Гламур traduction Turc
56 traduction parallèle
У мамы был журнал "Гламур".
Annemin Glamour dergisi vardı.
Гламур?
Glamour mu?
Гламур?
Glamour mı?
Там лежал журнал моей матери. "Гламур". Я стал его пролистывать.
Annemin Glamour Dergisi'ni karıştırmaya başladım.
"Гламур"?
Glamour mu?
- Ты получил гламур.
- Heyecan buldun.
- Да. Значит ты, в конце концов, решила, что гламур и престиж официанства - это твоё.
Demek sonunda garsonluğun cazibesine ve prestijine teslim oldun.
Их гламур - порочная иллюзия.
Cazibesi bir kuruntu.
Лоис, я зашла отдать свежие снимки и позвать на следующую сессию... для журнала "Гламур", в понедельник.
Lois, senin yeni çekimlerini aldım ve bir daha ki pazartesiye.... GIamour'da çekim ayarladım.
Бедняжка Дженни... весь этот гламур чуть не довёл ее до каталажки.
Zavallı Jenny. Onca cazibe, az daha merkezde sonlanacaktı.
Редбук, Гламур, "ВОГУЭ"...
"Redbook", "Glamour," "Vog-you"...
Где весь этот восторг, о котором я читал, когда рос, где гламур?
Okuyup durduğum heyecan nerede? Cazibe nerede?
Они хотят глянец и гламур, знаменитостей.
Pırıltılı ve büyüleyici şeyleri, ünlüleri görmek isterler.
Оставайтесь в своем стиле. Юмор, гламур...
Stilinizle, mizahınızla, cazibenizle.
Кому-то секс, гламур или слава.
Kimileri seks oyunlarını, kimileri şöhretin ihtişamını.
А где гламур?
Işıltı nerede?
Как только гламур уходит, остаются номера отелей, аэропорты.
Sahne kıyafetlerini çıkarınca, sadece daha çok otel odası ve havaalanı kalır.
Обман, гламур перестрелки, осколки зеркал
Aldatma, cazibe kırılmış aynalar arasında çatışmalar...
Я все еще люблю гламур, и я лучше схожусь с женщинами, но я начала понимать, что я не женщина.
Hâlâ çekici olmayı seviyorum. Kadınlarla da hâlâ sadece takılmayı tercih ederim ama artık anladım ki, ben bir kadın değilim.
- Мне не гламур нужен.
- Çekicilik aramıyorum.
Дизайнер Ё Ми Хо создаст мужской гламур с шикарным классическим костюмом.
Modacı YOO Mi-ho, maskülen cazibeyi klasik ve şık takımlarla tanımlıyor.
Нас соблазнил блеск и гламур шоу-бизнеса
Şov dünyasının şan ve şöhreti etkisinde kaldık.
Где "гламур"?
Parlatıcı nerede?
Гламур.
İhtişamdan dolayı.
Вы получаете и гламур, и всю подноготную.
Cazibeyi görürsünüz ama bel altı vuranları da görürsünüz.
А то был бы отличный заголовок : "Секс и гламур".
Güzel ve ilgi çekici bir dedikodu.
Хотя, наверное, это интересно - все эти перелёты и гламур.
Eğlenceli olmalı, yolculuk yapıyorsun ve çekicisin.
Хочешь я помашу на тебя журналом Гламур?
US dergimle sana yelpaze yapayım mı? - İstemez!
О, прости, нет. Я еще не успел пролистать мои "Гламур" и "Современная невеста".
Hâlâ, Glamour ve Modern Gelin dergilerinin üzerinden geçmem gerekiyor.
Это не гламур.
Bu büyüleyici değil.
Человек, оставивший блеск и гламур Лас-Вегаса и избравший другой путь.
Las Vegas yıldızlığının pırıltısı ve görkemini arkasında bırakıp farklı bir yola giren bir adam.
Меня совратил гламур помощника регионального менеджера.
Bölge asistan şefliği koltuğu beni kendimden geçirdi
Я ваша ведущая, Гламур.
Ben sunucunuz, Cazibeli.
Таков уж гламур медицинских уток.
Lazımlıkların çekiciliğine kapıldın demek.
Сначала история преступления, где смешались гламур, деньги и убийство, приковавшая внимание всего Саут-Бич.
İlk haberimiz, South Beach'de şehvetin paranın ve cinayetin yaşandığı başrolünde ise tehlikeli bir dulun olduğu iddia edilen gerçek bir suç hikayesi.
Одного из них обхаживает "Гламур косметикс".
En azından birinin Glamour Kozmetik'e geçme durumu var.
Ну а как тогда назвать то, что ты не сказала мне, что "Гламур" переманивает ее членов правления?
Peki, o zaman bana Glamour'un yönetim kurulu üyelerinin etrafını dolaştığını söylememen nedir?
Ваш престиж и гламур правит Салемом.
Salem için prestijli ve çekicisiniz.
- Деловой гламур?
- İş toplantısı gibi yani öyle mi? - Aynen.
Мм, беспощадный гламур полицейской работы.
Polis mesleğinin bitmeyen cazibesi.
Это гламур, руна, которая делает меня невидимым для примитивных.
Bu bir büyü. Mühür beni sıradanlara karşı görünmez yapıyor.
Ты можешь убрать свой гламур, чтобы мой лучший друг не думал, что я схожу с ума? Мне нужно, чтобы ты была в безопасности.
En yakın arkadaşımın aklımı oynattığımı düşünmemesi için büyüyü kaldırır mısın?
Вам нельзя использовать гламур.
Büyü yapamazsınız.
Это гламур магов.
Büyücü büyüleri işte.
Ты не единственный, кто умеет создавать Гламур.
Büyü yapmayı bilen tek sen değilsin.
Музыка, джин, гламур... джин.
Müziği, cini, pırıltıları cini. - Sen öldün.
Конечно, город может предоставить не только убежище и пищу, но и гламур.
Bir şehir elbette ki yalnızca koruma ve yiyecek değil, cazibe de sunabilir.
Помнишь, как ты учил меня, как видеть сквозь Гламур?
Büyülerin ötesini görmeyi bana sen öğrettin.
этот гламур!
cazibe!
Гламур в мини-гольфе.
Mini golfte cazibe.
С определённого ракурса, происходящее сейчас напоминает гламур.
Normal bir ışık altında tüm bunlar çok göz alıcı duruyor.