Будущее traduction Turc
8,036 traduction parallèle
Теперь будущее Семи Королевств - в его грязных крестьянских руках.
Şimdi Yedi Krallık'ın geleceği onun pis, köylü ellerinde yatıyor.
Он наследник Хайгардена, будущее дома Тиреллов.
Yüksekbahçe'nin varisi o, Tyrell Hanesi'nin geleceği.
Серсея украла мое будущее.
Cersei benden geleceği çaldı.
Вы, моя любовь, Вы это будущее Дома Старков
Sen, sevdiğim Stark Hanesi'nin geleceğisin.
Ты видел будущее Катании и прошлое Лорина.
Catania'nın geleceğini, Lorin'in geçmişini gördün.
И видел будущее здесь.
Ve burada bir gelecek gördüm.
Но вначале... небольшой взгляд в будущее. Что-то для вдохновения.
Ama öncelikle... geleceğimize küçük bir bakışla hepimize ilham verecek şeye bakalım.
здесь встречаются прошлое, будущее и настоящее.
Geçmişin, şimdinin ve geleceğin buluştuğu yer.
Дабы каждая раса в Четырех Землях имела свое будущее!
Dört Kara'daki her ırk için bir gelecek oluşabilsin!
Я тут пытаюсь шагнуть в будущее!
Beyler bizi geleceğe taşımaya çalışıyorum.
Что-то про завтра, про будущее.
Yarın, gelecek için diyen bir isim.
- Будущее начинается не в сорок втором году.
- Bugünden başlayan bir gelecek, 1942 değil.
Была ли надежда на будущее в чужом и опасном мире?
Bu yabancı ve tehlikeli dünyada ne tür bir gelecek ümit edebilirdi?
Ты никогда не будешь столько значить для латинянина, как человек, который держит его будущее в своих руках.
Latin'e nazaran, onun geleceğini elinde tutan adam için daha değerlisin.
Так что в другой раз... когда все мы оправимся... я бы хотела предложить семье другой взгляд... на будущее предприятия Шелби.
Bundan yüzden başka bir zamanda hepimiz düzelmişken Shelby Limited Şirketi'nin geleceği hakkında ailemize alternatif bir fikir sunacağım.
И меня блестящее будущее ждёт.
- Benim de geleceğim parlak.
Ты не только газеты сможешь читать, ты в них будущее сможешь предвидеть.
Gazeteyi okuyabilmek ne ki geleceği görebileceksin be.
Подойди, мой дорогой.Твое будущее ждет.
- Gel tatlım, geleceğin seni bekliyor.
Джим, советик на будущее, всегда подбирай правильный инструмент.
Jim, aklında bulunsun. İş için uygun ekipmanlar kullanman lazım.
Будущее принадлежит моим детям и это будущее здесь.
Gelecek çocuklarıma ait ve de gelecek geldi.
В духе дружбы и честности, я говорил с тобой о твоей жизни, как будто у неё было будущее.
Samimiyet ve dürüstlük ortamı kurduğumuz için hayatından bahsederken bir geleceğin varmış gibi davranıyordum.
На будущее, сэр, я был бы очень рад помогать вам и в других делах.
İlerde size başka davalarda yardımcı olmaktan mutluluk duyarım efendim.
Последние два года я думала, что мне есть к чему стремиться, есть будущее.
Son 2 yılımı, beklentilerimi ve geleceğimi hayal ederek geçirdim.
За будущее. - Ну что, все довольны?
- Hepimiz aynı mı düşünüyoruz?
Дэв. Наше будущее целиком зависит от этой сделки.
Dev, geleceğimiz, her şeyimiz bu satışa bağlı.
Это... твое будущее.
Bu, senin geleceğin.
У вас здесь ждет блестящее будущее.
Anlıyorum ki burada geleceğin parlak tatlım.
Капитан, на будущее : выбирайте соперников из своей весовой категории.
Yüzbaşı, gelecek sefer kendi cüssenizde birini seçin.
У меня есть будущее в этой фирме?
Bu şirkette bir geleceğim var mı?
Давай сделаем это! Будем себе хозяевами. Будем сами строить наше будущее.
Şu işe atlayıp kendimizin patronu olalım geleceğimizi kuralım.
Надо посмотреть правде в глаза, Говард, она будущее.
Kabul edelim Howard, gelecek onda.
Это твое будущее, понятно?
Senin geleceğin bu, tamam mı? - O yüzden...
изменить будущее, остановить восстание... А сейчас все это ложится на твои плечи. Но я постараюсь помочь тебе, как только смогу.
Geleceği değiştirmek, isyanı engellemek ve şu anda hepsi senin üzerine yıkıldı ama yapabileceğim her şekilde sana yardım etmeyi deneyeceğim.
Надо продвинуть "Падди" из прошлого в светлое будущее - передвижной фургон "Падди".
Yenilenmemiz lazım. Paddy's'i geçmişten geleceğe taşımamız lazım. Bir Paddy aracı.
- Давай обсудим наше будущее. - Давай.
- Geleceğimiz hakkında konuşmak istiyorum.
А именно - вам потому что вы мои дети, и я вложусь в ваше будущее.
Size yardım edeceğim çünkü sizler çocuklarımsınız ve geleceğinizi düşünmem lazım. - Ne?
Даже если Нассау падет, наше будущее будет таким образом обеспечено.
Nassau düşerse, geleceğimizi güvene almak için geride bırakmamız gereken şeyler olacak.
Я не знаю, какое будущее мне уготовано, но оно зависит от вашего успеха.
Beni burada nasıl bir gelecek bekliyor en ufak fikrim yok. Lakin senin başarının anahtarının bu olduğuna inanıyorum.
Это будет сигнал для жителей Нью-Провиденс, что губернатор намерен предоставить им право определять собственное будущее. Мы просим тебя это одобрить.
Bu da New Providence Adası sakinlerine kendi gelecekleri için söz söyleme hakkı verme konusundaki açık niyetini gösterecek ve seninde iştirak etmeni isteriz.
Просто чьи-то инвестиции в будущее Нассау.
Sadık bir sakinden beklenmedik yatırım.
Вопросам о моем прошлом. Хочу, чтобы мы начали все с начала и забыли о том, что у этого места есть прошлое. Только будущее, в котором мы станем настоящими друзьями.
Burda geçmiş olmadığını kabul ettiğimiz üzere, geçmişimle ilgili sorular olmayan, yeni bir başlangıç, senle benim dost olduğumuz bir gelecek.
И нам необходимо обсудить наше будущее.
Ve geleceğimiz hakkında müzakere edeceğimiz çok husus var.
Так у тебя появится... будущее.
Uzun vadeli bir şeye sahip olabilirsin. Geleceğe.
Какое будущее?
Ne geleceği?
Мистер Дрейк прислал меня, чтобы вывести эту компанию в будущее.
Bay Drake, beni buraya şirketin geleceğine rehberlik etmem için gönderdi.
В лице Изабель мне открылось будущее.
Isabelle'in yüzünde geleceği gördüm.
Будущее предопределено!
Peygamberliğim taşlara yazılmıştı! Şu'boş boş konuşuyor'hareketini mi yapıyorsun?
Если бы человек преуспел и изменил будущее, то сыну брата было бы не суждено родиться.
Kardeşi gibi gördüğü biri. Eğer adam başarılı olup geleceği değiştirebilirse kardeşinin oğlu asla doğmamış olacaktı.
Может, попала в будущее, может, нет.
Belki geleceğe gidebilmiştir belki de başaramamıştır.
Запомню на будущее.
Bir dahakine denerim.
Очевидец знает будущее.
Tanık geleceği biliyor.