Promise traduction Turc
36 traduction parallèle
I promise you'll be happy And even if you're not
Doğru. Mutlu olursun inan. Olmasan da ne olur?
The Promise. Обещание.
Ve geçmişimdeki Saklayamadığım hatalarım
Два на 7 : 15. "Обещание Ленор".
Lenore's Promise, 7 : 15 seansı, iki bilet.
В наших личных делах не появилось никаких записей.
Söz. l promise.
Я люблю тебя, Черепашко.
Ve kaplumbağaların eve dönmesi gibi. Seni seviyorum, Bay Kaplumbağa. * The promise of a coming day *
Обещаешь не устраивать допрос с пристрастием?
You promise not to start with an inquisition?
Okay, well, he can't promise anything.
Hiçbir şey için söz vermiyor.
Please, promise me.
Tamam mı? Lütfen, bana söz ver.
These things happen fast, though, okay, so I'm sure that this whole thing is great, but promise me you'll be careful.
Bu işler çok hızlı ilerler, her şey harika görünüyor olabilir ama bana söz ver dikkatli olacaksın.
Пообещай
# Promise
You talk to us, and I promise you we will fight to get you segregation.
Sen bizimle konuşursan, söz veriyorum bizde farklı tür mahkumlarla olman için mücadele edeceğiz.
Next time I promise we'll use the formal dining-room table.
Sonraki sefere düzgün bir masa kullanacağımıza söz veriyorum.
You most certainly will, I can promise you that.
- Seni temin ederim ki, kesinlikle anlayacaksın.
I know allthe dishes Daisy makes, I promise.
Daisy'nin bütün yemeklerini yapabiliyorum, gerçekten.
Promise me that.
Bana söz ver.
I'll promise to look after you day and night and give my personal guarantee should anything happen, it comes out of my share.
Sana gece gündüz göz kulak olacağıma söz veririm ve herhangi bir şey olursa kendi payımdan karşılanacağı garantisini veririm.
Обещаю, я больше этого не сделаю.
Promise I bunu tekrar yapmak değilim.
I promise, I never meant Frankie to notice me.
Yemin ederim, Frankie'nin beni fark etmesini asla istemedim.
If there were any strong leads, I promise you I...
Sağlam bir şeyler olsaydı sizi temin ederim -
Обещаю.
Promise.
I promise.
Söz veriyorum.
As long as you promise that you're not gonna work this case.
- Bu dava üzerinde çalışmayacağına söz verirsen.
That's a promise I cannot make.
- Bu tutamayacağım bir söz.
Promise?
- Söz mü?
Promise.
Söz ver.
Ed Promise!
Söz ver Ed.
Promise.
Söz veriyorum.
All I can do is promise that... I won't make the same mistakes next time.
Verebileceğim tek söz şu, bir dahaki sefere aynı hatayı yapmayacağım.
I promise.
- Söz veriyorum.
I promise you, Amelia, I am your friend.
Sana söz veriyorum Amelia, ben senin arkadaşınım.
Promise?
Söz vermek mi?
You promise?
Söz mü?
I promise I'll put it in a no-Carl zone.
Carl'ın ulaşamayacağı bir yerlere koyarım.