English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Àgua

Àgua traduction Turc

228 traduction parallèle
De qualquer maneira, ele... o barco bateu em algo debaixo de àgua, e caiu... bateu com a cabeça.
- O... - Herneyse, su çalkantısı oldu ve kafasını vurdu
estamos a meter àgua Há entradas de àgua.
- Havadaki nem oranı artıyor
Vim apenas buscar àgua...
Biraz su alıyordum, çünkü...
Lembra-te, acelera quando chegares à vala de àgua.
Sana söylediğimi unutma, suya geldiğinde hızını koruyacaksın.
- Posso oferecer-lhe um pouco de àgua?
- Su ister misin?
- Se bombeasse-mos àgua...
- Eğer su püskürtürsek - - Benimle tartışma.
Cortem a àgua.
Suyu kesin.
"O coração de uma baleia é maior que a bomba de àgua da ponte de Londres".
"Bir balinanın kalbi, Londra Köprüsü'nün borularından daha büyüktür."
"A àgua nesses canos não é tão densa nem tão rápida, quanto o sangue bombeado do coração da baleia".
"Balinanın kalbinin pompaladığı kan, borunun içerisindeki sudan daha fazla ve daha hızlıdır."
Àgua quente...
Sıcak su...
- Àgua salgada e uísque.
- Tuzlu su ve viski.
Mas a àgua tornava-o transparente.
Suya girince şeffaf oluyordu.
Eu disse que näo queria nadar mas ele agarrou-me no braço e arrastou-me para a àgua até ao pescoço e quando saí parecia que estava nua.
O mayoyla yüzmek istemediğimi söyledim ama elimden tutup suya sürükledi tamamen suya girdim sudan çıktığımda çıplak görünüyordum.
Honesto e verdadeiro, É como esgotar um velho barco a meter àgua... Cheio de buracos.
Şurası bir gerçek ki bu, her tarafı delik deşik eski bir tekneden su boşaltmak gibi.
Moças bonitas não parecem bonitas na àgua mas você parece ainda mais bonita.
Güzel kızlar suda güzel görünürler ama sen çok daha güzel görünüyorsun
Comece a ferver a àgua.
Suyu kaynatmaya başlayın.
Pare de ferver a àgua.
Suyun altını kapatın.
Encontràmos areia, pedra e àgua.
Kum, kaya ve suya rastladık.
Joe, um uísque com àgua para Mr. Arnstein.
Joe, Bay Arnstein'e viski ve su.
Vou buscar alguma àgua fresca do poço.
Kuyudan taze su çekeceğim.
Queria apenas àgua, Se não for incómodo.
Zahmet olmazsa, biraz su rica edeceğim.
Àgua?
Su mu?
Quando acabares, tudo o que vou precisar é uma banheira de àgua quente, e serei exactamente o que era antes.
İşin bittiğinde, bir küvet sıcak su yeter bana. Aynen eskisi gibi olurum.
Dá-me alguma àgua.
Bana biraz su ver.
Está aqui um quadrado delimitado. E diz "reservatório de àgua".
Burada kazıklarla ayrılmış alan var, "su tankı" diyor.
Aqueles motor a vapor não funcionam sem àgua.
Buharlı makineler su olmadan dönmez.
Uma banheira cheia de àgua quente.
Sıcak su dolu bir küvet.
Aqueci alguma àgua pra ti.
Senin için biraz su ısıttım.
Näo usa àgua.
Su yok efendim.
Arrefecido a ar, sem àgua.
Su yok efendim.
Hà falta de àgua no mundo?
Dünyada su kıtlığı falan mı var?
Como o Volkswagen funciona sem àgua sobreviverà quando outros morreräo.
Volkswagen susuz çalışabildiği için diğer tüm yaratıklar ölürken o kurtulacaktır.
E a àgua do fosso entrará para a adega.
Ama senin tablolarını kurtaralım.
A olhà-los. A preparar barris de àgua quente para despejar sobre os Hunos!
Geçitte bize bir sürü Alman kurban edecek.
Sabe, uma massagem facial, um pouco de àgua de colónia.
Yüz masajı. Biraz da parfüm.
Vamos aquecê-los, e depois damos-lhes um balde de àgua fria.
Onları azdırıp bırakacağız. Evliliğe iyi hazırlık olur.
O velho cavalo que eu montava não quis entrar na àgua.
Bindiğim at, suyu sevmemişti.
Vou beber àgua.
Bir bardak su alacağım.
Evitem beber aquela àgua cheia de micróbios.
Pis sudan içmemeye çalışın.
Àgua.
Su.
- Àgua perfumada para se banhar.
- Parfümlü banyo suyu.
Explodiu quando ela puxou a àgua.
Sifonu çekince patladï.
Temos um heIicòptero na ilha para vos levar à nave quando esta esteja na àgua.
Uzay aracı suya düştüğünde sizi ona götürmek üzere adada bekleyen bir helikopter var.
Uma lata de àgua para cada. Um foguete para cada.
Adam başı bir kutu su Ve bir işaret fişeği.
O manual diz... para procurar àgua.
Kılavuz diyor ki su işareti.
Sò hà... àgua.
Sadece Su.
Um pouco de àgua.
Bir yudum su.
elizabeth, nâo hà àgua.
Su yok Elizabeth.
- Àgua...
- Su...
Àgua quente.
Sıcak banyo.
Como costumam dizer, àgua e salada, é uma noite de mijada.
Sonra, şu nane yaparaklarıyla, brokoliyi kızarttı. Tadına bakmalısın. Ne derler bilirsiniz :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]