English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ R ] / Rf

Rf traduction Turc

6,419 traduction parallèle
То, что нельзя разглядеть мир, лежащий за горизонтом, не значит, что он невидимый.
Peki, dünyayı göremiyorum sırf ufkun ötesinde görünmez olduğu anlamına gelmez.
Лишь использовала.
Sırf beni kullandı.
Ты мне сам говорил, что убил кого-то за то, что он знал твоё имя.
Bana kendin bir adam sırf ismini biliyor diye onu öldürdüğünü söylemiştin.
Мы не можем заразить всю сеть Allsafe'а даже из-за всего этого.
Sırf bu yüzden Allsafe'in ağına virüs bulaştıramayız.
А теперь мы собираемся рисковать, просто потому, что он так сказал?
Şimdi sırf o söyledi diye şaka gibi bir plana mı uyacağız?
Только по делу.
Sırf iş bundan sonra.
Я позволю Твиззу уйти просто чтобы посмотреть на твою раскаивающуюся задницу в камере смертников!
Sırf idam koğuşunda köpekler gibi pişman olduğunu görmek için Ayyaş'ı serbest bırakacağım.
Друг аж из Индии ехал, надо было встретить.
Arkadaşın Hindistan'dan sırf seni görmeye geliyor, almaya gitmen lazım yani.
Ну видимо, я в душе предпочитаю не думать о людях так плохо, словно они даже руку женщине не протянут.
Galiba içten içe birinin sırf kadın olduğu için kendini tanıtmayacak kadar kötü kalpli olabileceğini düşünememişim.
А потом раз – и ты самая известная женщина на планете, только из-за того, в кого ты влюблена.
Sonra ki gün, gezegenin en ünlü insanı oluvermişsin. Sırf aşık olduğun kişi yüzünden.
психанувшего из-за токпокки *.
Sırf acılı pirinç keki için ağlayan bir kız değil!
- Я молчу и он...
- Sırf onunla konuşmadığım için -
а ты сразу делаешь ноги?
Sanki kaynananın evinden kaçıyorsun. Sırf bir kavga yüzünden gidilir mi?
Знаешь, то, что ты гей, не делает тебя экспертом в дизайне интерьеров
Sırf eşcinselsin diye iç mimari uzmanı kesilme başımıza.
Слушай, даже если все настолько плохо мы не можем вернуть тебя назад во временной линии, только чтобы исправить татушку.
Beni dinle, ne kadar kötü olursa olsun sırf bir dövmeyi düzeltmek için seni kendi geçmişine götüremeyiz.
А затем, когда мы столкнёмся с Ашильдой,... она захочет снять хроноблок, чтобы заткнуть его.
Sonra da Ashildr ile yüzleşeceğiz sırf Doktor'u susturmak için kronokilidi kaldırmak isteyecek.
Ты хочешь, чтобы твоя малышка росла без отца только потому, что он не стал рисковать?
Sırf babası bir risk almadı diye küçük kızının babasız büyümesini mi istiyorsun?
И ты хочешь рискнуть всем временем и пространством,... потому что скучаешь по ней.
Sırf onu özlediğin için bütün zaman ve uzayı riske atmaya gönüllüsün.
Ты сделал выбор - убивать для других, чтобы заполучить крышу над головой и три квадрата так что, может, я не учитываю все перспективы здесь
Başkası adına insan öldürmeyi tercih etmişsin. Sırf başını sokacak bir yer ve günde üç öğün yemek için. Belki de her açıdan düşünemiyorumdur yani.
Люди готовы отдать все ради безопасности, ради чувства безопасности.
İnsanlar güvenlikleri için her şeyini verir oldu. Sırf güvende olduklarını bilsinler diye.
Ты никогда не хотела компанию просто для... веселья?
Birisinin sana eşlik etmesini hiç istemedin mi sırf eğlenmek için?
Он был не подарок.
Sırf sorundu.
Я не могу подвергать опасности жизнь коллеги-агента только потому, что это может спасти меня.
Sırf kendimi kurtarayım diye bir ajanı riske atamam.
Вы... вы могли предотвратить столько бед, вместо этого вы играете жизнями людей ради развлечения.
Tüm bunlar... Acılara son verebilirdiniz ama bunun yerine sırf eğlence için insanların hayatıyla kumar oynuyorsunuz.
"Не отступай перед чем-то великим, только потому что боишься." Ты сама мне это сказала.
"Güzel olabilecek birşeyi sırf korktuğun için mahvetme". Bunu sen söylemiştin bana.
Я поцеловала Брэндона на кампании по сбору средств, но только потому, что Роберт сказал, что не даст меня удочерить, и я подумала, что потеряю Брэндона.
Brandon'ı K.B'ne yardım gününde öptüm ama sırf Robert bana evlat edinilmeme izin vermeyeceğini söylediği için ayrıca düşündüm ki... Ondan bir hiç için vazgeçmiş olacaktım.
Он убил Розалинд просто, чтобы сделать тебе больно.
Rosalind'i öldürdü. Sırf sana zarar vermek için.
Думаю, Арни его вписал, потому что ему жена всю плешь проела.
Arnie, sırf karısı onu sinir ediyor diye koydu bence.
Когда я поправлялся после аварии. После двадцатичасового рабочего дня, потому что хотела быть рядом, когда я приду в себя.
Hastanedeki odamda her gece yerde uyuyan ben araba kazasından sonra iyileşirken 20 saatlik iş gününden sonra sırf ben uyandığımda yanlız olmayayım diye başımda bekleyen.
Я скажу вам, что может быть правдой если вы и Ноа планировали ограбление, я арестую вас за 4 убийства но если вы хоть вскользь упомянули, что вы высадили его... погодите
Eğer sen ve Noah bu soygunu planladıysanız, sizi dört cinayete teşebbüsten tutukluyorum. Ama sırf laf arasında onu bıraktığından söz ettiysen... Durun.
- Cochrans Мы сняли промо, основанное только на них
Sırf onlara dayanan bir tanıtım hazırladık.
. У этих команд просто сделка с дьяволом во время этого шоу
Bu takımlar sırf o programa katılarak bile şeytanla anlaşma yapmışlar.
Вот и не стоило давать ему деньги.
Sırf istedi diye veremezsin.
Раз я Тёмная, это не значит, что мы должны расстаться.
Sırf Karanlık Olan oldum diye beraber olamayacağız diye bir şey yok.
Регина, ты для этого и притворялась Спасительницей.
Regina, sırf bu yüzden Kurtarıcı gibi davranman gerekti.
Просто потому, что я Темная, не значит, что мы не можем быть вместе.
Sırf Karanlık Olan oldum diye beraber olamayacağız diye bir şey yok.
Потому как я уверен, им очень понравится состязаться с друг дружкой, чтобы потешить наше самолюбие.
Tabi. Eminim sırf biz mutlu olalım diye birbirleriyle yarıştırılmaya bayılırlar.
Ты думаешь, что я проделал весь этот путь до этого гиблого места, чтобы просто вернуть тебя в Камелот?
Bu sefil yere sırf seni Camelot'a götürmek için geldiğimi mi sanıyorsun?
Это ещё в школе началось, все крутые ребята общались со мной, только чтобы подобраться к ней.
Her şey lisede sırf ona yaklaşabilmek için benimle takılmaya başlayan havalı çocuklar yüzünden başladı.
Думаешь, он притаскивает этих людей, чтобы убить меня?
O adamları buraya gerçekten sırf beni öldürmek için mi getiriyor yani?
А мы собираемся ограбить несколько милых и дружелюбных людей ради этих
Biz gidip birkaç iyi ve dostane insanı soyacağız. Sırf...
Эй, эй, это старое седло Торнадо? Ух ты, пап, оно у тебя блестит.
Sırf bir ejderha gitti diye değerli bir eşyayı bakımsız halde bırakacağım anlamına gelmiyor.
Выпендривается перед своей бабой.
Sırf sevgilisi yanında diye resmen küçük dağları kendisi yaratmış gibi davranıyor.
только потому что у хозяина трудная ситуация.
Sırf restoranın sahibi zor bir durumda diye yapıyorum bunu.
Как же ему было одиноко из-за бестолковой матери.
Ne kadar yalnız hissetmiştir. Sırf ona annelik edemediğim için.
Это строго для твоей защиты.
Bu sırf senin güvenliğin için.
Никлаус, пожалуйста скажи своему жуткому другу, что если он симпатичный, не означает что я не смогу вывернуть его наизнанку и повесить на кол.
Niklaus, lütfen korkunç arkadaşına bunu anlat çünkü sırf yakışıklı olması onun içini dışına çıkarıp geriye kalan parçalarını bir direğe asmayacağım anlamına gelmiyor.
Я видел как ты поглотило целый полицейский участок только чтобы добраться до склада улик.
Sırf delil dolabını açmak için bütün bir polis karakolunu asimile etmeni izlemiştim.
Знаю, я говорю как мама, но не могу рисковать безопасностью этой семьи только потому что боюсь опять тебя потерять.
Biliyorum annem gibi konuşacağım ama sırf senin terk etmenden korktuğum için bu ailenin güvenliğini tehlikeye atamam.
Беги, Морти! Этот говнюк хочет рискнуть всем. Он просто хочет победить меня!
O puşt, sırf beni alt etmek için önem verdiği her şeyi riske etmeye hazır.
Трэвис, ты твердишь, что Харви не примет соглашение, пока на нём твоё имя.
Travis, bu anlaşmayı sırf üstünde adın olduğu için kabul etmeyeceğini söyleyip duruyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]