Evening traduction Turc
55 traduction parallèle
Это Уоррен Хаггерти из Вечерней звезды Нью-Йорка.
Ben, New York Evening Star'dan Warren Haggerty.
Меня зовут Уоррен Хаггерти, я заведующий редакцией Вечерней звезды Нью-Йорка.
Warren Haggerty, New York Evening Star'ın yazı işleri müdürüyüm.
Вы не потерпите никого из Вечерней звезды.
Evening Star'ın elemanlarını ağırlamıyorsunuz.
Том Крокер, Ивнинг Глоб.
Tom Crocker, Evening Globe.
работать за тридцать пять долларов в неделю в газете "Дэйтон Ивнинг Пост", если она еще существует. Назад, в прошлое, к наслаждению.
Bıyık altından gülen adamların arasına, hala açıksa, "Dayton Evening Post" ta 35 dolar haftalıkla bir iş bulurdum.
"Там, где ночи уступает день..." Where, at the edge of evening, glows the day...
Akşamın kıyısında, gün parıldar...
И не их тоже, падре. Их дело - летать на задания.
Sizin işiniz beni The Saturday Evening Post'a çıkaracak can alıcı dualar bulmak.
Ты хочешь, чтобы я подписался на вечернюю газету.
Beni Saturday Evening Post'a üye yapmak istiyorsun.
Дэвид Уэбстер стал журналистом и работал на "Уолл Стрит Джорнал" позднее он написал книгу об акулах.
David Webster, Saturday Evening Post ve Wall Street Journal'a yazar oldu. Daha sonra köpek balıkları ile ilgili bir kitap yazdı.
... пишу статьи в газеты, книгу о Мальборо, не говоря уже о работе с избирателями!
Hepsi "The Evening Standard" için yazdığın makaleler. Marlborough... Bunun bir seçim çalışması olmadığını sanıyor.
Ивнинг Стэндарт!
"Evening Standard".
.. "Дэйли Мэйл".
Evening Standard, Daily Mail. Baktığın her yerde.
- С твоей точки зрения, нет. А я как на шоу побывал. Больше никогда в жизни к школе и на милю не подойду.
Senin açından öyle olmayabilir Ama benim açımdan "Evening at the Improv" gibiydi.
... он будет счастливым для нас, в этот ненастный вечер...
# I know we putour last one by # # Just for a rainy evening #
Итак, у тебя вечерние новости в три.
O zaman saat üçte, Evening Post'a çıkacaksın.
Сказать критику из New York Evening Post, что дата премьеры еще не определена - безответственность, ребячество...
John Mason Brown'a ve New Yorke Poster'a şovun başlangıç tarihinin sorumlu bir şekilde hala aynı olduğu söylüyorsun ve bu manasız
А у другого постоянно стояла пена в уголках рта.
"Evening Shade"'den ağzı köpüren adam vardı.
- У вас есть "Ивнинг Стандарт"?
- Evening Standard var mı?
- Evening.
- İyi akşamlar.
They provide enough light to read and share our evening meal.
Okumak için ve akşam yemeğimizi paylaşmak için yeterli ışık veriyor.
I went to thank Sarah in person, because my agent had called me that evening to tell her that she had agreed to let me out.
Sarah'ya yüz yüzeyken teşekkür etmek istedim. Çünkü menajerim o gece, diziden çıkmama izin verdiğini söylemek için aramıştı.
She is grounded unless she is with someone responsible, you know, in loco parentis, if you would just be willing to be driven loco for the evening.
Güvendiğimiz biri yanında olmadığı sürece dışarı çıkması yasak. "Loco parentis" durumu yani. Annecilik oynamak ister misin?
Good evening, everybody.
Herkese iyi akşamlar.
Good evening, gentlemen.
İyi akşamlar, beyler.
- Анника Бенгтзон, из газеты "Квельспрессен".
Annika Bengtzon, Evening Press'ten.
Нобелевский комитет Каролинского института. Я - Анника Бенгтзон, из газеты "Квельспрессен".
Annika Bengtzon, Evening Press.
Здрасьте, я из "Квельспрессен".
- Evening Press'ten geliyorum.
Это... Анника Бенгтзон, "Квельспрессен".
- Annika Bengtzon, Evening Press'den.
"Квельспрессен". - Меди-тек.
Evening Press.
Очень радостно, что "Квельспрессен" заинтересовалось работой комитета.
Evening Press'in komite çalışmaları ile ilgilenmesi ne kadar iyi.
Это из "Квельспрессен", и очень важно.
Evening Press'ten arıyorum.
Это Анника Бенгтзон из "Квельспрессен".
- Annika Bengtzon, Evening Press'ten.
И, наконец, это Мадлен Вольстенкрофт и Кит Томпсон из "Ивнинг Глоуб".
Ve bunlar da Evening Globe'dan Madeline Wolstencroft ve Keith Thompson
- я хотел вам представить... - Все еще работаешь - на "Ивнин Трибун"?
- Hala Evening Tribune'da mı çalışıyorsun?
Объявление об этом в Evening Post.
Akşam gazetesinde bunları reklam yapmak lazım.
I got the evening Bobby shift, which is easy-peasy.
Öğlenki Bobby vardiyası bende ki lafını etmeye bile değmez.
I feel as if I've spentthe whole evening trappedin the cast of a whodunit.
Bütün geceyi bir polisiyenin içinde mahsur geçirmiş gibiyim.
She made the evening unbearable and you just sat there.
Geceyi çekilmez bir hâle getirdi ama sen orada öylece oturdun.
У нас есть газеты "Вечерний мир" и "Трибьюн".
Elimizde "The Evening World" ve bu geceki "Tribune" gazeteleri mevcut.
Такая пара не попадет на обложку журнала.
Bu bizim The Saturday Evening Post'un kapağını süslememiz gerektiği anlamına gelmez, değil mi?
Do you really think this is how I want to spend my evening?
Sence akşamımı böyle geçirmek çok mu hoşuma gidiyor?
Would you care for anything else this evening?
- Başka bir şey ister miydiniz?
I don't really advertise it, but I have a service that caters to very rich, very busy, very picky women who are looking for a man, not a husband. And usually just for an evening.
- Reklamını pek yapmam ama kocası yerine erkek arayan zengin, yoğun ve seçici kadınlara hizmet veren bir şirketim var.
- So this whole entire evening has just been one big job interview?
- Yani bütün gece bir iş görüşmesi miydi?
Thank you for a very pleasant evening.
Bu keyifli gece için teşekkür ederim.
And you told me that wasn't part of the evening.
Ve sen de bana böyle bir şey olmayacağını.
На весь разворот снимок английского полковника, у которого капеллан возносит молитву перед каждым заданием.
The Saturday Evening Post'un benim birliğin hikayesiyle ilgilenmemesi için bir neden göremiyorum.
Мэри Саншайн из газеты "Ивнинг Стар".
Ben Evening Star'dan Mary Sunshine.
Иди, иди.
Good evening.
Переводчики : vernita, kalibr, xomjk07, Angel _ ck, GreenAlien, claude01
d There's a beautiful river d d In the valley ahead d d There'neath the oak's bough d d Soon we will wed d d Should we lose each other d d In the shadow of the evening trees d d I'll wait for you d d Should I fall behind d d Wait for me d
Have a great evening.
İyi geceler.