English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ C ] / Ck

Ck traduction Turc

511 traduction parallèle
Лесопилка Пэккардов?
Packard Bıçkıhanesi mi?
У меня икота.
Hıçkırık tuttu.
Давайте проведем простой тест что вы можете стать репортером
Küçük bir test yapalım. Eğer hıçkırmadan bu testi geçebilirsen sende muhabir kumaşı var diyeceğim.
Только не икайте
Hıçkırmaman gerek.
Моя икота...
Hıçkırıklarım yüzünden...
Ты перестала икать
Hıçkırman durdu.
Одна икота.
Hıçkırıktan başka hiçbir şey.
Меня мутит от одной мысли от них.
Düşündüğümde bile hıçkırık tutar.
- Вышвырнешь отсюда этого грубияна?
Şu bıçkını burdan atacak mısınız, yoksa ben mi yapayım?
- Весь мир будет плакать! Человечество просто разрыдается.
Dünya ağlayacak, insanlık hıçkıracak.
Ты икаешь.
Hıçkırık tuttu yine.
И её сердце всё ещё рыдает из-за этого. - Где Кармель сейчас?
Ve bu yüzden hala hıçkıra-hıçkıra ağlıyor.
Той ночью я готовилась ко сну. Я слышала, как он плакал.
Geceleri uyuyormuş gibi yapar hıçkırıklarını dinlerdim.
Мужчины, женщины, старики, молодые парни в новеньких блузах – все вскоре плакали навзрыд, а над их головами, казалось, реяло что-то сверхчеловеческое, какой-то витавший дух, чудесное дыхание невидимого всемогущего существа.
Erkekler, kadınlar, yaşlılar, önlükleri içinde gençler herkes kısa bir süre sonra hıçkırarak ağlıyordu. Başlarının üstünde, insanüstü bir şey gezinip duruyor gibiydi. Her tarafı istila etmiş bir ruh.
Когда рассказывал отец твой грозный о смерти моего отца, слезами рассказ свой прерывая, как дитя ;
Yo, dökmemiştir. Senin cengâver baban bize gelip babamın ölüm haberini * çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra anlatırken dinleyenlerin de yanaklarından yağmurla ıslanan ağaçlar gibi yaş iniyordu.
Прошу прощения.
Çok üzgünüm. Galiba hıçkırık tuttu.
Их пение очень похоже на плач.
Hıçkırıyorlar sanki.
Ужасный гул, идиотская, бесстыжая, музыка, которая заканчивается детским страхом
iğrenç bir döndürüş aptal utanmaz bir müzik bir çocuğun korkusuyla bitiyor dünyayı sarsıran bir hıçkırık,
- Дыхание... никак не успокоится!
- Hıçkırığımı kesemiyorum.
Точь-в-точь она. Вот так лежит и плачет, лежит - и все.
Hanımım da böyle yere serilmiş, ağlıyor ve hıçkırıyor, hıçkırıyor ve ağlıyor.
Сейчас, для поддержки утренних занятий всякая вам бам-зум-бум, пробуждающая музыка с небольшой помощью от моих друзей!
Şimdi, bu güzel sabahı kışkırtıcı, hıçkırtıcı, sallayıcı, kollayıcı, uyandırıcı bir müzik ile selamlayalım! Arkadaşımdan küçük bir yardım alayım!
Ну что ж, придётся использовать козлы для пилки дров большого размера.
Evet, bıçkı sehpaları ve üçe 150'lik tahtalar işinizi görebilir. Onları yarın sabaha hazır edebilir misiniz?
иначе я икаю!
Yoksa hıçkırık tutar beni.
Ладно, пострел, тогда тебе лучше убраться отсюда.
Pekâlâ, bıçkın, buradan gitsen iyi olur.
Я был в борделе один раз в жизни. Я подцепил икоту. Это закончилось чем-то вроде этого.
Hayır, genel eve bir kez gittim ve orada beni hıçkırık tuttu.
Он продолжил, его голос перерывали рыдания
Devam etti, sesi çatallaştı, hıçkırarak.
Ты всхлипывал.
Hıçkırarak ağlıyordun.
Нам нужен уплотнитель.
- Bıçkı lazım.
" Бандит.
" Bıçkın.
" Баклажка.
Bıçkın.
Крутой ты наш...
Eh, ne bıçkın çocuk...
Извини, я настроился... на мысли усатого толстяка, что выпил вчера три литра вина, а у него конвульсии в глотке, и это заразно.
Hıçkırığına bir türlü engel olamıyor, ben de öyle.
"Любимый, не умирай!"... и слезы...
"Sevgilim, beni bırakma!" demeler, hıçkırıklar...
Сигареты не помогают от икоты.
Sigara, hıçkırığı geçirmez.
А то я сейчас расплАчусь.
Beni hıçkıra hıçkıra ağlatacaksın.
Кэтрин, мне жаль, если это тебя задевает, но хозяйка этой лесопилки-я.
Catherine. Bunu söylediğim için üzgünüm ama bu bıçkıhanenin sahibi benim.
А когда у вас меч в горле,..... что будет если на вас нападет икота?
Kılıcı yuttuğunuz sırada, yani boğazınızdayken..... hıçkırık tutarsa ne oluyor?
Потом упала на колени и начала рыдать.
Sonra giyinirken dizlerime kapanıp hıçkırarak ağladım.
И запричитал : " Билл, ради бога, не убивай меня, Билл!
ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. "Allah aşkına öldürme beni beni" diyordu.
Он ушёл в ванную и начал рыдать.
Odasına gidip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
- Это для икотки.
- O hıçkırık için.
Сегодня в программе "Наш Спрингфилд" мы покажем человека, икающего уже 45 лет.
Springfield`ın Gözünde bu akşam 45 yıldır hıçkıran bir adamı ekranlara getireceğiz.
Помните ту. что все время икала?
Hıçkırığını durduramayanı hatırlıyor musun? - Ne?
Как только вы к ней приближались она заходилась икотои
Onun yanına her gidişinde hıçkırmaya başlıyordu.
Это от икоты.
O hıçkırığa iyi gelir.
[Skipped item nr. 109] и упек меня в эту промозглую пропитанную мочой адскую дыру?
Şeytani planlarımı iki kez engelleyen....... ve beni o nemli, soğuk, ve sidik kokan o izbe yere yollayan o küçük bıçkın mı?
Она рыдала : " Планше, открой дверь.
Hıçkırıyordu. " Benim sevgili Planchet'ım, aç kapıyı.
" Запах парикмахеров меня заставляет плакать и вопить.
bugünün küllerinden oluşan bir suyun yüzeyinde yüzen bir kuğunun hissettiği gibi. " " Berber dükkanlarının kokusu beni hıçkıra hıçkıra ağlatıyor... "
"Запах парикмахеров меня заставляет плакать и вопить".
"Berber dükkanlarının kokusu beni hıçkıra hıçkıra ağlatıyor."
А по поводу "запах парикмахеров меня заставляет плакать"?
Neden "berber dükkanlarının kokusu beni hıçkıra hıçkıra ağlatır" diye yazdınız?
— этим возникли проблемы. ѕечей нет.
Önemsiz hıçkırıklar gibi, fırınlar yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]