Pruit traduction Turc
26 traduction parallèle
Mr. Pruit.
Bay Pruit.
- Покупателя зовут Лукас Пруит.
Alıcı Lucas Pruit adında bir adam.
- И поскольку альтернатива продаже ACN Пруиту - это ликвидация при помощи "Саванна Кэпитл", нам понравятся его идеи.
ACN'i Pruit'e satmalarının alternatifi ACN'in Savannah Capital tarafından parçalara ayrılması olduğundan adamın fikirlerine bayılacağız.
Надеюсь, никто не вспомнит твою лихую клоунаду в прямом эфире, потому что Пруит хочет встретиться с тобой, и Лиона сказала, что он хочет быть очарованным.
Kimsenin yayındaki bu yaygaracı şaklabanlığı hatırlamamasını um. Çünkü Pruit seninle buluşmak istiyor. Leona adamın etkilenmek istediğini söyledi.
- Завтра в разговоре с Пруитом, не говорите об этом.
Yarın gece Pruit ile buluştuğumuzda bundan bahsetmeyelim.
- Многое – например, то, что Пруит хочет пригласить их обоих в студию.
Birçok sebep yüzünden karmaşık ama bu sebeplerden biri Pruit stüdyoda ikisini de aynı anda istiyor.
- Мой босс – Лукас Пруит : он одобрил приложение, мы - запустили.
Benim patronum Lucas Pruit. Uygulamayı ona sundum, bayıldı. Bu yüzden de hala duruyor.
Мне нравится приложение, и оно приносит деньги, в отличие от вашего вечернего выпуска, так что если вам что-то не нравится, обращайтесь к Пруиту.
Uygulamamı seviyorum ve para kazandırıyor. Senin 22.00 programından daha çok sevildiği ve para getirdiği de kesin. Yani bir sorunun varsa, ki içimden bir ses var diyor Pruit'e gitmeye ne dersin?
- Когда распотрошишь его вместе с приложением, Пруит не обрадуется.
Adamı ve özellikle de uygulamasını yayında ezip geçtiğinde Pruit mutlu olmayacak. İş ona bir gelsin de, o zaman düşünürüz.
Пруит хочет посадить студентку и обвинённого парня в одной студии.
Pruit bu öğrenciyi ve suçlanan kişilerden birini aynı stüdyoda istiyor. - Çok kötü fikir.
Поэтому Пруит сказал тебе "Делай".
Pruit da bu yüzden telefon açıp "Bunu yap." dedi.
- Да, откуда узнали?
- Evet, sen nereden biliyorsun? - Pruit istiyor.
- Откуда он знает? - Тот паренёк, Бри, общается с Пруитом.
Bree denen adamın Pruit ile arkadaşlığı var.
Он рассказал, что ты пригласила его в эфир, и Пруиту понравилось.
Onu yayına çıkartacağını söylemiş, Pruit de bu duruma sevinmiş.
- Пруит тебя за это убьёт.
- Pruit bunun için seni öldürecek.
- "Лукас Пруит считает, что мужчины ценнее женщин".
"Lucas Pruit Kadınları Erkeklerden Daha Değersiz Görüyor"
Пруит внедрял своё видение канала, а Чарли почти опустил руки.
Pruit kanal için olan vizyonunu uyguluyordu ve Charlie bir bakıma havlu atmıştı.
В понедельник я взяла интервью у Бри, которого Пруит нанял руководить ACN Диджитал, пока Нила нет.
Pazartesi akşamı Bree denen bir adamla röportaj yaptım. Pruit, Neal yokken ACN Digital'ı yönetmesi için işe almıştı.
Пруит поддержал интервью, потому что оно должно было привлечь внимание к сайту, а Чарли был доволен, что Пруит доволен.
Pruit röportaja sevinmişti çünkü siteye ilgi çekecekti. Charlie de Pruit sevindiği için sevinmişti.
- Чарли хотел сделать сюжет, потому что Пруит велел, я притворился, что не нашёл студентку, чтобы его не делать.
Charlie'nin istediği bir haberdi çünkü Pruit istiyordu. Haberi yapmamak için Princeton'lu öğrenciyi bulamadık numarası yaptım.
Последние семь недель, когда Лиона продала канал Пруиту – это был ад.
Leona kanalı Pruit'e sattıktan sonra, şu son yedi hafta onun için cehennem gibiydi.
- Когда Пруит хотел уволить вас с Мак, мы увидели, во что верил Чарли.
Pruit seni ve Mac'i kovmaya çalıştığında Charlie'nin neye inandığını anında gördük.
- Мне будет сложнее, чем Чарли с Лионой и Ризом – будем ежедневно ругаться с Пруитом, по каждой мелочи.
Charlie'nin Reese ile Leona kavgalarından daha zor olacak. Her gün Pruit ile kavga edeceğim. Hem de büyük konular üzerinde.
Чем дольше будете играть в молчанку, тем меньше мы сможем вам помочь.
Bay Pruit, salağı ne kadar oynarsanız size yardım etme şansımız o kadar azalır.
Мистер Pruit.
Bay Pruit.
- Чарли Скиннер? - Мистер Пруит.
- Bay Pruit.