Денек traduction Turc
1,197 traduction parallèle
- Один денек отоспись.
Bir gece uyumana müsaade ediyorum.
Конечно. Ну и денек выдался.
Evet bu garip bir gün oluyor.
Веселый будет денек.
O günlerden biri.
Ну и денек.
Ne gün ama.
Странный денек здесь, На Виндсвепт Филдс.
Windswept Fields'da acayip bir gün
Просто нам было бы приятно приехать, провести у тебя денек.
Gelip bir günümüzü seninle geçirmek isteriz.
Отличный денек, не правда ли?
Güzel bir gün, öyle değil mi?
Да, Джен звонила бабушке, сказала, что они задержатся еще на денек.
Jen arayıp bir gün daha kalacaklarını söylemiş.
Ну и денек.
Zor bir gün, ha?
Ну и денек сегодня выдался.
Pekala, bakalım bunlar işe yarayacak mı.
- Плохой денек, подруга?
- Kötü bir gün, ha?
У тебя сегодня неплохой денек, да?
Pekala, güzel bir gündü huh?
Денек-другой в общей камере в Нью Джерси, и он будет хныкать... в ожидании залога вместе с остальными.
New Jersey Hapisanesi'nde bir kaç gün kaldıktan sonra diğerleri gibi kefalet parası için ağlamaya başlayacak.
А через денек-другой разве не лучше?
Bir iki güne ne dersin?
Давайте быстрее, похоже, денек будет не самый удачный.
Harekete geçiyoruz. Çok kötü bir gün olacak.
- Неудачный денек, да?
- Kötü gündü ha?
Денек у вас был не из легких.
Eminim sizin için zor bir gün olmuştur.
- И охотясь на львов. Вот это денек!
Dolu bir gün geçirdin.
- Забудьте на денек о своем приятеле.
Bilemiyorum, arkadaşım...
В общем, нелегкий денек.
Bu nedenle meşguldüm.
Знаешь, у меня был адский денек, да?
Zaten her zaman buradayım değil mi?
Погожий сегодня денек, а?
Güzel bir gün değil mi?
Так отдохни денек, хорошо?
Bu yüzden biraz dinlen.
- Ох, тот ещё денёк выдался.
Öylesine bir gün işte.
Тогда проведите свободный денёк в Пастораме... -... где ожил старый Нью-Йорк.
O halde eski New York'un canlandığı yerde Past-O-Rama'da dertsiz tasasız bir gün yaşayın.
Нам предстоит тот ещё денёк.
Dolu dolu bir gün olacak.
— Блин, ну и денёк выдался.
- Kahretsin, ne biçim gün.
Что за денёк.
Tanrı'm! Ne gündü ama.
Что за ублюдочный денёк!
Ne biçim gündü ama!
- Прекрасный денёк, Боб.
- Çok güzel bir gün, Bob.
Денёк на отдых, а вернёмся завтра. Хорошо?
Bir günlük dinlenme, yarın döneriz, olur mu?
Один денёк можешь побыть моей сестрой.
O günlük kız kardeşim olabilirsin.
Отличный денёк.
Çok güzeI bir gün, değiI mi?
Странный был денёк, да?
Tuhaf bir gündü, değil mi?
Я помню один летний денек...
El Pollo yerinde tünemeye geldi.
Весёлый денёк выдался, да?
Eğlenceli bir gün oldu değil mi?
У нас сегодня просто замечательный денёк.
Dışarıda hava çok güzel.
Отличный денёк, правда?
Güzel bir gün, değil mi?
Ну что за денёк!
Ne gündü.
Ну и денек!
Ne gündü ama.
Славный денёк, да? Ты.
Güzel gün, değil mi?
Отличный денек, правда?
- Ne güzel bir gün, değil mi?
- Ну и денек.
- Çok yoğun bir gündü
Поганый денёк выдался?
Kötü bir gece mi?
Я согласился задержаться на денёк, надеясь разгадать загадку : как может городок казаться таким странным и таким знакомым.
Bir yerin nasıl hem yabancı hem de tanıdık olabileceğini görmek için öğleden sonrasını onlarla geçirdim.
Прекрасный денек, да?
Güzel bir gün, huh?
Вялый денёк.
Bomboş bir gün.
Тот еще будет денек.
Ne olurdu ama.
У меня на работе тоже денёк был суматошный.
Ben de işte telaşlı bir gün geçirdim.
В стародавний денёк совершил я грешок!
Geçmişte kötü şeyler yaptım.
Такой славный денёк, захотелось прогуляться, знаешь, поглазеть.
Bugün harika bir gün. Biraz dolanayım, manzaraya bakayım dedim.