Hard traduction Turc
513 traduction parallèle
I wouldn't have to work hard
Çalışmazdım böyle,
Sometimes it's hard to be a woman
Bazen çokzordur kadın olmak
Макс Pенн, ваша телевизионная станция предлагает зрителям... все от мягкой порнографии до жесткого насилия
Max Renn... Senin TV istasyonun izleyicilerine herşeyi sunuyor. Soft pornodan... hard-core vahşete kadar.
Детям было от трех до шести лет.
6 yaşındaki çocukları hard-core porno filmler çekmeye zorluyorlarmış.
Плохие шутки, голос, хард рок.
Kötü esprileri, sesi, hard rock.
Сейчас вспомню. "Правоверный"... "Сальвадор", "Луковое поле", "Трудный путь".
Ooh, uh, hay Allah, True Believer, uh, Salvador, Onion Field, The Hard Way.
Мы получили неразвращенный твердый ( трудный ) двигатель.
Elimizde temiz bir hard disk var.
Дисковод с одной функцией контролирует дюжину датчиков.
Hard diskler muhtemelen bir düzine.
Но Опра, Барбара, "Сегодня вечером" они все это купят.
Ama "Oprah" Barbara "The Today Show", "Hard Copy" hepsi randevu isteyecekler.
Он - один из самых хардкорных чуваков на сцене.
O sahnedeki en hard-core adam.
Это один из самых хардкорных сукиных детей, что я встречал...
Bu adam şimdiye kadar tanıdığım en Hard-Core or * spu çocuğu tiplerden biriydi...
Я плюнул на многое, но Стиво грёбанный хардкорщик.
Ben çok olgunlaştım, Fakat Setevo'nun lanetolası hard-core'u.
Хардкорный или нет, я думаю, надо познакомить их с Брэнди.
Hard-core veya değil, Bence o Brandy ile tanışmalı.
Ты ведь любишь хард-кор, так?
Sen hard-core S ve M deydin, değil mi?
- Я смотрела телевизор и вдруг подавилась и я подумала, что когда меня найдут, то по моему телику будут идти самые тупые шоу.
Hard Copy'i izliyordum, ve beni buldukları zaman sonsuza kadar kötü tv programları izleyen ölü kız olarak kalacağımı sandım.
Не будь к ней слишком строга.
Don't be too hard on her.
- Привет, Гейл Хейлшторм, репортёр.
Merhaba. Ben Gail Hailstorm. Hard Story'den araştırmacı gazeteci.
И как он его вообще достал?
Peki bunu nasıl buldu? Direk olarak hard diske gitmesi gerekiyordu.
Но если оно похоже на предыдущее то я знаю, отчего перегрелся мой жесткий диск.
Eğer önceki e-mail gibiyse "hard drive" ın neden yandığı anlaşıldı. - Az sonra bağlantı sağlanacak.
It's hard to understand
Belki zordur anlamak ama ~
Ты очень мил, когда так стараешься.
Zorluyken çok çekicisinvery cute when you try so hard.
- В "Хард Рок" кафе?
- Hard Rock Cafe? - Eveet.
- Они не похоже на магнитные жёсткие диски.
- Onlar manyetik hard diskler gibi değildirler.
- Уничтожаю жесткий диск.
- Hard diski yakıyorum.
Как ты думаешь, у него на диске было что-нибудь ценное?
Sence bu hard diskte değerli bir şey var mıydı?
А где "Fuck Hard 2" и "Horny Mission 3"?
"Fuck me 2" ve "horny Mission 3" nerde?
I don't know why this is so hard for me.
Neden bu kadar zor, anlamıyorum.
At the fun parts and at the hard parts.
Eğlenceli ve zor görevlerde.
How hard is it?
Ne kadar zor olabilir ki?
Это там ты купил эти говнодавы?
Şu Die-Hard'ları nereden aldın?
Да, тот что рядом. Теплее.
Evet, şu Hard Candy, oradaki.
Then, before we could respond, we had a second message что явно было задиктовано группой сторонников жёсткого курса. ... that had been dictated by a bunch of hard-liners.
Bir grup muhafazakar tarafından yazılmış bir mesaj.
Мы получили мягкое сообщение и жёсткое сообщение. So, what to do? We had the soft message and the hard message.
Bir yumuşak, bir sert mesaj vardı.
Трудно поверить, и я не думаю, что я слышал о другом таком-же случае... It's hard to believe, and I don't think I've heard of another case где два человека, муж и жена... ... where two individuals, husband and wife слегли, по существу, в одно и тоже время, с полиомиелитом.
İnanmak zor ve iki kişinin, karı-kocanın aynı anda çocuk felci şikayetiyle geldiği başka bir vaka daha duymadım.
О, она ушла погулять - это было как будто "Вечер тяжелого дня"
Bir yürüyüşe çıktı. "A Hard Day's Night" filmi gibiydi.
Вы же знаете, что файлы о Кларке не на этом жестком диске. Вы действительно думали, что я так глупа?
Clark'ın dosyaları bu Hard Disk'te değil, Bu kadar aptal olacağımı mı, sanıyordunuz?
- WHO'S WORKING HARD. 17-
İşte bu zorlanan 16... bir kızın yüz ifadesi.
THEY'RE WORKING HARD, I KNOW YOU ARE!
Sıkı çalışıyorlar! Biliyorum ki siz de öyle!
15- - WORKING HARD.
Haydi! 15... Zorlanıyorlar.
Хьюго, все знают вас, как продюсера откровенных порнографических фильмов?
Hugo, önceden bir hard-porno yapımcısıydın, doğru mu?
У них план, называется "Фактор-40", он был разработан, чтобы избавляться от работников 40 лет и старше.
Katsayı 40 dedikleri bir planları var. Aslında planı şirketin hard disklerinde saklanan bir notta açıklamışlar. 40 yaş ve üstü çalışanları devre dışı bırakmak için tasarlanmış.
It's hard to describe.
Anlatması güç.
Сцена из фильма "Настоящие мужчины знают", где вы несете раненого мистера Себринга сквозь весь Техас... прекрасна и романтична.
Şeydeki sahnede, uh, Hard Man to Know ( bilinmesi zor adam )'da, Bay Sebring'i vurulduktan sonra Texas'a kadar taşıdığınız yer... güzel ve biraz da romantik.
Думаю, что-то нашел.
Bir saate gerek yok patron. Jamie'nin hard diskini taradım.
- Мы получили отличные данные о частоте проигрываемости ваших песен и решили перенести концерт в новое Хард Рок Кафе на Таймс Сквер.
- Şaka yapıyorsun. - Fakat "Five Colors" radyolarda çok tuttu... bu yüzden bende sizlere Hard Rock Cafe Times Square'i ayarladım.
Слышала, мы играем в новом Хард-Рок кафе?
- Evet. - Peki, "Hard Rock" parçasını hiç duymuş muydun?
В смысле, в Хард-рок кафе?
Hard Rock'ı mı kastediyorsun?
Все билеты проданы?
Hard Rock'ın tamamı satıldı mı?
Мне нужен МР3-плейер моей дочери. Использую его вместо жесткого диска.
Kızımın MP3 çalarını hard disk olarak kullanmam lazım.
Все его записи, кассеты, даже жесткий диск.
Bütün not defterleri, ses kasetleri, hard diski bile.
Идёт эвакуация.
HARD DİSK SİLİNİYOR