Translate.vc / Portugais → Turc / Çontinua
Çontinua traduction Turc
26,300 traduction parallèle
E a resposta continua a ser "sim".
Ve cevap hala evet.
Continua.
Devam et.
E ele continua a ser família.
Aileden birisi o.
Continua dentro do prazo e não há motivos para o Andrew Barnes nem outros excluírem-nos de projetos futuros.
Zamanında yetişecek, ayrıca ne Barnes ne de başka birinin gelecekteki projelerimizi kara listeye alma tehlikesi olacak.
Então, continua.
Böyle sürüp gidiyor demek.
Sim, e já passou um ano e continua a ser uma treta.
Evet, bir yıl oldu ve hâlâ berbat bir yer.
"Continua assim, Jay."
" Aynen devam Jay!
- Continua a sorrir. - Temos de te levar ao SU.
Hiç böyle bir acı görmedim.
Continua perfeito!
Kendinize dikkat edin.
Meu Deus. E ela continua.
Aileye yeni girmiştim ve beni sevmeni çok istiyordum.
Continua a caminhar. - Consegui.
Salak, yürü git hadi.
- Continua a desiludir-me.
- Beni üzmeye devam ediyorsun.
Já o Bobo subsidiava a creche local. Continua.
Bobo da kasabanın günlük işleriyle ilgileniyordu.
O resto do túnel continua intacto.
Tünelin geri kalanı hala sağlam. Tamam.
Está bem, continua.
Tamam, sağlam dur.
Continua a vê-lo?
Onunla görüşmeye devam ettin mi?
É, porque continua a mandar-me pacientes.
Bana hasta gönderip durduğun sürece ilgilendirir.
Mas continua a ser um de nós.
- Ama yine de bizden biri.
E continua a não haver progressos na busca pelo assassino.
Katil aramasında daha bir gelişme yok.
"Continua no leite".
"Sütten devam ediyor."
Continua a dizer o mesmo.
Aynı şeyi söylüyorsunuz.
Chakravarti! Continua.
Chakravarti devam et...
Continua a andar!
Koşmaya devam et!
Continua a recuar.
Geri sarmaya devam et.
Continua simplesmente a ir às reuniões, encontra-te com homens para conversar e vais ficar bem.
Hımm, gidebildiğin kadar toplantılara gitmeye çalış, Konuşacak birilerini bul falan birşeyin kalmaz.
Continua a conduzir, Stefan.
Sadece, Stefan sürüş tutmak.
- Porque é que o FBI continua a voltar àquela casa?
- Neden FBI sürekli bu ev için geliyor?
Continua a pintar, Picasso.
Çizmeye devam et Picasso.
Ela... ela continua a afogar-se.
Kızım... Kızım hala boğuluyor.
Continua sem parar.
- Hep başa dönüyor.
- Ela continua a afogar-se. - Não.
Hala boğuluyor.
- Continua...
- Hayır.
Continua a tentar.
Ben de denerim.
Continua na mesma.
- Tam olarak aynı görünüyor.
Com obstáculos a cada curva, o Salmão do Pacífico continua, avança contra a corrente, às vezes encosta acima mas sempre em diante.
Her dönemeçte engellerle karşılaşan Pasifik somonu yoluna devam eder, bazen akıntının tersine hatta bazen yukarı yüzer, ama daima ileri gider.
Continuo a atirar e ele continua a vir.
Ateş ediyorum ama bana doğru gelmeye devam ediyor.
Sei que continua a sofrer, e a última coisa que lhe disse foi que precisava de seguir em frente
Hâlâ acı çektiğini biliyorum. Ona söylediğim son şey, yoluna devam etmesi gerektiğiydi.
Muito bem, eliminas o Peng, o sucessor dele continua o que quer que fosse a agenda deles, e apenas teríamos iniciado uma guerra sem saber quais são os planos deles, porque é que aqueles navios são tão importantes para ele, - aquilo que ele anda a contrabandear.
Peng'in icabına baktıktan sonra yardımcısı ajandasında yazanları yapmaya devam edecek ve planlarının ne olduğundan, o gemilerin neden önemli olduğundan ve ne kaçırdığından bihaber şekilde sıcak savaşın içinde bulacağız kendimizi.
Ele continua a ser um problema, oferecendo qualidade que eu não consigo.
Sorun çıkarmaya devam ediyor. Kalitesine ayak uyduramıyorum.
Continua.
- Devam et.
Não te preocupes. Eu pago-te. Continua a cortar.
Merak etmeyin, size ödeyeceğim, mal yapmaya devam.
Não Thane, continua!
Hiçbir Thane, devam et!
Continua a falar Szorlok, cada momento que passa, a Marek está mais longe do teu alcance.
, Szorlok Konuşmaya devam geçtikçe her an Marek senin elinden başka olduğunu.
Porque o Thane continua a seguir-te?
Neden Thane sizi takip etmeye devam ediyor?
O preço continua o mesmo, ou vamos embora com o nosso dinheiro.
Fiyat anlaştığımız gibi kalır ya da paramızla birlikte gideriz.
Que a terceira bala continua lá dentro.
Üçüncü kurşun hâlâ içeride.
E a nossa nação continua em alerta máximo.
Ülkemiz de hâlâ teyakkuzda.
Não estão a mudar as mulheres e os filhos de local por anteciparem um contra-ataque. Tudo continua igual.
Hiç kimse karşı saldırılarımızı öngörüp karılarını, çocuklarını başka yere yollamıyor.
O telefone continua no mesmo sitio.
Telefon her zamanki yerinde.
Continua.
Dinliyorum.
A pressão continua a cair.
Başınç düşüyor.