Worked traduction Turc
37 traduction parallèle
I worked as a florist во время нескольких моих Рождественских каникул. ... during some of my Christmas vacations.
Bazı Noel tatillerimde çiçekçilik yaptım.
- Чего цепляешься? Прекрати!
Don't get all worked up!
He's worked there for years.
Orada yıllardır çalışıyor.
He's worked for the company for years.
Yıllardır fabrikada çalışıyor.
Невестка и некто Фил Такер, с которым он работал в государственном фонде в Вальехо.
That would be his sister-in-law and a man named Phil Tucker that he worked with at a public pool in Vallejo.
Подозреваемый работал в начальных школах и был уволен за приставания в марте-апреле 68-го.
Suspect worked for elementary schools and was fired for molestation in March, April'68.
This is... This is not the scene that we worked on yesterday.
Dün üzerinde çalıştığımız sahne değil.
I worked too hard
Böyle sonlanması için çok çalıştım.
Worked the ex over pretty good, too.
Ben de öyle düşünüyorum. Eski sevgiliyi de fena benzetmiş.
Worked for you.
Sende işe yaramıştı.
I've worked too hard.
Çok çalıştım.
For your information, I worked there one summer.
Bir yaz orada çalışmıştım, unutma.
I can't believe that worked!
İşe yaradığına inanamıyorum.
I have worked every Christmas Eve for the last 20 years.
Son yirmi yıldır her... Noel arefesinde çalıştım.
That actually kinda worked.
Aslında işe yaradı gibi.
Оказывается, что из числа этих 50 вечеринок, на семи было заявлено о кражах.
that Holly worked in the past year. 50 den fazla olaya katılmış. yedisinde hırsızlık rapor edilmiş.
Mr Bates, Lady Rose is backand she asked me to tell you that the note worked but they couldn't findwhat they were looking for, whatever that means.
Bay Bates, Leydi Rose arkada ve size notun işe yaradığını ancak aradıkları şeyi bulamadıklarını söylememi rica etti, artık ne demekse.
I worked my way up.
Ben terfi etmiştim.
I worked very hard to get where I am, and it wasn't so I could fetch you coffee!
Bulunduğum yere gelmek için çok çalıştım ama bunu sana kahve getirebilmek için yapmadım.
She worked in home care.
Evet. Evlerde bakıcılık yapıyordu.
- Roger worked in home care.
- Roger evlerde bakıcılık yapıyordu.
The place where Niklas Svensson worked.
Niklas Svensson'un çalıştığı yer.
Worked at my house.
Evimde işe yarıyor.
- Worked up?
- Dolmuş hâlde misin?
Yeah, they... well, these particular Jews happen - to be rich, but they worked hard.
Bu Yahudiler zengindir ama o kadar çalışmışlardır ki...
Then, when I got into the carrot suit, it worked for me, too.
Havuç kostümünü giyince bana da verdiler.
Look-look, like I said, Joe wanted this to be just between us until we worked out all the details.
Bakın, dediğim gibi tüm detaylar belli olana kadar Joe, bu iş aramızda kalsın istedi.
We're finding everything out that we can- - where they worked, hobbies, phone records, what they did in their spare time, matching the names of birth certificates of people who died young, tracing border-crossing records.
Aklımıza gelen her şeyi araştırıyoruz. Nerede çalıştıklarını, hobilerini, telefon kayıtlarını, boş vakitlerinde yaptıklarını. Doğum belgelerindeki isimleri genç yaşta ölen kişilerle eşleştirmeye çalışıyoruz sınırdan geçiş kayıtlarına bakıyoruz.
She worked for an inner-city charity called NRP.
MYP denilen bir yardım derneğinde çalışıyordu.
It's just, um, my husband's worked here for five years and I've actually never seen his office.
Kocam beş yıldır burada çalışıyor ve iş yerini hiç görmemiştim.
All worked out.
Hepsi halledildi.
Они поймали сигнал.
Bağlantı bu olabilir. Dad worked for N.A.S.A. They got that signal.
♪ We've worked so hard
# Çok çalıştık
I bet if we worked together we could find a way to change it back.
Eminim birlikte çalışırsak yasayı değiştirecek bir yol bulabiliriz.
Он работал.
Worked for it.
Не утруждайтесь, миссис Катлер.
Let's not get too worked up now, Mrs. Cutler.
... in the first seat on the left-hand row. И я отделался от своего хвоста, чтобы быть на этом первом месте. And I worked my tail off to be in that first seat.
Oraya oturmak için harıl harıl çalışırdım.