Translate.vc / Portugais → Turc / Ía
Ía traduction Turc
520 traduction parallèle
Eu ía para a escola até que encontrei alguém.
Okula gidiyordum ta ki birisiyle karşılaşıncaya kadar.
Sabia ou suspeitou que ele a ía trazer aqui na Sexta à noite?
Shelby'nin Cuma gecesi onu buraya getireceğini biliyor ya da bundan şüphe duyuyor muydunuz?
Se tivesse chegado... ao farol ter-se-ía salvo,
Eğer deniz fenerine ulaşsaydı, kurtulurdu...
Com certeza, ía gostar muito de si.
Sizden etkilenirdi, eminim.
Quando eu ía buscar as coisas do Elwood ao táxi, este homem horrível apareceu, um escravo branco, eu sei que o era.
Elwood'un eşyalarını taksiden almak isterken, o korkunç adam çıktı geldi, o beyaz insan ticareti yapıyor, biliyorum.
Eu nem sequer ía querer saber o nome dela.
Adını bile bilmek istemezdim.
- Eu disse que ía buscar uma bebida.
- İçki almaya gittiğimi söyledim.
Eu... estou pronto, mas isto não é como disseste que ía ser.
Şimdi... Şimdi de hazırım, ama bu senin anlattığına benzemiyor.
Esperar-te-ía!
Seni beklerim.
- Como não ía ouvir? É gado.
- Sanki bu, Sığırlar?
Só lhe disse que ía fazê-lo.
Tam da ona ne yapacağımdan bahsediyordum.
" Enquanto eu cruzava a ponte de madeira, e ía entrando no portão...
" Tahta köprüyü geçip girişe vardığımda...
Você sabia que Jonathan ía casar-se com a minha irmã Lucy.
Jonathan kız kardeşim Lucy'yle evlenecekti.
Naquele carro funerário ía um caixão.
Arabanın içinde bir tabut vardı.
Ele ía a levar-me para casa quando insistiu em parar para bebermos.
Beni eve bıraktı ve bir kadeh bir şey içmek istedi.
Bem, nós... nós sabiamos que este dia ía chegar.
- Yo, yo. Biz, bugünün geleceğini biliyorduk.
Ía voltar e tentar outra vez.
Geri geldim ve tekrar denedim.
Ele disse que eu ía gostar.
Hoşuma gideceğini söyledi.
Ou antes, onde você ía.
Daha doğrusu siz kalmıştınız.
Berlin ía preferir que ficasse nas mãos do 3º Reich.
Berlin, bu tabloların Nazilerin elinde olmasını tercih edecektir.
Porque é que ele lhe ía dar tanta bebida?
Niye bu kadar içkiyi sana veriyor?
Disse à polícia que ía buscar seu marido ao aeroporto.
Cesedi arabaya taşıdınız gece yola çıktınız ve bir barikatla karşılaştınız.
Disse ao Jesse que se ía ver comigo se tentasse algo.
Jesse'ye, birşeyler yapacaksa, benimle birlikte olması gerektiğini söylemiştim.
- Disse-me que ía funcionar.
- Çalışır demiştin.
Ela comê-lo-ía vivo.
Onu diri diri yer.
O bando ía nos matar.
Sürü bizi öldürecekti.
Sabe, acho que não me ía dar bem numa grande cidade.
Ben büyük şehirde rahat edemem diye düşünüyorum.
Ele sabia que o Caminho-de-Ferro ía passar por Flagstone e que seguia para o Oeste.
Flagstone'dan gelen demiryolunun batıya devam edeceğini biliyordu.
Mas como é que ele tinha a certeza que o comboio ía passar na sua propriedade?
Ama demiryolunun kendi toprağından geçeceğinden nasıl emin oldu?
Ele ía vender este pedaço de deserto pelo preço do ouro.
Bu çöl parçasını ağırlığınca altına satacaktı.
Se eu fosse a ti, ía ali levar um bocado de água àqueles rapazes.
Senin yerinde olsam, oraya gidip o çocuklara bir içki verirdim.
" Onde ía?
Nerede kalmıştım?
- Sabia que ía haver sarilhos!
- Başımızın dertte olduğunu biliyordum!
Cansada de palavras. Sobre como voê não ía deixar eu estragar sua vida.
Hayatını mahvetmeme izin vermeyecektin ya?
Por mim ía a um party, se houvesse algum.
Benim işim, gidip dans ettiğim "partilerle".
Arruinar-me-ía se empregava um rapaz esquisito como ele.
Böyle garip bir çocuğu yanıma alırsam mahvolurum.
Quando eu ía para o quarto com o Mathieu. Eles estavam a sair.
Kısacası, Mathieu'yle yatmak için odaya girdiğimde onlar yerdeydi ve çıkmaya hazırlanıyorlardı.
Não era isso que eu ía dizer.
Böyle bir şey deme niyetim yoktu.
Eu disse que ía a Lourdes. E aos 20... - O que é que devo fazer?
Lurd'a hacca gideceğimi söylemiştim... ve 1920'de de Bernard'ın babasıyla...
Há 25 anos, a minha família ía Iá muito.
Ailem 25 yıl önce orada yerdi.
E eu disse-lhes que ía ver o que podía fazer.
Yardım edeceğimi söyledim.
Pensaram que eu ía num esquema destes.
Buraya ait olduğumu sandıkları için beni buraya gönderdiler.
Fartei-me de pensar no que te ía dizer... mas, ao encarar contigo faltam-me as palavras.
Söyleyeceklerimi hazırlayacak zamanım oldu ama yüzünü görünce yine unuttum.
Eu disse-lhe que ía adorar voar!
Uçmayı seveceğinizi söylemiştim.
Ía desiludi-lo.
Hayal kırıklığına uğrayacak.
Eu não sabia que ía ser assim.
Demek istediğim, bu işin böyle olacağını bilmiyordum.
Eu ía colá-los na tua jarra.
Kavanozuna yapıştıracaktım.
Eu sabia que ela ía roubar o nosso dinheiro.
Tecrübe konuşuyor.
Ele não se ía embora e deixava a firma a mim.
Oturup durma, bir şeyler yap.
Me perguntava aonde ía.
Nereye gittiğini soracaktım.
Ía à igreja.
Kiliseye gittim.