Kk traduction Turc
906 traduction parallèle
Оставь девочку в покое, она чем-то расстроена.
Çocuğu rahat bırak, biraz canı sıkkın.
Я уже сыт этим по горло.
Altı aydır artık bıkkınlık geldi.
Одной из работ Чайковского, которую сам он не любил, была "Сюита Щелкунчика".
Tchaikovsky'nin gerçekten nefret ettiği tek eseri... Fındıkkıran Suiti'dir.
Щелкунчик на экране не появится.
Bu arada, perdede bir fındıkkıran görmeyeceksiniz.
Что-то болит?
Canınız mı sıkkın?
- Что такое? Подожди.
Bıkkınlık gelmeye başlamıştı.
Думал, я сказал тебе, оставаться трезвым.
Sana şu zıkkımı içme demiştim.
Рассмотрим первое :
Birinci şıkkı düşünelim.
Утром ты выглядела довольно подавленной.
Bu sabah canın sıkkındı. - Öyle mi?
- А сейчас я не подавлена? - Нет.
- Şimdi sıkkın görünüyor muyum?
Он выглядел расстроенным.
Sanki..... sıkkın gibiydi.
Нежданные гости, да еще и в... одиночестве
Sadece bir tesadüf galiba, canın sıkkın ve yalnız iken.
- вот бы ты вытаращил глаза. - Джимми, где ты достал эту дешевую сигару?
- Jimmy, o zıkkımı nereden buldun?
Это не дешевая сигара, па. Это "Гавана Панатела".
Baba, zıkkım dediğin şey, bir Havana panatella'sı.
Ты загрустил? Я?
Canın mı sıkkın?
Слушай, что я говорю. Есть будешь в перерыв.
Bırak zıkkımlanmayı da biraz dinle tamam mı?
Разложились здесы! Тушенку жрете? !
Yayılmışsınız buraya, konserve et zıkkımlanıp duruyorsunuz.
Вот, ешь да помалкивай!
Al, zıkkımlan ve çeneni kapat!
Всё плохо? Совсем нет.
Canın mı sıkkın?
- Вы как будто обеспокоены.
- Canın sıkkın gibi.
- От скуки.
- Bıkkınlık için.
Дорогой, мне так тоскливо.
Ah sevgilim, canım o kadar sıkkın ki.
- Так сладок мед, что, наконец.. - И гадок. И гадок.
En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir.
Хотелось вырваться. Как на тебя похоже...
Kimi zaman herşeyden bıkkınlık geldiği oluyordu.
Эта партизанка у меня уже в печенке сидит.
Bu küçük Juarista'dan bıkkınlık geldi.
Да, мы поставим здесь D. Третий :
D şıkkını işaretleyelim.
Сейчас ты ругаешься, выводишь меня из себя, и я очень злюсь.
Canın sıkkın olunca beni de sıkıyorsun sonra da sinirlerim bozuluyor.
Или как будто что-то тебя тревожит.
Sen.Canın sıkkın gibi.
Спокойно отдыхай!
Zıkkımın dibini!
Мне кажется, что тебе со мной скучно.
Benimleyken hep canın sıkkın oluyor.
Я так устала...
Bıkkın ve yorgun durumdayım...
Родственники - как сапоги.
- Al zıkkımlan. – Akrabalar bot gibidir.
Не пей это дерьмо перед схваткой.
Dövüşten önce şu zıkkımı içme.
Я к ним никогда не прикасаюсь. Никогда.
Bu zıkkıma asla dokunmam, asla.
Говорят, от тебя у них мурашки по коже.
Çünkü hepsi bıkkınlık verdiğini söylüyor.
Я не сержусь.
Canım sıkkın değil.
Днем мне было тоскливо, а это меня развеселило.
Biraz canım sıkkındı.
Не сомневаюсь, что ему понравится.
- Kuzenime canı sıkkın.
А вот если бы вы только сумели бросить надираться этим пойлом в тщетной надежде, что оно поможет вам снова почувствовать себя поэтом, то, может быть, и были способны беседовать о чем-то более важном, чем то, где я раньше работала и где работаю теперь.
Eğer şu zıkkımı boğazından aşağı akıtmayı bırakabilirsen... bir şair gibi hissetmeni sağlayacağı umuduyla... belki ne yaptığım ya da ne yapmadığım hakkında konuşmak yerine... böyle şeylerden konuşabilirsin.
- Скучаете?
- Canın mı sıkkın?
Сегодня, мы начинаем наш фестиваль в Концертном Зале где выдающаяся Мадам Бержерон со своей балетной труппой представит спектакль "Щелкунчик".
Bu gece konser salonunda festivalimiz başlayacak, saygıdeğer Madam Bergerone ve bale grubu "Fındıkkıran" ı sahneleyecek.
Ты взвинчен, давай насладимся этим вечером.
Vay kurban senin canın sıkkındır ha. Gel bu akşam biraz keyif edelim.
Вы самовлюбленный и скучающий.
Kibirli ve canın sıkkın.
Поскольку у моих спасителей есть проблемы, я чувствую, что должен сделать что-нибудь.
Madem kurtarıcımın canı sıkkın, bu konuda bir şeyler yapmak zorundayım.
Вы были возбуждены. Касса пропала.
Canın çok sıkkınmış ve şimdi bir nakit kutusu kayıp.
Очень приятно, что твое любопытство снова привело тебя к нам.
Şaşırtıcıdır ki bıkkınlıklarınız ve sıkıntılarınız geçmişe daha çok saplantılı.
Придется вам поскучать пока я не испугаю вас другими страшилками...
Bu bıkkınlık ve sıkıntılar beni öldürecek. Gösteriyi kaçırmayın. Manzaraya dayanmaya çalışın.
Она чем-то расстроена.
Epey canı sıkkın.
А новость - вот.
Biraz sıkkın görünüyor.
- Это меня обрадует.
- Canım çok sıkkın...
Мне грустно.
Çok canım sıkkın.