Drink traduction Turc
36 traduction parallèle
Drink le'chayim to life
İç, şerefine, hayata
Drink le'chayim to life
İç, şerefe Hayata!
Drink le'chayim to life
İçelim, şerefe
IT'S A GOOD TIME FOR YOUR RECOVERY DRINK.
"Recovery İçeceği" nizi içmenin tam zamanı.
"Главная обязанность офицера полиции - пить кофе и есть пирожные..." "Если что-то всё-таки произойдёт..."
"A police officer's primary responsibility is to drink coffee..."
My first drink of beer.
Bu ilk biram olacak.
) light and we'll drink ourselfs insane until we're feeling
And we'll drink ourselves insane until we're vilain
Okay, I drink chai tea lattes.
Ben chai tea latte içiyorum.
Yeah, i'm gonna go get rid of him, go downstairs for a drink.
Gidip ondan kurtulacağım, aşağı inip bir içki içerim.
Well, may I buy you something to drink?
İçecek bir şey alır mısınız?
Sorry if you were expecting some soliloquy on tannins and bouquets, but the truth is, I drink it'cause I can afford it.
Taneniyle ya da kokusuyla ilgili bir konuşma bekliyordun belki ama alabildiğim için tercih ediyorum ben sadece.
Want to get me a drink?
İçecek bir şey ısmarlamayacak mısın bana?
I seriously can't go to strip clubs when I drink, you guys.
Cidden içtiğim zaman striptiz kulübüne gidemiyorum çocuklar.
You need a sports drink that gives you that extra boost.
Sana ekstra enerji veren bir spor içeceği istersin...
Yeah, but you can't drink.
Evet, ama içki içemezsin.
Yore still not allowed to drink.
Hala içki içmene izin verilmiyor.
- Ага. "Алкоголь", я догнал.
- Drink, içki. Evet anladım.
"Drink to Me Only with Thine Eyes."
"Drink To Me Only With Thine Eyes".
This is where I sit and- - and drink lemonade and... digest.
Oturup limonata içiyorum ve sindiriyorum sadece.
Но не в баре. I want my drink funneled or luged.
İçkimi huniden ya da buz kaydırağından içmek istiyorum.
You can get a drink luged?
İçkiyi buz kızağından içebilir misin? - Bak, Zoe..
Ah, always enjoy having a drink with you, Duck, but this isn't exactly on your way home from the symphony.
Seninle içki içmekten her zaman hoşlanırım Duck fakat konserden eve dönerken yolunun buradan geçmediğine eminim.
We-we... we should drink! To-to Murder Made Me Do It.
"Murder Made Me Do It" e içelim.
I need a drink.
Bana bir içki lazım.
Just pour me a drink, I said!
- Sana bir içki doldur dedim!
Ты можешь заплатить первый взнос, купив всем выпивку.
You can make a down payment by buying everyone a drink.
Coffee's for the birds, I only drink froth.
- Kahve kuşlar için, ben sadece köpüğünü içerim.
You could've at least let the guy buy you a drink.
En azından adamın sana içki ısmarlamasına izin vermeliydin.
- The drink spilling, it was staged.
- İçkinin dökülmesi, önceden ayarlanmıştı.
We met at a hotel bar and he bought me one quick drink, and he took me upstairs.
Bir otelin barında buluştuk ve bana içki ısmarladı sonrasında beni üst kata götürdü.
-
d So I drink my Tennessee whiskey d
I guess we had a little too much to drink. "To drink"?
Sanırım içkiyi biraz fazla kaçırdık da. - "İçki" mi?
Peter, we- - maybe we should find some place else to get- - to drink.
Peter, bence gidip içki içmelik başka bir yer bulmalıyız.
Are you old enough to drink?
İçmeye yaşın yetiyor mu?
Something to drink about
İçmeye değer bir şey.
Знаешь, кого она мне напоминает?
Drink make my body feel Bana kimi hatırlatıyor biliyor musun?