Perfectly traduction Turc
10 traduction parallèle
Они под присмотром.
They're perfectly secure.
He fits the profile perfectly.
Profile tam uyuyor.
Too perfectly.
Fazla uyuyor.
Is that why you're throwing out a piece of perfectly good furniture?
- Yepyeni koltuğu bu... mi atıyorsun?
I've been meaning to tell you you've been doing a perfectly adequate job filling in for Elliot this week.
Bu hafta Elliot'un yerine geçerek tam sana uygun bir iş yaptığını söylemeye çalışıyorum.
Just one thing and it's perfectly coherent.
Tek bir şey ve oldukça tutarlı.
I wanted to make sure everything was handled perfectly- - by the book, no mistakes.
Her şeyin kitabına göre, hatasız halledildiğinden emin olmak istedim.
Believe me, I understand you perfectly.
İnan bana, seni gayet iyi anlıyorum.
I really feel bad about that little girl, but if she's grown up to have this perfectly boring life, then I don't wanna mess with that.
O kız hakkında içimde gerçekten kötü bir his vardı ama büyüyüp bu sıkıcı derecede güzel hayata sahip olduysa... -... artık hayatına karışmak istemem.
Biros are perfectly designed.
Biro kasalar mükemmel dizayn edilmiştir.