Anyway traduction Turc
50 traduction parallèle
- Anyway, Моя дочь и я благодарю вас.
- Her neyse, kızım ve ben teşekkür ederiz.
Ринго Старр.
Ringo Starr. "Whose Line Is It Anyway?" ( komedi programı )
§ будет всегда и всегда §
# Is always gonna be there anyway? #
It's probably time to call your dad anyway, right?
Babanı arama vaktin gelmiştir zaten, değil mi?
Anyway, I guess they're burying him on Saturday.
Her neyse, sanırım onu cumartesi gömecekler.
Anyway... thank you for your time.
Her neyse.. Vakit ayırdığınız için teşekkürler.
Anyway, I saved the pieces. If you could glue it back together for me,
Eğer onu, yeniden birleştirebilirseniz, buna çok memnun olurum.
People like you. - Oh. Anyway, I've--I've- - I've never said "thank you."
Her neyse, ben, sana hiç "teşekkür ederim" demedim.
Anyway, I, uh, I want you to have this.
Yine de, bunu almanı istiyorum.
My plan was dumb anyway.
Planım zaten aptalcaydı.
Anyway, you get the idea.
Neyse, ana fikri anladın.
Anyway...
Neyse...
You didn't want that job, anyway.
Yine de, bu iş istemiyordum.
In all fairness, the prefab piece of shit probably would have burned down, anyway.
Doğruyu söylemek gerekirse, o lanet olası ev her halükarda yanıp kül olacaktı zaten.
Anyway, I really am sorry about your camera.
Her neyse, kameran için gerçekten üzgünüm.
Man, what's that sunni perv doing checking out my junk anyway?
Bu Sünni pezevenk benden ne istiyor anlamış değilim! ?
Not on his side anyway.
Adam açısından değilmiş.
Anyway, I'm just... worried Silas might do something stupid.
Neyse, Silas'ın saçma sapan bir şey yapmasından korkuyorum.
Anyway, I passed out for a while, and um woke up naked in the trunk of a car.
Neyse, bir süre kendimden geçmişim ve uyandığımda bir arabanın bagajında çıplak haldeydim.
Anyway, he will be missed... by so many of us that God left behind.
Neyse, tanrının geride bıraktığı pek çok kişi tarafından özlenecek.
Anyway.. You have your own hash to settle. Before you start making speeches to the rest of us.
Bize konuşmalar yapmadan önce kendi sorunlarını hallet.
We'll go anyway, we'll still go away.
Defol git o zaman. Git başımdan.
But, I would have waited anyway.
Ama her türlü beklerdim.
Anyway, what were we talking about?
Neyse ne diyorduk?
В любом случае, спасибо что пришла.
# Anyway, Geldiğiniz için teşekkürler.
And, by the way, what makes you so sure Frank's gonna show up here tonight, anyway?
Bir de bu arada, Frank'in bu akşam buraya geleceğinden neden bu kadar eminsin?
Вы знаете, я всегда сама по себе.
You know, I'm always by myself anyway.
Anyway, a man who was there saysthat Michael took exceptionto what they were saying.
Her neyse, bir adam Michale'ın onların sözlerine itiraz ettiğini söyledi.
You were going to be ten anyway, now everyone's here, so 14 makes no difference.
On kişi olacaktınız zaten, herkes burada olduğuna göre on dört fark etmeyecektir.
Anyway, they went downstairs andhe drove her back to the village.
Her neyse, aşağı indiler ve köye kadar bıraktı hanımefendiyi.
Lady Grantham, I know we're just crashersand we haven't been invited - well, I haven't, anyway - but we hoped you wouldn't mind.
Leydi Grantham biliyorum davet edilmeden geldik, en azından ben. - Umarım sakıncası olmaz.
Все отлично, в любом случае, спасибо за предложение.
All right, anyway, thank you for the opportunity.
- But I was anyway.
- Ama yine de üzüldüm.
Anyway, they were young lovers, just like these two, and they wanted the rich husband's money and him out of the way.
Bu ikisi genç aşıklardı ve zengin kocanın parasını alıp ondan kurtulmak istediler.
Anyway, you're great.
Her neyse, sen harikasın.
Anyway. Я нужна ей.
Bana ihtiyacı var.
Рыба. Not that it's safe to eat them anymore anyway.
Onları tüketmenin tehlikeli olduğundan falan da değil.
Besides, everyone hates me anyway.
Ayrıca herkes benden nefret ediyor.
Anyway, uh, I have to go.
Her neyse, gitmeliyim.
They'll have to walk through the exhibit to get to the bar to get drunk, which is what they're coming for, anyway...
Bara gidip sarhoş olabilmek için sergiyi geçmeleri gerekecek ki asıl gelme amaçları bu, herneyse...
Today anyway.
Bugün işe yaradı mesela.
Для меня она состоялась бы и без твоего участия.
I was gonna have that night anyway. You never were.
- Козырь? - Как у присяжных или в "Народном артисте".
- Jüri ya da "Whose Line Is It Anyway?" de olduğu gibi.
Anyway, he doesn't drive, so, I pretty much had to take him everywhere.
Onu her yere ben götürmek zorunda kalıyordum.
After all, what's a life anyway?
Sonuçta hayat nedir ki?
Кстати, кто выиграл выборы?
Who won the election, anyway?
Of course, we all made it to the Iron Islands anyway.
Ama buna rağmen Demir Adalar'a geldik.
Она забрал все.
What was with that, anyway?
В прощении.
All right, anyway, thank you for the opportunity.
Anyway, let's get started.
Onu geçen gün şu çocuklara arabanın çarptığı yaya geçidinde buldum.