English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Éramos

Éramos traduction Turc

8,939 traduction parallèle
Não éramos amigas.
Arkadaş değildik.
- Éramos só crianças.
- Biz sadece çocuktuk.
Nós éramos apenas crianças.
- Çocuktuk işte...
Éramos livres.
- Özgürdük.
Éramos os melhores amigos, Ben.
Biz çok iyi arkadaştık, Ben.
Lembras-te de quando éramos miúdos? O quanto eu te admirava?
Hatırlasana küçükken, sana ne kadar hayrandım?
A "Cinco" acha que é porque éramos "perigosos".
- Beş'e göre "tehlikeli" olduğumuz için.
Disse ao Kevin que aprovava a tua estratégia para acabar com o Marcus. Ele disse que éramos, e vou citar, "sociopatas".
Kevin'a senin Marcus'tan ayrılma stratejini nasıl onayladığımı anlattım ya da bizim sosyopat olduğumu söyledi.
Eu e o Dave éramos colegas e nada mais.
Dave benim iş yerinden arkadaşımdı, daha fazlası yoktu.
Tu própria disseste, de acordo com a "Cinco", apagaram as nossas memórias porque pensavam que éramos perigosos.
Kendin söyledin, Beş'e göre hafızalarımızı silen kişi tehlikeli olduğumuzu düşündüğü için yaptı bunu.
Foste tu que disseste que não querias voltar àquilo que éramos.
Eskiden olduğumuz şeylere dönüşmemizi istemediğini söyleyen sendin.
Pensava que éramos bons neste tipo de coisas.
Bu tür şeylerde iyi olmamız gerekiyordu.
Quando acordamos éramos, apenas, um grupo de estranhos, mas, agora, somos uma família.
Uyandığımızda bir grup yabancıydık. Fakat şimdi bir aileyiz.
- Claro, éramos casados.
- Elbette. Biz evliyiz.
Éramos bons juntos, não éramos?
Beraber mutluyduk, değil mi?
Contando com as crianças, éramos 1200.
Çocuklar dahil 1.200 kişiydik.
Quando eu era mais jovem, sempre disse que éramos a verdadeira família do papai.
Küçükken bana hep, babamın gerçek ailesinin biz olduğumuzu söylerdin.
Diz-me que não éramos esta seca quando nos candidatámos.
Biz başvururken bu denli sıkıcı olmadığımızı söyle lütfen.
Éramos próximos.
Evet, yakındık.
Éramos amigos.
Arkadaştık.
Eu e o Frankie... éramos os batedores.
Ekibi Frankie ve ben idare ediyorduk.
Mas eu era solteiro, e ambos éramos adultos responsáveis, e isso foi antes de eu conhecer a Sophie. Acredite.
Ama bekardım, ikimizin de rızası vardı ve Sophie'yle henüz tanışmamıştım.
Isso magoou-me porque éramos amigos.
Bu benim çok üzdü, çünkü biz arkadaştık.
Não era só uma parte de nós. Éramos nós.
Sadece bana göre değil, herkese göre özeldi.
" Viajámos para o Japão juntos várias vezes. Éramos próximos.
" Japonya'ya bir düzine seyahat yaptık.
Éramos nós.
O bizzat sizdiniz.
" Sabes, nós antes éramos...
Sonra "Biz eskiden..."
" Antes éramos amigos da Fortune,
"Eskiden Fortune'la iyi arkadaştık".
Porque éramos felizes?
Mutlu olduğumuz için mi?
Ela era nova, mas éramos.
Yeni gelmesine rağmen evet.
Quando éramos rapazes jogamos juntos na Palestina e reencontramo-nos quando jovens em Kabul.
Çocukken Filistin'de beraber oyun oynardık. Delikanlılık çağımızda Kabil'de karşılaştık.
Pelo bem do nosso filho, não podemos ser como éramos.
Oğlumuzun hatırına, eskisi gibi olamayız.
Não éramos casados, mas, sim.
Aslında evli değildik ama evet.
O Holmes e eu éramos quase parceiros, sabia?
Holmes'la neredeyse ortaktık.
- Éramos dinossauros?
Hepimiz dinozor muyduk?
Mas éramos apenas crianças
# Halbuki daha çocuktuk o zaman #
É que ultimamente o Brian tem andado tão afastado, e nós éramos inseparáveis, como o Jack e a Jill.
Brian son zamanlarda bana çok mesafeli davrandığından. Eskiden çok yakındık. Tıpkı Jack ve Jill gibi.
Quando crianças, éramos uns tesos.
Küçükken ayağımıza ayakkabı alacak paramız yoktu.
Éramos uma boa equipa.
İyi bir takımdık.
Donna, eu sei que já te pedi isto antes, mas somos mais próximos do que éramos na altura.
Donna, sana bunu önceden de sorduğumu biliyorum fakat şimdi çok daha yakınız ve- - Louis, Harvey için çalışıyorum. Sekreterin olamam biliyorsun.
Há um ano, éramos totós sem namoradas a morar nas caves das nossas mães.
Bir sene önce, ipsiz sapsız birer inek gibi evlerimizin bodrum katında yaşıyorduk.
Quem está preparado para ver uns slides de quando éramos adolescentes?
Kimler slaytta gençlik hallerimizi görmeye hazır?
Éramos todos vampiros naquela época.
O zamanlar hepimiz birer vampirdik.
Éramos só eu e a minha mãe.
Annemle birlikte bir şekilde idare ettik.
Ouve, homem, se és o ex algo assim não significa nada. Éramos só amigos, certo?
Bak dostum, eski sevgilisi falansan bir anlamı yoktu, sadece yataktan ibaretti, tamam mı?
- Éramos livres.
- Biz ücretsiz.
Eu e o Dozerman erámos quase melhores amigos.
Ee, bu biz işte. Dozerman'la aramızdan su sızmazdı.
E sim, eu sei o que nós eramos um para o outro antes.
Ve evet, önceden birbirimize olan düşüncelerimizi biliyorum.
- Éramos todas amigas.
- Hepimiz arkadaşız.
Na verdade, não éramos uma equipa.
Aslında, takım falan değildik.
O Tom é sonâmbulo desde que éramos crianças.
Tom bizim çocukluğumuzdan beri uyurgezer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]