim, kimin mazlum olduğunun kararını vermişlerse bana bir kurban ve aynı zamanda bir katil olmaktan başka seçenek kalmıyor.
Sentimos que estamos perdidos neste mundo cruel, mas é apenas um teste que o Senhor nos está fazer.
Bu zalim dünyada kendimizi kayıp hissediyorduk ama bu Tanrı'nın bizlere bir sınavıydı.
- Eu sei.
- Zalim! - Biliyorum.
Eu era uma assassina vigorosa.
Ben zalim bir katil oldum.
Eu ouvi bastante sobre as suas mortes brutais.
Zalim cinayetlerini yeterince duydum.
Mas a crueldade dela é maior.
Ama Elena daha zalim.
"Eu não os deixarei viver para serem maltratados por estranhos, Nem ser mortos por uma mão mais cruel que a minha."
"Kendi çocuğumu daha zalim ellere geçmesini beklemeden öldüreceğim"
Depois de esta cruel memória Ter sido vista e dita, Apagai estes pensamentos Do meu coração e da minha cabeça.
"Bu zalim bellek sonra görülen ve dedi mı bu düşünceler Sil kalbim ve başından aşağı"
Os miúdos podem ser cruéis.
Gerçekten zalim olabilirler.
O facto de ficares zangada... por saberes que o ajudante do George Hearst era cruel e mau?
George Hearst'ın sağ kolunun... kötü ve zalim bir adam oluşuna kızmış olman mı?
Sim, Martha Huber podia ser cruel, ofensiva, e absolutamente má, Mas Edie não se importava, porque ela era a primeira amiga verdadeira que Edie tinha.
Evet, Martha Huber zalim, kırıcı ve acımasız olabilirdi, ama Edie umursamıyordu, çünkü o Edie Britt'in şu ana kadar edindiği tek gerçek dosttu.
Ele fez tudo para ser cruel para mim.
Bana karşı zalim davranma için her şeyi yapıyor.
Não, Mabel, não quando o meu dever na popa chama eu devo ir.
Hayır, Mabel, hayır Zalim görev çağırdığında buna itaat etmeliyim.
Mas Odin era um Deus astuto... e cruel.
Ama Odin hilekar ve zalim bir tanrıydı.
E continuo a ser, mas tu às vezes és um pouco cruel.
Ben tamamen arkadaşınım, ama sen biraz zalim olabilirsin!
Sim, eu me lembro esses dias. As crianças podem ser tão cruéis.
Evet o günler hatırlıyorum, çocuklar bazen çok zalim olabiliyorlar.
"Os malvados rei e rainha tinham que provar que falavam a sério,"
"Zalim kral ve kraliçe ciddi olduklarını kanıtlamak için,"
"Sr. Monk lembrou-se de algo que a malvada rainha disse :"
"Mr. Monk zalim kraliçenin söylediği bir şeyi hatırlamış :"
Calma, Julia, ela não pode ter o pai e a mãe violentos.
Sakin ol Julia. İki zalim ebeveyn fazla.
Quer destruir a República e governar Roma como um maldito tirano!
Cumhuriyeti yok etmek ve bir zalim olarak Roma'yı yönetmek istiyor!
Não sejas cruel.
Zalim olma.
Desumano.
Zalim!
Uma arma letal que alguns mamíferos predadores usarão mais tarde. Nesta árida paisagem, as maiores batalhas dos répteis é agora contra os elementos.
Bu zalim manzarada, sürüngenlerin en büyük savaşı şimdi elementler iledir.