I ' m sorry traduction Turc
154 traduction parallèle
I'm sorry. Прости.
Üzgünüm.
I'm sorry.
Özür dilerim.
- I'm sorry.
- Üzgünüm.
- Mon, I'm so sorry.
- Mon, çok üzgünüm.
And I'm sorry.
Ve ben üzgünüm.
И я очень сожалею, что в процессе выполнения, я сделал ошибки. And I'm very sorry that in the process of accomplishment, I've made errors.
Ve başarı sürecinde hatalar yaptığım için çok üzgünüm.
I guess I just was moving a little too fast, so I'm sorry if I read something in our friendship that wasn't there.
Sanırım biraz acele ediyordum, yani eğer dostluğumuzda olmayan bir şeyi görmüşsem üzgünüm.
Sorry, Pete, I'm gonna have to reschedule.
Üzgünüm Pete, tekrar planlamalıyız.
[Может, 35.90? ] - I'm sorry. [ Прости.]
Millet, herkes işinin başına.
* i spent oh so many nights * * just feeling sorry for myself * * i used to cry...
Pek çok gecemi... MONICA DAWSON BONANZA BURGER, NEW ORLEANS... kendim için üzülerek harcadım. Durmadan ağlardım...
- Извини, я не хотел тебя будить.
- I'm sorry. I didn't mean to wake you up.
Sorry I didn't asp your permission.
İzninizi almadığım için, özür dilerim.
Как я уже говорил, надо было смотаться в Лас-Вегас.
Demiştim ya, I was sorry Vegas'a gitmek zorunda kaldığım için.
I'm sorry if the frittata is a bit dry.
Frittata biraz kuru olmuşsa kusura bakmayın.
- I'm sorry you heard all of that. The good news is, while I was in there,
İyi taraftan bakarsak, içerdeyken, küvetinizi de sıvaladım..
I'm sorry.
Affedersiniz.
I'm sorry.
Çok üzgünüm.
Tell Jackson I'm sorry it took me so long.
Uzun sürdüğü için, Jackson'dan özür dilediğimi söylersin.
I'm sorry.
Buna üzüldüm.
I'm sorry?
Efendim?
I'm so sorry, will.
- Çok üzgünüm Will.
I'm so sorry.
Çok üzgünüm.
Прости меня.
I'm sorry.
Well, I'm sorry I'm not giving you the command performance - Что ты заслужила
Sana layık olduğun gösteriyi sunamadığım için kusura bakma.
I'm sorry if I startled you.
Sizi rahatsız ettiysem üzgünüm.
You know, I... I was feeling sorry for myself, being stuck in this room, но затем я вспомнил, как все смотрели на меня когда выяснили, что я все еще заражен я думаю, мне здесь не место действительно?
Bu odada kapalı kaldığımdan kendim için üzülüyordum ama sonra, hâlâ hastalıklı olduğumu öğrendiklerinde herkesin bana nasıl baktığını hatırladım.
I'm sorry that you didn't have a father growing up, but I didn't volunteer for that either.
Babasız büyüdüğün için üzgünüm ama ben onun için de gönüllü olmadım.
I'm sorry...
Üzgünüm...
I'm sorry, my dear,
- Kusura bakma tatlım.
Эй, мне жаль.
Hey, I'm sorry.
И мне... мне так жаль, что я разрушила все между вами с Эммой.
And I'm... I'm so sorry that Emma ile aranızı mahvettiğim için üzgünüm...
- I'm sorry it had to happen like this.
- Böyle bir şey yaşandığı için üzgünüm.
I'm sorry. I didn't get your name.
Üzgünüm, isminiz neydi?
Uh, oh, I'm, I'm, I'm sorry, guys,
Ben... Ben özür dilerim çocuklar ama bu gece
I'm sorry.
- Özür dilerim.
I'm sorry. I'm...
- Özür dilerim.
I'm-I'm sorry, but Leila, you know you shouldn't be drinking.
Ben, ben özür dilerim ama Leia içmemen gerektiğini biliyorsun.
Oh, I'm sorry they're not made out of silver, your highness.
Kusura bakma. Gümüş değiller, majesteleri.
I'm sorry.
Pardon.
Джаббар, извини за то, что я тебя ударил.
Jabbar, I'm very sorry for hitting yousana vurduğum için çok üzgünüm.
I'm sorry.
Üzgünüm.
Прости.
I'm sorry.
No, Francine, I'm sorry!
Hayır Francine, özür dilerim!
Look, I'm sorry guys, my dad said he's too busy with the Broncos, he doesn't have time for us.
Bakın, üzgünüm çocuklar. Babam Broncos ile ilgilenmekten zaten çok meşgul. Bize ayıracak zamanı yok.
I'm sorry!
Üzgünüm!
Oh right, I'm sorry.
Ah, doğru. Özür dilerim. ;
I'm sorry, Mr.
Üzgünüm Bay Marsh.
- Послушайте, мне жаль.
- Look, I'm sorry.
I-I'm sorry, but know how you tend to get with new relationships.
Üzgünüm, ama yeni ilişkilerde nasıl olduğunu biliyorum.
I'm sorry, honey, but Finn must have agreed with me.
Üzgünüm tatlım ama Finn de benim gibi düşünüyor.
And I'm sorry I was old.
Yaşlı gibi davrandığım için üzgünüm.