English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ S ] / Sell

Sell traduction Turc

25 traduction parallèle
Лейтенант Селл?
Teğmen Sell?
Я решил, что вы уже с ним договорились.
I thought I could help you sell him on it. I thought he was already in.
Я воспринимал ситуацию как triple sell ( Примечание - triple sell ( дословно - тройная продажа ) ), рекомендация биржевых аналитиков избавляться от ценных бумаг ) и я повышаю свою оценку прямо здесь, прямо сейчас! Старик Блют в тюрьме.
Sanırım şirketi oğlu yönetiyor.
Вам надо брать "Корвет" или "Хаммер".
Bu bir Corvette olur ya da bir Hummer. JIM SELL GM Satıcısı Bu bir Corvette olur ya da bir Hummer.
ДЖИМ СЭЛЛ Автодилер GМ
JIM SELL GM Satıcısı
Попробуем разобраться.
JIM SELL GM Satıcısı Size yardım etmeye çalışacağız. Size yardım etmeye çalışacağız.
Take me out to pLace tonight where there ain't no sell you (?
Take me out to place tonight where there ain't no seaview light
I can't sell any leg spreader while I'm hiding out here.
Burada saklanırken içkilerimizi satamam.
Sell it for a shit-load of money.
Çok daha pahalıya satacağım.
Well, I hope you sell a lot of drugs'cause you'll need it.
Umarım işleriniz iyidir, çünkü çok para lazım.
Do you sell women's clothing here?
Burada kadın kıyafeti satıyor musun?
How many Ferraris you sell this month, though?
Bu ay kaç Ferrari sattınız?
Руби уезжает на следующей неделе, and we agreed to do this whole long-distance thing if, after a year, one of us moves, so I got to sell her on coming back here or I could wind up in Dallas, which is why I want to spend the week showcasing the joys of BlueBell at Christmastime.
Ruby haftaya gidiyor... bu ayrı yerlerde olma işini bir sene... götürebilirsek, birimiz diğerinin yanına taşınacak... yani O'nu burada yaşamaya ikna etmeliyim... yoksa benim Dallas'a gitmem gerekebilir... bu yüzden tüm haftayı O'na Bluebell'in Noel'de... ne kadar neşeli bir yer olduğunu göstererek geçireceğim.
I'm trying to sell Ruby on eventually moving her new company to BlueBell, or at least nearby, and it's very important that this week, of all weeks, she really love it here.
Ruby'yi yeni şirketini önünde sonunda BlueBell'e ya da en azından yakın bir yere... taşımaya ikna etmeye çalışıyorum, bu yüzden bu hafta... buradan hoşlanması çok önemli.
I sell herbs and homeopathic remedies and dress it up with a little witchy-woo for the tourists, but I don't practice.
İlaçlar ve ev yapımı tedaviler satıyor ve biraz cadıca giyiniyorum turistler için ama pratik yapmıyorum.
What have I done in the last 6 months since you've been home that would lead you to believe that I would sell drugs?
Eve döndüğün şu 6 ay boyunca seni uyuşturucu sattığıma inandıracak ne yaptım?
There is an abundance of horticulturalists and flower-sellers in this city, but how many of them do you suppose sell exotic cacti from the American desert?
Şehirde çiçekçi ve bahçe uzmanı bolluğu var ama bunlardan kaçı Amerikan çölünden gelen başka iklime ait kaktüsleri satar?
The question is whether he meansto blackmail Mrs Dudley Wardor sell it to the foreign press.
Mesele, Bayan Ward'a şantaj mı yapacak yoksa yabancı medyaya mı satacak.
And they sell wine for religious ceremonies of all faiths.
Tüm inançların dini törenlerine uygun şaraplar satıyorlar.
And you sell drugs.
- Ve uyuşturucu satıyorsun.
You can't sell that gym.
O salonu satamazsın.
♪ Sell to me, baby ♪
# DNCE - Cake by The Ocean.
♪ Тех, что продадут твою душу
# The kind that'll sell your soul
♪ Тех, что продадут твою душу
The kind that'll sell your soul
Шоу начинается. ARE MADE IN CALIFORNIA d d WE LOVE YOUR FACE d d WE'D REALLY LIKE TO SELL YOU d d THE COPS AND QUEERS d d MAKE GOOD-LOOKING MODELS d d I HATE TODAY d d...
Gösteri zamanı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]