Books traduction Turc
36 traduction parallèle
And I'd discuss the holy books With the learned men seven hours every day
Kutsal Kitapları tartışırdım orada ulemayla
-... в "Нью-Йоркских рецензиях на книги". - О, Боже, да.
Kim bilir "New York Review of Books" u okusa ne hissederdi.
Книжный магазин на 23 - ей улице.
City Books kitapçısı 23. caddedeki.
Если ты справишься с Фоксами твой "Магазин за углом" направит в иное русло всё течение промышленной революции.
Fox Books'la işin bittiğinde Köşedeki Dükkan, sorumlu olacak sanayi devrimini tersine çevirmekle.
"Книги Идэн."
Eden Books.
Даги Колантонио по прозвищу Книгочей.
Dougie Colantonio. Books adıyla bilinir.
Ты знаешь, что босс запретил тебе встречаться с Даги.
Şimdi defol. Patronun, Books buradayken etrafta dolaşmanı istemediğini biliyorsun.
Магазин-то, вижу, до сих пор "блек Букс" называется.
Gördüğüm kadarıyla dükkânın adı hâlâ'Black Books'.
Так что я подумал, может быть "Black Bianco Books"?
O yüzden'Black Bianco Books'olabilir diye düşündüm.
- Иль "Bianco Black Books".
- Veya'Bianco Black Books'.
"Добро Пожаловать..." "... в "Блэк Букс"! "
" Black Books'a hoş geldiniz.
Итак, вот здесь мы работаем.
Truncheon Books.
Хорошо. Так что, это и есть "Транчеон букс"?
Demek Truncheon Books burası.
Я ничего не знаю ни о каком наемном убийце, ни об этой женщине Букс, о которой вы спрашиваете. - Брукс.
Ne kiralık katil hakkında, ne de şu bahsedip durduğunuz "Books" soyadlı kadın hakkında bir şey bilmiyorum.
He wrote 10 books, all on African religions.
10 kitap yazmış, hepsi de Afrika dinleri üzerine.
So we're cooking the books?
Sahtecilik yapıyoruz yani?
День выпуска журнала "Роскошный дизайн"
VIP BOOKS Aylık düzenleme programı
That's what all the books say.
Tüm kitaplar bunu söyler.
Книжный дом философов.
Philosophers'Books.
Hey, and I want my books, too.
Kitaplarımı da istiyorum.
I want my books.
Kitaplarımı istiyorum.
No, this is all off the books.
- Hayır, bunların hepsi kayıt dışı.
Yeah, books have been written, classes taught.
Evet, kitaplar yazılır, öğrenciler öğrenirdi.
"Azatan Books." Это книжный магазин, пренадлежащий мужчине, которого Артур Уэст считал шпионом.
"Azatan Kitapevi" Arthur West'in casus olduğunu iddia ettiği adamın dükkanı. Julian Afkhami.
So, you would have no problem if the FBI wanted to start making regular visits to the, uh, Submission Sanctuary, maybe look through your books, dug through your background?
Öyleyse FBI, Teslimiyet Tapınağı'nı düzenli olarak ziyaret eder, kayıtlarınızı inceleyip geçmişinizi didik didik ederse sizin için bir sorun olmayacaktır.
I'm gonna ask Donnie for a warrant for NRP's books.
Donnie'den MYP kayıtları için arama izni isteyeceğim.
She'd found the discrepancy in the books.
Kayıtlarda anormallik tespit etmişti.
We started to get really meta with the books.
Kitaplar üzerinden bir hikaye örgüsü oluşturmuştuk.
The idea of this whole set of books written by him and the idea that he could be something else.
Bu kitapların onun tarafından yazılması ve onun başka bir şey olabilme fikri...
He just came by the visit, borrow a couple books.
Ziyarete gelip birkaç kitap ödünç almak istedi.
Ты знаешь, что я последний раз подписывал свои книги в книжном Пауэллс?
Son yaptigim imza günümün Powell's Books'ta oldugunu biliyor muydun?
Didn't put any money on my books.
Para göndermedi.
Я не буду покупать тебе лезвие для бритья и нью-йоркский журнал с рецензиями, ( имеется в виду "The New York Review of Books" ) и наконец лекарственный сироп с малиновым вкусом.
Sana jilet, New York Kitap İncelemeleri ve ahududu aromalı şurup almayacağım.
Пойдем с нами.
- Hadi, Books.
¶ gotta be on somebody's books ¶
- On Every Street #
We went through NRP's books.
MYP kayıtlarını kontrol ettik.