English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ S ] / Sár

Sár traduction Turc

65,081 traduction parallèle
- Куда?
Dışarı nereye?
Его всегда нет.
- O dışarıda, hep dışarıda.
- Я тут как бы в изоляции. Он дома.
Dışarıyla pek bağlantı kuramıyorum.
Наши мальчики играли вместе в Малой Лиге, и лишь поэтому я не приехал на БМП с группой захвата, не выбил твою дверь и не вытащил тебя отсюда на глазах у семьи.
Oğullarımız küçükler liginde beraber oynadı. Buraya saldırı timi ile gelip, kapını kırıp seni ailenin önünde sürükleyerek dışarı çıkarmamamın tek sebebi budur.
- Я не могу туда идти.
Dışarıya çıkamam.
- Нисколько, они окружают здание.
- Hiç yok. Binayı sarıyorlar.
- Я его не выпущу, пока у нас не будет рычага.
Onu dışarıda bırakmayacağım Tabii ki kaldıraçımız olduğunu bilmediğim sürece.
- Почему сейчас?
Neden şimdi dışarı çekiyorsun?
А ты... пой "Желтая роза Техаса".
Sen. Sarı Teksas Gülü'nü söyle.
Снаружи это стриптиз-клуб.
Dışarıdan striptiz kulübüdür.
Полагаю, это какая-нибудь блондинка.
Şu yelloz sarışına diye tahmin ediyorum. Doug!
Но если выйти наружу и подключиться к антенне напрямую, то можно получить нужные записи.
Ancak dışarı çıkıp antene doğrudan erişirsek ihtiyacın olan şeyi alabiliriz.
Прости, что не сказал тебе о новом очаге протомолекулы. И почему же?
Dışarıda daha fazlası olduğunu sana söylemediğim için üzgünüm.
Экипаж корабля, на котором я прибыл, выбросил в космос целую кучу людей. Всех с Земли и Марса.
- Geldiğim geminin mürettebatı Dünya'dan ve Mars'tan gelen herkesi hava kilidinden dışarı attı.
Мы уйдём, как только приземлимся.
- İner inmez dışarı çıkacağız.
Все на выход, быстро, нападение акул!
Dışarı, herkes dışarı çıksın! Köpekbalığı saldırıyor!
Студента стошнило снаружи, а она зарегистрировала биологическую атаку.
Dışarıda hasta bir öğrenci varmış, alarm da bunu biyolojik saldırı zannetmiş.
Поэтому меня не было в офисе.
Bu yüzden dışarıdaydım.
Чужаки здесь как бельмо на глазу.
Dışarıdan gelenler kabak gibi ortada görünürler.
Тристан уехал на выходные на симпозиум.
Tristan bir sempozyum için dışarıda olacaktı.
Или вас выпроводят.
Ya da dışarıya kadar size eşlik ederiz.
– Тебе нельзя так выходить.
Dışarı böyle çıkamazsın.
Я хочу обнять тебя прямо сейчас, но я не могу обнять это.
Sana sarılmak isterim, ama bu şekilde değil.
И одно тело выбралось.
Ve onlardan biri dışarı çıkmış.
Не знаю, чего ты добиваешься, но я пойду покурю на улицу, и если ты осмелишься показать там свою задницу, я дам тебе пинка до самого Хьюстона.
Ne yaptığını sandığını bilmiyorum, ama sigara için dışarı çıkıyorum, poponu gösterecek cesaret varsa, onu burdan Houston'a tekmeleyeceğim.
Я всё думаю, что мне надо носить палочку с собой, и я хочу узнать, что написано на ткани, в которую она была завёрнута.
Hala, o çubuğu yanımda taşımam gerektiğini düşünüyorum ve sarılı olduğu kumaşta ne yazdığını öğrenmek istiyorum.
Она явно не гулять пошла.
Dışarı çıkacakmış gibi giyinmemiş.
– Мы будем дежурить снаружи.
- Ve biz de dışarıda olacağız.
Придётся отправиться туда и нанести малость вреда.
Dışarı çıkıp biraz zarar verebilirsin.
На улице темно.
- Dışarısı çok karanlık
У него были жёлтые глаза...
Sarı gözleri vardı...
Чтобы выпустить дух.
Ruhu dışarı çıksın diye.
Мои родители остались в коридоре, и... моя мать начала... кричать, а потом они обнялись.
Bizimkiler koridorda kaldı ve... annem haykırmaya başladı ve birbirlerine sarıldılar
Включу громкую связь.
Sesi dışarıya veriyorum.
Оттуда сюда, чтобы он мог найти Диану.
Dışarıdan oraya git böylece Diana alabilir.
Разрушитель связался с Евой и тобой в лофте, так что там не вариант.
Zerstoerer, Havana ve senin çatı katına bağlandı, Bu yüzden dışarı.
Ты уезжаешь?
Dışarı mı çıkıyorsun?
Его не пускают в церковь, и братья вынуждены петь на улице.
Kiliseye alınmadıkları için, dışarıda ilahi söylemeye başlamışlar.
Корона с головы Росса Полдарка может и слететь!
Ross Poldark tacına sıkı sıkı sarılsa iyi olur!
Думаю, сегодня я останусь дома.
Sanırım bu akşam dışarı çıkmamalıyım.
И откуда нам знать, что он не послал своих людей, а сам не отсиделся в сторонке?
Kendisi dışarıda beklerken, içeriye adamlarını göndermediğini nereden biliyoruz?
Знаю, не все любят обниматься.
Bazı insanların sarılmayı pek sevmediğini biliyorum.
Пойдем куда-то поедим?
Bu gece dışarıda yemek yemeliyiz.
Я пойду туда и выбью из него всё дерьмо.
Dışarı çıkıp ağzını yüzünü dağıtacağım.
Гретхен всё еще нет, поэтому ты должна устроить мне встречу с Джереми Коэном.
Yani Gretchen hâlâ dışarıda ve Jeremy Cohen'la toplantı ayarlamana ihtiyacım var.
Так обратись к человеку, который его вытащил.
Peki niye onu dışarı çıkaran adama gitmiyorsun?
Потому что поддержка его обвинителя куда ценнее помощи того, кто его вытащил.
Çünkü Mike'ı içeri tıkan kadının bir sözü onu dışarı çıkartan adamın bin sözünden değerli.
Потому что, когда я вышел, я решил исполнить обещание, данное присяжным.
Çünkü dışarı çıkar çıkmaz jüriye verdiğim, iyi şeyler yapmaya çalışma sözünü tutmak istedim.
Так что держи свою премудрость при себе, потому что я здесь, чтобы помогать людям, а не напоминать им, как жесток мир вокруг нас.
Aklını kendine sakla çünkü ben insanlara yardım etmek için buradayım dışarıda zalim bir dünya olduğunu söylemek için değil.
Встретимся снаружи.
Benimle dışarıda buluş.
Все на выход!
Herkes dışarı!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]