Translate.vc / Portugais → Turc / Êle
Êle traduction Turc
26 traduction parallèle
Por qué...? Porqué iria me preocupar com êle?
Onun için neden endişeleneyim ki?
Arce Negro disse que como tua irmã e voce se portaram bem com êle quando fomos visita-los, que quer presentea-las com esses poneys.
Sen ve kardeşin, ziyarete geldiğinde Siyah Geyik'e onu çok iyi ağırlamışsınız bu yüzden atları size vermek istiyor.
Quando o encontrar acabarei com êle para sempre.
- Eğer burada olsaydı, onu anlının çatısından vururdum.
- Não voltará nunca. - Não, não se preocupe com êle.
Hayır, hayır, böyle yapmamalısınız Bayan.
Não te preocupes máis por êle.
O yüzden onun için kaygı duymana gerek yok.
Mas êle espera que eu esteja com êle.
Ama onun yanında olmamı bekleyecektir
Não posso fazer isso a êle.
Ona bunu yapamam
Sou louca por êle.
Ona deli oluyorum
Quanto espera ganhar por êle?
Ne kadar fiyat biçiyorsunuz buna?
Todos os rapazes aqui são iguais a êle?
Burada ki tüm erkekler böyle midir?
Isto quer dizer que êle continuará fazendo?
O zaman o da yapmayı sürdürür?
Sim, elas também dão alguma coisa a êle, como quem sabe, dinheiro.
Evet, Onlar da ona şey veriyor, galiba para
Eu penso que você viu êle comigo uma vez em Paris.
Sanırım onu benimle birlikte bir kere Fransa'da görmüştün
Pois êle é um bom e grande homem.
O büyük ve iyi bir adamdır
Por isso tenho de voltar e lutar por êle.
O yüzden dönüp ülkem için savaşmalıyım
Ganhei muito dinheiro para êle.
- Doğru. O herife çuvalla para kazandırdım.
Eu era decoradora de interiores, conte para êle, Amanda.
Ben eskiden iç dekoratördüm. Söyle Amanda.
Diga para êle que você e eu vamos para Califórnia para escrever em equipe.
Ona Kaliforniya'ya gideceğimizi ve ekip olarak yazacağımızı söyle.
Nós não poderemos fazer a jornada com êle nesta condição.
Bu koşulda onunla bu yolculuğa çıkamayız.
Se ele è o desconhecido, como você ira saber quando êle vier bater?
gelip çaldığını nasıl bilirsin?
Eu posso não deixar que êle tenha muita esperanças ele podera ficar deprimido
Onun düşlerini küçültmek için yüksek umutlar beslemesine izin veremem.
Sua saúde não dispõe que êle possa receber um desapontamento.
Sağlığı bu tür bir umutsuzluğu kaldıramaz.
- O que foi que êle disse?
- Ne dedi?
Aonde caralhos vai êle?
Nereye gidiyor bu?
O que êle é, um cretino? Não posso e não vou assinar.
İmzalamamazlık edemem.
Você sabe onde êle está.
- Kimi istediğimi biliyorsun.