English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ C ] / Clarence

Clarence traduction Turc

461 traduction parallèle
Штат Миссури против Кларенса Поттера, известного также как Мефф Поттер.
Missouri eyaleti tarafından Clarence Potter'a, Alias Muff Potter'e karşı açılan dava.
Бедняга служит официантом в "Дилижансе".
- Clarence'ta garsonluk yapıyor.
Терпеть не могу пафосные места вроде твоей гостиницы.
O senin dolaştığın Clarence Oteli falan gibi yerlerden nefret ederim.
- 12,75? От гостиницы?
Clarence'tan buraya mı?
- Кларенс Меркел.
- Clarence Merkel.
Наивная. Иосиф, зови Кларенса.
Yusuf, Clarence'i çağır.
- Кларенс Хартбоди, АВК. Хартбоди.
Clarence Oddbody 2SM.
- Сколько тебе, Кларенс?
Hem sen kaç yaşındasın, Clarence?
Кларенс. Кларенс. Верни всё назад.
Yardım et Clarence.
Помоги мне, Кларенс.
Yardım et Clarence, lütfen!
Кларенс и Глостер! Вас прошу : любите супругу нашу ;
Clarence ve Gloucester, sevin sevgili kraliçemi.
Спасибо, славный Кларенс.
Teşekkürler, soylu Clarence.
Ведь дышит Кларенс, и Эдвард царит ;
Oysa Clarence nefes almayı sürdürüyor hâlâ, Edward hâlâ yaşıyor ve ülkeyi yönetiyor.
Ну, Кларенс, берегись!
Clarence, kolla kendini.
Где герцог Кларенс?
Clarence Dükü nerede?
Я клеветой, внушением опасным о прорицаньях пьяных и о снах смертельную вражду посеял в братьях - меж братом Кларенсом и королём.
Niyetim, dolaplar çevirip, fesatlıklar kotararak olmayacak kehanetler, iftiralar, rüyalarla ağabeyim Clarence'la Kralın arasına ölümcül bir nifak sokmak.
И если так же справедлив и верен король Эдвард, как я лукав и лжив, сегодня будет Кларенс в заключеньи, ибо предсказано, что буква "г" убьёт наследников Эдварда.
Eğer benim kurnaz, ikiyüzlü ve hain olduğum kadar Kral Edward da saf ve hakseverse, "Edward'ın varislerinden'G'diye biri onun katili olacak." diyen kehanet yüzünden Clarence bugün kafese kapatılmış olmalı.
А это значит : Кларенсу - конец.
Her şey yolunda giderse, Clarence'ın bir günü bile kalmadı bence.
О замыслы мои, на дно души нырните!
Dalın şimdi düşünceler, ruhumun derinliklerine. İşte geliyor George Clarence.
Вас посылает в Тауэр не король, а леди Грей, жена его ;
Sizi Kale'ye yollayan Kral değil, sonradan olan Kraliçemiz, karısı Clarence, Kralı kışkırtıp bu marazi, aşırı davranışlara iten o.
Небезопасно здесь нам, милый Кларенс.
Bizim güvenliğimiz yok Clarence, yok.
Ступай ; ты никогда уж не вернёшься, простак мой Кларенс!
Hadi güle güle ; gidişin olsun, dönüşün olmasın. Zavallı, saf Clarence.
Вот смертный приговор, и герцог Кларенс пусть будет отдан в руки палача.
Clarence Dükü için kesinleşmiş emirdir. Tez vakitte teslim edilsin ve derhâl idam cezasına çarptırılsın.
Скитальческую душу первый встретил мой знаменитый тесть, великий Уорик, и крикнул мне : "Какая кара, Кларенс, клятвопреступника ждёт в черном царстве?"
Garip ruhum oraya vardığında karşısına ilk çıkan, yüce kayınpederim, şanlı Warwick oldu. Şöyle seslendi : "Bu karanlık ülkede, yemininden dönen riyakâr Clarence'ın cezası ne olacak?"
и мне кричит : " Здесь Кларенс, лживый, вероломный Кларенс,
O da haykırdı : " Clarence gelmiş! Dönek, düzenbaz, riyakâr Clarence Tewksbury'de, savaş alanında beni hançerleyen sendin.
Простите, ваша светлость, Мне лучше удалиться.
Ekselansları beni bağışlayın ama Sayın Clarence Dükü'yle konuşmayın lütfen.
Тот, Кто вознёс меня к тревогам трона от скромной доли, знает : никогда я сердце государя на Кларенса не распаляла гневом!
Kendi hâlimde, dertsiz yaşarken beni alıp bu çileli mevkiye getiren Tanrı adına yemin ederim, Majestelerini, Clarence Dükü'ne karşı asla kışkırtmadım.
Несчастный Кларенс Уорика оставил, нарушил клятву и перешёл на сторону Эдварда, венец ему он добыл, и за это бедняга заключён.
Ayrıca ben de neydim, ne oldum ; onu da bilin. Zavallı Clarence da kayınbabası Warwick'in * yanından ayrılıp ona ihanet etmişti. İsa onu affetsin.
Вот Кларенс дорого за это платит :
Clarence'a gelince, o karşılığını iyi aldı.
Ведь Кларенс - говорун и может вас растрогать.
Clarence'la tartışmaya girmeyin, o güzel konuşur, sözlerine kulak verirseniz sizi kendine acındırabilir.
Нам нужен Кларенс, добрались на двух своих.
Clarence'la konuşmak istiyorum ve yürüyerek geldim.
По этому приказу должен вам я выдать герцога.
Burada, yüce Clarence Dükü'nü size teslim etmem emrediliyor.
Теперь, ваше величество, прошу вас, чтоб вами брат наш Кларенс возвращён был.
Yüce efendimiz, Sayın Majesteleri, bu vesileyle lütfedip kardeşimiz Clarence'ı da bağışlasanız.
О бедный Кларенс!
Vah zavallı Clarence!
Видали, Стэнли, как, услыхав, что Кларенс мёртв, смутились родные королевы?
Dikkat ettiniz mi, Kraliçenin suçlu yakınları Clarence'ın öldüğünü duyunca nasıl sapsarı kesildiler?
Да дяди Кларенса жестокой тени :
- Amcam Clarence'ın kızgın hayaleti var.
Ну, сына Кларенса я крепко запер, а дочь я замуж выдал кое-как ;
Clarence'ın oğlunu hapsettim, kızını fukaranın biriyle evlendirdim.
Как бремя, завтра лягу на тебя я, смытый в смерть твоим вином проклятым,
Yarın tüm ağırlığımla ruhunun üzerine çökeceğim. Ben, düzen dalavereyle aldattığın, sonra da iğrenç bir şarap fıçısında ölüme gönderdiğin, zavallı Clarence.
Да ладно тебе, Кларенс.
Haydi ya Clarence.
Какой я тебе Кларенс? Хочешь сказать, что я трепло?
Ne yani, bana yalancı mı diyorsun Clarence?
- Да, Си Эль, Кларенсе Ли.
Evet, C.L., Clarence Lee.
Я навещал своего друга Клоренса Ф. Тайдена после охоты...
" Bir av seyahatinden sonra arkadaşım Clarence F. Tydon'ı ziyaret ediyordum.
- Класс может подвергнуть её сомнению.
Sınıfın hikayeni sorgulayacağını biliyorsun değil mi Clarence?
История Кларенса - враньё.
Clarence'ın hikayesi gerçek değil.
Мы с Кларенсом много раз ходили на реку.
Clarence ile birçok kez nehre gittim.
- Кларенс.
Clarence, hala kanatları yok değil mi?
- Кларенс.
Gel Cebrail. Clarence.
- Кларенс.
- Clarence?
- самого богатого человека в городе.
SEVGİLERLE CLARENCE O kim?
Но в чём же дело, Кларенс, расскажите.
Hadi söyleyin, mesele ne Clarence? - Öğrenebilir miyim?
Как!
Clarence öldü mü?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]