English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ Б ] / Беру

Беру traduction Turc

3,012 traduction parallèle
Оттуда же, откуда я беру все, что невозможно достать в Северной Америке.
Kuzey Amerika'da her şeyi edinebildiğim bir örnek mekanından aldım.
Хей, я беру на диагностику систему Хранилища и...
Depo sisteminde komple tarama yapıyorum ve...
Беру свои слова назад.
Lafımı geri alıyorum.
В общем, я опять беру академический отпуск.
Bir sene daha boştayım.
В случае чего, всю ответственность беру на себя.
Bir sorun olursa, bütün sorumluluk benim.
Я, Джеймс, беру тебя, Конни, в свои законные жены. чтобы любить тебя отныне и вовек. И в горе и в радости, и в богатстве и в нищете, в болезни и в здравии, пока смерть не разлучит нас.
Ben, James, sen, Connie'yi, bugünden itibaren iyi günde, kötü günde varlıkta ve yoklukta, hastalıkta ve sağlıkta koruyup kollamak üzere, ölüm bizi ayırana dek eş olarak kabul ediyorum.
Я беру чье-то пальто и предлагаю напитки.
Birinin paltosunu alıp içki ikram ediyorum.
Я их беру в соседнем здании.
Hemen yandan aldım.
Нет, я всегда беру два.
Yok, hep iki tane alırım.
Я беру тебя на бега.
Seni yarışlara götürmek istiyorum.
Вот почему я никогда не беру девчонок в банду.
Ekibe neden kız almadığımın sebebi bu.
Везде беру его с собой.
Her yere götürürüm bunu.
А еще я не беру 100 долларов за вход
Ayrıca 100 dolar giriş ücreti almıyorum.
И когда я втягиваюсь, для веса я беру подсвечники Мо-Мо.
Havaya girdiğimde Maw Maw'ın şamdanlarıyla biraz ağırlık eklerim.
Я беру ее для залога, чтобы я вернуть мое обручальное кольцо.
Rehin bırakmak için ödünç alıyorum ki nişan yüzüğümü geri alabileyim.
Я беру у нее уроки чревовещания в общественном центре.
Halk eğitim merkezinde vantrilok dersleri alıyordum.
Джем сказала, что знает, где ты можешь быть, я надеваю куртку, беру фонарь, иду в леса, туда, к этой пещере.
Jem nerede olabileceğini bildiğini düşünüyor ve bana söylüyor üstüme ceketi giyiyorum, bir el feneri alıyorum ormana gidiyorum ve oraya varıyorum, mağaraya.
Беру тебя на руки, бегу с тобой на руках.
Seni kollarıma alıyorum ve koşuyorum.
Ну, знаю, когда я беру работу домой, иногда она перекочевывает в спальню.
Ben eve iş götürüyor olunca bazen her şeyi yatak odasında yapıyorum.
Дочь ещё в школе, беру рыбку и смываю.
O okuldan dönmemişti, ben de balığı delikten gönderdim.
Я, Джейкоб Мигель Райли, беру тебя, Эддисон...
Ben, Jacob Miguel Reilly seni Addison...
И большинство из них я беру на себя.
O nöbetleri alabildiğim kadar almak istiyorum.
Я беру всю ответственность на себя.
- Bütün sorumluluğu alıyorum.
Нет, я беру.
- Hayır, ben alıyorum.
Я беру вечернюю смену.
Akşamüstü vardiyasını alırım.
На самом деле, знаешь что? Беру свои слова обратно.
Aslında hayır sözümü geri alıyorum.
Я беру уроки пантомимы.
Pandomimden bahsediyordum.
Беру это на себя.
Bunun olmasını sağlayabilirim.
Зивер, я беру Хатфилдов, а ты МакКоя.
Ziver, ben Hatfield'leri alıyorum, sen de McCoy'u.
Беру тебя, словно бабу.
Bir kadın gibi sikildiğini anlatırım!
- Я беру случаи из жизни и пишу их от имени героини.
- Kurgu değil. - Kendi yaşadığım şeyleri, karakterlerin sesinden aktarıyorum.
Беру свои слова обратно.
Hepsini geri alıyorum.
Отлично, я беру.
Tamam, hallederim ben.
Это фриланс, так что по сути я тебя никуда не беру, но, по-моему, ты очень даже подходишь.
İşe alındım mı yani? Yazı başına ödeme yaptığımız için işe alma gibi bir durum olduğunu söylenemez ama tatlı birine benziyorsun.
Я беру тебя обедать.
Seni öğle yemeğine götürüyorum.
Беру
- Evet.
Я вешаю бирку, и беру инструмент.
Metali veriyorum, aracımı alıyorum.
Вешаю инструмент, и беру бирку.
Aracı veriyorum, metali alıyorum.
Всю ответственность я беру на себя.
Tüm sorumluluğu alıyorum.
Вы встретить меня здесь с деньгами, и я беру у вас вещи.
Sen parayla buraya gel, ben de sana malı getireyim.
Знаешь, когда мне нужен перерыв, я беру 2 дня в лучшем случае.
Uzaklaşmak isteyince en fazla iki gün dayanabiliyorum.
Нет. Беру свои слова назад.
Hayır, bunu geri alıyorum.
Сейчас, ух, я беру чистый.
Temiz bir tane kullandım.
Я беру дело против Пирсон Хардман.
Pearson Hardman'a karşı bir dava alıyorum.
Беру его на себя.
Bu benim suçum.
Послушай, я беру на себя полную ответственность.
Suçu üstüme aldım.
Я просто беру его, зацениваю, но нет, я передумала.
Öylesine alıyorum, bakıyorum ve hayır, vazgeçtim.
Я её беру.
Alıyorum.
Всегда беру эти гренки.
Şu küçük kurutulmuş ekmekleri çok severim.
Я беру это, Майка.
Bu bende Mykes.
Она отдает, я беру, я даю, берет она.
Tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]