Translate.vc / Portugais → Turc / Éra
Éra traduction Turc
310,001 traduction parallèle
Éra um terrivel pesadelo.
Sadece korkunç bir kabustu.
Era a brincar.
Şaka yaptım.
Eu disse-te que era uma péssima ideia.
Kötü bir fikir olduğunu söylemiştim.
Quando era novo.
Gençlik zamanları.
Disse-te que era o distribuidor de DC.
Washington'daki distribütör dedim ya.
O mais certo era eu retribuir o beijo.
Muhtemelen karşılık verirdim.
Eu era o apresentador.
Eskiden ben sunuyordum.
A amiga da minha mulher era estilista de comida no Jeff's Backyard Barbecue ou num programa do género e disse que ele se atirava a ela e a todas as mulheres da equipa.
Eşimin arkadaşı Jeff's BackyardBarbecue gibi bir programda yemek stilistiydi. Hem ona hem de ekipteki bütün kadınlara asıldığını söyledi.
Eu sabia que ele era um pervertido.
Sapık olduğunu biliyordum.
E era uma sensação boa.
Çok iyi bir histi.
Ela nunca nós disse onde era a base dela.
Üssün nerede olduğunu bize hiç söylemedi.
Não era bom?
İyi miydi bari?
Fui informada que era urgente.
Acil olduğu söylendi.
Apenas quis dizer que nunca te vi por cá e o evento era apenas para alunos do MIT.
Demek istediğim seni daha önce buralarda görmedim. Ve o etkinlik sadece öğrenciler ve fakülte içindi.
Ouça, conheço o Harris Edwards há 15 anos, desde que ele era um modesto capitão na CENTCOM.
Bak, Harris Edwards'ı on beş yıldır tanırım. CENTCOM'da sıradan bir yüzbaşı olduğundan beri.
Tinha uma casa na árvore quando era pequeno, mas não se parecia nada com esta.
Çocukken benim de ağaç evim vardı ama hiç böyle görünmüyordu.
O que era tão importante?
- Bekleyemeyecek olan şu önemli şey nedir?
Era suposto este plano levar sete anos, estamos a acelerá-lo.
Bunun yedi yıllık bir plan olması gerekliydi, hızlandırıyorum.
- Era mais uma receção.
Daha çok bir resepsiyondu.
Quando era pequena, a minha mãe ensinou-me que, como pessoas, somos poderosos.
Annem bana çocukken, birey olarak güçlü olduğumuzu öğretmişti.
Ontem aconteceu-me o mesmo, mas era uma menina.
Dün de aynı şey olmuştu ama o seferki küçük bir kızdı.
Ontem era tarde para ir para casa.
Dün eve gitmek için çok geçti.
Nunca mais era hora de almoço.
Öğle yemeği hiç gelmeyecek sanmıştım.
- E ele era um bêbedo?
- Adam bir ayyaş mıydı?
- Se era!
- Hem de nasıl.
A Sra. Hammond era a primeira, pois sabia que teria de lhe afagar o ratinho.
En hızlı Bayan Hammond kaçardı. Çünkü ona faresini sevdireceğini bilirdi.
Era o que o pai queria.
Babam böyle istemişti.
Lembro-me, há muito tempo, quando não era nada senão algumas casas e um único cais.
Hatırlıyorum, uzun zaman önce birkaç evden oluşan bir iskeleydi sadece.
Comigo, era fria e distante.
Bana karşı, soğuk ve mesafeliydi.
Ragnar Lothbrok não era apenas o Rei deles, pai, mas o homem mais famoso do seu mundo.
Ragnar Lothbrok, sadece kralları değildi baba ülkelerindeki en ünlü adamdı.
Estes são alguns trabalhos de grandes escritores que li quando era novo, traduzidos do Latim.
Gençken büyük yazarların kitaplarını okudum ve Latince'den çevirdim.
Ele também era uma espécie de pai para nós.
Bizim de babamız gibiydi.
Pareces-te mesmo com o teu pai quando ele ainda era jovem.
Tıpkı babanın gençliğine benziyorsun.
Agora que vamos para Inglaterra para lutar, já era sem tempo que não precisava de rastejar.
Artık İngiltere'ye savaşmaya gittiğimize göre artık sürünmeyi bırakmamın vakti geldi.
E rejeitaste-me. Não era suficientemente importante para ti.
Sana göre yeterince önemli biri olmadığım için beni reddetmiştin.
Mas eu já era Rei e não era suficientemente bom para ti.
Ama ben o sırada zaten kraldım ve senin için yeterli değildim.
Não por que ele era aleijado, mas por que Ragnar amava-o.
* Not because he was crippled, but because Ragnar loved him.
Ele era um homem de Deus que comeu a tua esposa.
* He was a man of God who put his prick into your wife.
E acredito que era por causa disso que Ragnar o amava.
* And I believe that's why Ragnar loved him.
Ragnar era pagão!
* Ragnar was a pagan!
E comecei a acreditar que ser tenaz e forte era uma ilusão e agora sou inseguro. Porque esta, é a forma mais honesta de viver.
Artık katı ve güçlü oluşumun bir yanılsama olduğuna inanmaya başladım ve şimdi kendimden emin değilim çünkü böylesi çok daha dürüstçe.
O meu pai era muito mais valioso do que ouro e prata.
Babam altından ve gümüşten çok daha değerliydi.
Ele era meu amigo.
O benim dostumdu.
Desde que era miúdo.
Çocukluğumdan beri.
- Isto era insuportável.
Katlanılamazdı.
Era para me trazer a esta idade, este lugar, neste momento, onde a tecnologia pode finalmente servir a minha grandeza.
Beni bu yaşa, bu yere bu ana kadar bekletmenin anlamı bu teknolojiyi en iyi şekilde sunabilmem içindi.
Eu tenho isto desde que era uma garotinha.
Bunu küçük bir kızken almıştım.
Isso não era esse o acordo.
Bu bir anlaşma değil.
Não disse que ele era estúpido.
Aptal olduğunu söylemedim.
Mas não era uma reunião.
Görüşme sayılmazdı.
Pelo menos não era um de nós.
En azından bizden biri değildi.