Eating traduction Turc
21 traduction parallèle
Ну, мы знаем уже, кто тут питается на мусорке, а?
"What's Eating Gilbert Grape" ( 1993 ) filmini anladık artık, değil mi?
СЧИТАЮТ НА РАЗНЫХ ЯЗЫКАХ - Подходите и смотрите, дамы и господа!
Yaklaşın bayanlar baylar ve,... man-eating chicken ile yüzleşin.
Дамы и господа, ненасытное чудовище!
Bayanlar baylar, man-eating chicken.
А что если вы пойдете и посоветуете своим друзьям
Eğer arkadaşlarınıza gidip... man-eating chicken'ı görmeleri gerektiğini söyleseydiniz
Немножечко Роя с куриными крыльями,
A little bit of Roy eating chicken crispers
Там, кажется, люди ели друг друга.
Onların bilmediği birisi, Eating?
It's eating your soul.
Bu senin ruhunu kemiriyor.
Личинка ночной моли. Австралийская древесная личинка размером с хот-дог?
Witchetty grub, Australian wood-eating maggot bir hot-dog boyunda mı?
Итак слушай, это профиль Тины с сайта "Альянс конкурсных поеданий еды."
Dinle şunu bu Tina'nın Eating Alliance Yarışması adlı sitedeki profili.
Я собираюсь допросить главу Конкурса поеданиия еды, так что мы сможем поговорить с ним о Тине.
Competitive Eating'in başkanını getireceğim Tina hakkında bi'kaç bir şey sorabiliriz.
The office is probably packed with pinkeye, lice, you name it, contagious and possibly flesh-eating diseases.
Muayenehane muhtemelen göz iltihabı... olanlar, bitlenenler ve sen söyle... diğer bulaşıcı ve et-yiyen hastalıklara yakalanmışlarla doludur.
You're eating, do what I say.
- Yiyeceksin, ne diyorsam o!
He raised his hand and hit the table they were eating on.
Elini kaldırmış ve yemek yedikleri masaya vurmuş.
Это было "Что гложет Гилберта Грейпа?"
What's Eating Gilbert Grape'di.
Ooh, bonus shot of Dad getting a haircut while eating spaghetti!
Babamın spagetti yerken saç tıraşı olduğu ekstradan bir fotoğraf daha var.
Ты же ешь.
'S Eating.
Словно что-то поедало его мозг.
It's like something's eating his brain.
So the fact that Henry was eating at her restaurant every day is not a coincidence.
- Yani Henry'nin her gün o restoranda yemek yemesi bir tesadüf değil.
A spider's life can't help being something of a mess, with all this trapping and eating flies.
Bir örümceğin hayatı pistir, sinekleri yakalayıp yer.
Ненасытное чудовище?
Man-eating chicken?
- Just... eating night lunch. - Yeah, like a... you know, like a date.
- Öğle yemeğini akşam yiyeceğiz.