Sat traduction Turc
25,898 traduction parallèle
- Мы продаем дом.
- Evi satıyoruz.
Мы собрали кучу денег на гаражной распродаже и не должны переезжать?
Bahçe satışından çok para kazandık ve taşınmak zorunda değiliz miyiz?
Ты мог бы продать это на гаражной распродаже.
Bunu muhtemelen bahçe satışında satabilirsin.
Хорошо, ладно... все это можно пустить на распродажу.
Pekala bunların hepsi bahçe satışına gidebilir.
Продаешь это?
Bunu satıyor musunuz?
У нас тут гаражная распродажа.
Bahçe satışı için eşyaları ayarlıyoruz.
Почему вы его продаете?
Neden satıyorsunuz?
Вы продаете "Искусство войны".
Savaş Sanatı'nı satıyorsunuz.
- Продано.
- Satıldı.
Удачной распродажи.
Güzel bahçe satışı dilerim.
Надеюсь, вы много заработаете.
Umarım ( öldürürsünüz ) iyi satış olur.
затем продвинулся вверх. я уже отвечаю за всю операцию.
Satış kısmında başladım sürekli terfi aldım sonra bir bakmışım bütün operasyonu ben yürütüyorum.
Я взяла их на распродаже выпечки спасибо.
Kızların kek satışından aldım. Aç değilim teşekkür ederim.
что мой трастовый фонд я прекратила обналичивать чеки.
Satın almaya gücüm yetmedi. Sen fonumun Salvatore'lardan geldiğini söyleyince aylıklarımı çekmeyi bıraktım.
Кастилло и остальные, они вложили мысль в головы, что страну можно спасти, только разделив её
Castillo ve diğerleri,... ülkeyi bölmenin onu kurtarmak için tek yol olduğunu düşünürek insanları bir dizi çerçöp için satıyordu.
Я продаю их, потому что они не нужны мне, мам.
Satıyorum çünkü onları istemiyorum anne.
Продано.
Sat gitsin.
Просто я завтра собиралась отнести несколько сумок в в благотворительный фонд, поэтому поинтересовалась.
Yarın Goodwill'e satıIık ilanı koyacaktım da o yüzden merak ettim.
Я продаю магазин и, бывает, думаю о нем.
Dükkanı satıyorum da, onu düşünüyordum.
- Я продал его.
- Satıldı.
Я купил собственный дом.
Ev satın aldım.
Мэгги, ты слышала, что Оуэн купил дом?
Maggie, Owen'ın ev satın aldığını duydun mu?
А что насчёт любителя смайлов с наркотой в кармане?
- Bizim ifadeci uyuşturucu satıcısından ne haber?
И сейчас я хочу купить... велик, и я как раз собирался попросить тебя помочь мне, так..
Şuan bir bisiklet satın almak üzereyim ki aslında benimle gelir misin diye soracaktım, yani...
В городе есть торговец наркотиками.
Bir uyuşturucu satıcısı var.
Твои глаза. Торговец наркотиками...
O uyuşturucu satıcısı Damon.
Мы запрашиваем данные о продажах в местных аптеках и компаниях, торгующих бытовой химией, ищем подозрительные закупки.
Yerel eczaneler ve kimyasal tedarik şirketlerden şüpheli bir alım var mı diye bakmak için satış kayıtlarını alıyoruz.
А во многих ли такие тележки выставлены на распродажу?
Ama kaç tanesi bu tarz bir el arabası satıyordur?
Слишком много гонора от женщины среднего возраста работающей продавцом.
Orta yaşlı bir satış elemanına göre amma tavır yaptı.
Но если бы я была хорошим фотографом, то мои работы бы лучше продавались и я могла бы сама платить аренду, так ведь?
Ama zaten iyi olsaydım, o zaman daha çok satış yapıp kiramı tek başıma göze alabilirdim, değil mi?
Прости, но мне кажется, что мы не первые, кто продает дом без свежего ремонта.
Affedersin ama satış yapmak zorunda olduğun müşterilerin ilk kez olmuyor.
Продаю дом.
Evin satılığa çıkması falan.
Вы выставите стол на продажу с поддельным декором?
Bunu yeni pirinçle satılığa çıkarın. Başka kontrol yolları olamaz mı?
Вы купили его через посредника или лично?
Bunu bir satıcıdan mı yoksa özel bir partiden mi almıştınız?
На гаражной распродаже.
Emlak satışından aldım.
Вносить ли мне предоплату или после продажи можно рассчитаться?
Ya önden ödeme yapacağım ya da ya da mobilyalar satılsın diye buraya getireceğim.
" Дорогой Элдон, с тяжелым сердцем пишу вам это письмо.
" Sevgili Eldon, bugün sana bu satırları yazmak acı verici.
Саймон Эпштейн приобрел этот дом для бездомных Южной стороны.
Simon Epstein bu evi Güney Yakası evsizleri için satın aldı.
Миллионер с добрым сердцем и большим писюном купил мне дом?
Sempatisi ve siki büyük bir milyarder benim için bu evi satın mı aldı yani?
Эээээ он... он купил его для всех вас.
Yani... Hepiniz için satın aldı.
Вы продаете прачечную?
- Burayı satıyor musun?
Они появляются время от времени, пытаются ее выкупить.
Gelip duruyorlar, kira kontratımı satın almaya çalışıyorlar.
Обучение куплено и проплачено всякими фондами.
Güven fonlarıyla veya her neyse satın alınan üniversite diplomaları.
- Да. У тебя есть район на продажу или какое-то здание под снос в этом районе?
Gelişen bir mahallede satışa çıkmış bir bloğun veya apartmanın var mı?
Единственный косяк во всем этом - люди игнорируют правило не покупать вещи.
Aslında tek meselemiz insanların "bir şey satın almak yok" kuralını görmezden gelmeleri.
Итак, народ покупает за деньги дерьмо.
Yani insanlar para karşılığında bir şeyler satın alıyor.
Наши пользователи хотят покупать вещи удобным способом, и они расстроены, что такового не существует.
Kullanıcılarımız bir şey satın almanın kolay yolunu istiyor. Böyle bir şey olmamasından dolayı bıkmış durumdalar.
Даг и Крэйг сказали, что на выходных они внедрят их код для оплаты кредитками.
Doug ve Craig kodlarını kredi kartı satışlarına entegre etmek için tüm haftasonu harcayabileceklerini söyledi.
Так вот, то, что мы приобрели, называется SwapMeet, и началось с того, что...
Satın aldığımız şeyin adı SwapMeet ve yanımızda başladı.
Он покупает байк твоего отца, Кэмерон. Ясно.
Adam babanın motorunu satın alıyor, Cameron.
Их можно купить в любом супермаркете.
Herhangi bir marketten satın alabilirsin.