Gan traduction Turc
34 traduction parallèle
Сон Хан-на, желает расстаться с Майклом...
Müşteri / Song Gan Na, Kime / Micheal
чтобы меня отвели к нему...
Gan... bilmem ne adlı bir adamın beni götürmesini istediğini hatırlıyorum, bence...
А Ган Карон, король Тальбабана, завоевал трон после ужина с путником.
Ve Gan Karon, Talbaban Kralı bir gezginle yemek yedikten sonra tahta geçti.
Умри... жалкий толстый отброс! живым я бы оттуда точно не ушёл!
Geber, dost ihanetine uğramış zavallı şişko! Gizli Gan'yakularım olmasaydı geçen sefer kesin ölmüştüm.
Только суть в том... но...
Ama şöyle de bir şey var ki... Zamanında gizli Gan'yakularla ucu ucuna yenebilmiş olduğum bir düşman da olsa...
Мужчины Oi ippeon stroton oi de pesedon oi da naon phais эпитаксиальный слой gan malainan emmenai kalliston, эго de кругозор otto это eratai.
Oi men ippeon stroton oi de pesedon oi da naon phais epi gan malainan emmenai kalliston, ego de ken otto tis eratai.
О Кан Хо!
Oh Gan Chul'u sen öldürdün, değil mi?
Нет.
Hayır. Oh Gan Chul'u öldürdün.
Это ты убил О Кан Чхоля? Нет.
Oh Gan Chul'u öldüren adam mu?
Ладно, я не ревную и не возмущена.
Tamam... Demek kıskanç ve alıgan birisiyim.
- Правильно Балаган.
Balaban değil, Bala-gan.
А пока, мы заморозили акции Мистера Ган-Ли и закрыли Капусту и Ко.
Şimdilik Bay Gan-Lan'in mal varlığına el koyup Cabbage Corp şirketini tamamen kapatıyoruz.
Возможно ли, что Капуста и Ко и Индустриальное Будущее имеют отношение к Уравнителям, или Хироши Сато подставил Лау Ган-Лана.
Bu mümkün mü? Cabbage Corp'yn ve Gelecek Endüstrileri'nin ikisinin de eşitlikçilerle bağlantısı var mı? Yoksa Hiroshi Sato uzun süredir rakibi olan Lau Gan-Ran'a komplo mu kurdu?
А, "Просто вставь это туда"?
Kay-gan-dırak mı?
Они основаны на протоколе Y-GAN, которые на деле довольно нестабильны.
Y-GAN protokolüne bağlılar ve aslında oldukça uydurukturlar.
Мичиган. Он никуда не ездил!
Mıchıgan Hiçbıryerde yok
Такое агрессивное поведение больше в этой компании терпеть не будут.
Senin bu saldrıgan tavırların artık görmezden gelinmeyecek.
{ \ blur2 \ k31 \ 2cH547B9B } Mirai wa tada kagayaite kurete ireba ii'nda нам хватит { \ blur2 \ k13 \ 2cHFA669C } Bokura wa Gan Gan abare MOUDO
Pırıl pırıl parlayan yarınlarımıza doğru ilerleyeceğiz!
Нитрид галлия или "GaN" сокращенно - это крайне опасное соединение, изначально разработанное...
Galyum nitrür ya da kısaca "GaN" çok tehlikeli bir bileşim. Aslında- -
И я подумал : "То, что может сюда влезть, не может быть пугающим".
"Bunun içine sığan şeyden neden korkacağım?" dedim kendime.
Ядерная бомба в чемодане?
Bond çantaya sığan bir nükleer bomba?
... такой, что поместится на вашей ладони.
Avucunun içine sığan bir kedi.
Йоган?
E o gan?
А почему не взять ту, которая влезет?
Amaç ne? Sığan birini niye alamadık?
С моей беспорядочной жизнью в 27 коробках, Я сижу на двенадцати метрах упаковочной плёнки и хлопаю пузырьки.
27 kutuya sığan düzensiz hayatımla, 12 metrelik naylonun üzerine oturmuş, hava kabarcıklarını patlatıyorum, böylece kendimi patlatmamış oluyorum.
А сотовым телефоном раньше называли телефон пчеловода.
Ve eskiden, şalvarın içine sığan ankesörlü telefona, cep telefonu deniyordu.
так ведь ты же сам их и убил!
Onları oraya yığan sen değil misin?
Не дождешься, цыганское отребье.
Akla mantığa sığan hiçbir şey yok.
А что на счет инвесторов вашего банка, что слепо кинули свои состояния в этот погребальный костер?
Bu bankanın ötesindeki odun yığınınıza geçim kaynaklarını körü körüne yığan yatırımcılar ne olacak?
Yukari запись от 25 сентября 95 ) } We don't own this video. All rights belong to their owners.
Kral Gwang Hae'nin 1. yılı 25 Eylül tarihli Joseon hanedanlığı vakayinamelerinde Gan Sung Goon, Won Joo Mok, Kang Ryung Bu ve Choon Chun Bu semalarında kase şeklinde bir cisim belirdiği kaydedildi.
Каждое копыто коровы, которое находится на небольшом периметре,
Küçük bir çevreye sığan her bir ineğin ayağı, 200 yada 250 kilo basar.
А эти перчатки, те, что вы принесли сегодня, они подойдут владельцу так же, как те, которые являются уликой, да?
Bugün buraya getirdiğiniz bu eldivenler kanıt eldivenlerine eli sığanın buna da eli sığar, değil mi?
Места там осталось немного, поэтому то, что ещё умещается, ещё никогда не значило больше.
İçindeki odacıklar o kadar küçük ki içine sığan şeyler bana her zamankinden daha anlamlı geliyor.