Although traduction Turc
16 traduction parallèle
... although, had Roosevelt not done some of the things he did это могло-бы зайти намного дальше волнений. ... it could've become far more violent.
Gerçi Roosevelt yaptığı bazı şeyleri yapmamış olsaydı şiddet çok daha artardı.
Хотя это вызывало споры в то время. Although that was disputed at the time.
Gerçi o zaman bu da tartışılmıştı.
Линдон Джонсон : - Мы, Американцы, знаем, хотя другие, кажется, забывают... - We Americans know, although others appear to forget к чему приводит риск распространения конфликта.
Başkaları unutmuş görünse de, biz Amerikalılar gerginlik yaymanın riskini biliyoruz.
Although I think he's just taking a page from your book, counselor.
Sanırım bunu sizden kopya çekmiş olmasına rağmen.
Although we know it isn't right
? Doğru olmadığını bilmemize rağmen?
Although the moon to which you fly me
Belki de beni uçurduğun o ay
I'd give a laxative, although I wouldn't wait too long.
Bir laksatif verirdim gerçi bunun için fazla beklemezdim.
Lavon Hayes, although I love you, we... this...
Lavon Hayes, seni sevsem de... biz... bu...
Although I know many people who have had relations with same sex individuals.
Gerçi kendi cinsinde kişilerle ilişkisi olan insanlar tanıyorum.
I'm glad you came back, although I thought these earrings were for your wife.
Ama bu küpeleri eşin için almıştın galiba.
A crisis for the monarchy has beenaverted, although given his character, I wonder if we won't see anotherbefore he's finished.
Monarşi için bir kriz atlatıldı,... ancak karakterini düşününce bir tane daha çıkacak mı diye merak etmiyor değilim.
Although I wonder where your family's concern for its fellow citizens was when they ordered the construction of the earthquake machine that killed 503 people.
Gerçi merak ediyorum 503 kişiyi öldüren deprem makinesinin yapım emrini verirken ailenizin halk hakkındaki düşünceleri neydi.
Although I'm not entirely sure why you invited him up to your office.
Gerçi onu neden ofisine davet ettiğinden tam olarak emin değilim.
Although, as we just established, he has an alibi.
Buna rağmen mazereti olduğunu da belirledik.
Although, you know what? I did not go back.
Hatta, ne var biliyor musun?
Although, I am kind of curious how long she thinks she can keep hiding my stuff without me knowing.
Öte yandan eşyalarımı saklamayı ben fark etmeden ne kadar sürdürebileceğini sandığını merak ediyorum.